Adıyaman’ın en önemli simgeleri arasında yer alan bakır işlemeciliğine her geçen gün talep azalıyor. Yerel halkın ilgisinin azaldığı bakır ürünlerden tencere, tava, lamba, kahve takımına yabancıların ilgisi ise fazla. Depremin etkilediği Adıyaman Kalesi’nin hemen girişinde bulunan Kıratlı Dövme Bakır dükkanının işletmecisi Ali Kıratlı, bakır işlemeciliğine ömrünü adamış. 65 yıldır bakırcılık mesleğini icra eden Ali Kıratlı (72), küçük dükkanında yaşamını idame ettirmeye devam ederken, mesleğin son temsilcileri olduğunu düşünüyor.

‘Bir daha dünyaya gelsem yine seçerim’

Bakırcılık mesleğine 7 yaşında çocukken başladığını belirten Kıratlı, yaptığı işten çok mutlu olduğunu, bakır işlemeciliğini çok sevdiğini dile getirdi. Kıratlı, “Çok güzel bir meslek bir daha dünyaya gelsem yine bakırcılığı seçerim” dedi.

Usta çırak, baba evlat

Bir ustanın yanında 20 sene çalıştığını vurgulayan Kıratlı, “O zamanlar ustalık çıraklık ilişkisinin ayrı bir yeri vardı. Usta çırak ilişkisi, baba evlat ilişkisi gibiydi. Öyle ilişkilerimiz vardı. O şekilde bir yerde 20 sene çalıştım. Ardından askere gittik geldik, bir dükkan açtık. Halen devam edip, gidiyoruz” ifadelerini kullandı.

Çekirdekten yetişme

Bakırcılığın Ermenilerden öğrenildiğini sözlerine ekleyen Kıratlı, ustalarına Ermenilerden bu işin geçtiğini ifade etti. Kıratlı, “Onlardan bizim ustalar, bizim ustalardan da biz aldık. Bizden sonra da maalesef yok. Bu tür meslekler biter diye düşünüyorum. Yeni nesil bu işe tahammül edemez. Bu iş çok zahmetli ve sabır isteyen bir iştir. Bir de düzgün yapacaksın yaptığın işi. Aynı bir bina gibi, bu iş. Binanın altı düzgün olmazsa üzeri düzgün olsun, işe yaramaz. Çok çabuk çöker. Mesleklerde de çekirdekten yetişme olursan, çok güzel olursun” dedi.

‘Bakırcılık sanat işidir’

Bakırcılığın bir sanat işi olduğunun altını çizen Kıratlı, “Bu iş sanattır. Ticaret bu alana sonradan nüfuz etmiştir. Önceleri mesela kız ya da oğlan evlendiğinde bütün eşyaları bakırdan olurdu. Bu olmazsa olmazdı. Bir de bakır çok sağlıklı. Alüminyum, demir gibi değil, bakır bir başka” diye konuştu.

Direkt elden üretim

Bakırcılığı diğer mesleklerden ayıran şeyin işçiliği olduğunu ifade eden Kıratlı, bu mesleğin direk el ile üretildiğini vurguladı. Bir düz bakırın döve döve farklı şekillere getirildiğini belirten Kıratlı, bir bakır işlemesi göstererek elde yapıldığında 3,4 gün sürdüğünü söyledi. Kıratlı, “Ama şimdi makine de yapıyor bunu. 2 saatte bir tane çıkarıyor. Bizim çıraklık devrimizde ustalarımız buna 3, 4 gününü verirdi. Bakır döve döve, yavaş yavaş bu hale getirilirdi. Bu iş zor iş, kolay değil. Mesela şu tava da düz bir bakır. Tokmakla vura vura bu hale getireceksin. Bunlar sabır, tahammül ister. Aynı zamanda da sanat, becerin de olacak. Beceri olmazsa olmaz” şeklinde konuştu.

‘Keşke çocuklarımız, torunlarımız öğrense’

Bu mesleğin sürmesi gerektiğini ifade eden Kıratlı, “Şimdiki gençler zor biraz. Bu meslekte hem sen kazanırsın, hem ülke kazanır. Bunu sadece yerli almaz, yabancı da alıyor. Ama umut yok. Çünkü fabrikasyon var. Keşke çocuklarımız, torunlarımız bu işleri öğrense bu işler daha güzel olsa. Ama yok, öğrenmek istemiyorlar” ifadelerine yer verdi. (Kaynak: MA)

Editör: Ali Abbas Yılmaz