Almanya'da bir emekçi bayramını daha geride bıraktık, ancak doğrusunu söylemek gerekirse bu yıl 1 Mayıs emekçi bayramı sönük geçti. Bu ülkede yaklaşık kırk yıldır yaşayan ve bunun otuz altı yılını fabrikalarda işçi olarak geçirmiş göçmen kökenli bir Alman vatandaşı olarak edindiğim izlenimlere göre sönük geçmesini iki nedene bağlıyorum...
Gerçi yarım milyona yakın emekçi meydanlara çıktı ama bu sayı okuma, araştırma ve sorgulama alışkanlığı olan duyarlı bir halka sahip Almanya için azdı tabi ki. Her neyse biz esas konumuza dönelim...
Emekçi bayramının sönük geçmesinin iki nedeni var dedim. Evet iki nedeni var. Birinci nedeni Rusya Ukrayna savaşının yarattığı belirsizlik ve kaos ortamı. Rusya Ukrayna Savaşı'nda taraf olan Almanya Federal hükümeti her zaman mazlumun yanında olmayı kendisine rehber edinen alman emekçilerini bununla rahat aldatarak desteğini aldı ve bir zamanlar Nazi Almanya'sının komünist Rusya karşısında kaybettiği yenilgiyi de unutmayarak bunu Rusya'nın Ukrayna karşısında takındığı zalimlikle karıştırıp yoğurdu ve haliyle alman emekçilerine şunu dedirtti "zalimlikler ve kötü şeyler hep bu komünistlerin (Rusya'yı hâlâ komünist göstererek) yastığının altından çıkar zaten" dedirtti ve böylece Alman egemenlerinin emekçi halkı aldatarak yanına alma planları tutmuş oldu...
İkinci neden de İsrail Filistin savaşı, bu savaş da, yine Alman Federal hükümetinin zaten İsrail ile olan ilişkilerine bir Hızır gibi yetişerek egemenler kendi ağız ve elleriyle halka yine zehir kusarak bu defa şunu dedirtti "İsrail Filistin'e saldırmıyor Yahudi düşmanlarına saldırıyor. Eğer Filistin'den yana tavır koyarsak ikinci dünya savaşındaki Yahudi düşmanlığına yine ortak olmuş oluruz aman ha" dedi ve emekçiler katında da bu kabul gördü, görünce işçi ve emekçiler bütün haklı sokak eylemlerinden geri durdu ve en son 1 Mayıs işçi emekçi bayramına da yansımış oldu...
Çünkü hâlâ direk Filistin için yapılan dayanışma eylemleri yasak. İşte bütün bu engel, yasak ve yalan politikalar emekçi bayramına ister istemez yansıdı. Sonuç olarak şunun altını çizerek belirteyim. Bütün engelleme, karalama ve ikiyüzlü politikalara rağmen, toplumsal mücadele son bulmuş değil meydanlar yine işçi ve emekçilerin olacak... Egemenler emekçileri ömür boyu aldatamayacaklar... Buna inanıyoruz ya, önce bu yeterli...