Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta art arda meydana gelen depremlerin ağır yıkıma neden olduğu 11 kentten biri olan Adıyaman’da, resmi rakamlara göre 11 bin kişi yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı. Depremde enkaz altında kalan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Adıyaman Şubesi Başkanı Zülfikar Yılmaz ve ailesinden 6 kişi enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Yılmaz ailesi avukatı Yusuf Özperçin, geç müdahale eden devletin sorumluluğu nedeniyle felaketin toplu katliam davasına dönüşmesi için Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. 

4’üncü günde enkazdan sesler geliyordu

Özperçin, deprem sonrası müdahalenin yapılmadığını, 4 gün sonra yaşamını yitiren müvekkili Zülfikar Yılmaz ve ailesinin bulunduğu enkazdan sesler geldiğine dair görüntülerin olduğunu aktardı. Enkaza dönen binanın yapı kullanım ruhsatında eksikliklerin belediye kayıtlarında olduğuna işaret eden Özperçin, “Zülfükar Yılmaz, annesi, eniştesi, ablası ve üç yeğeniyle beraber yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren 7 kişilik aile üzerinden bu süreci başlattık. Zülfikar Yılmaz'ı 4’üncü günün sonunda, diğer aile bireylerini de 7'nci gün enkazdan çıkarabildik. Hem enkazın genel durumu hem kolon ve yapım hatası noktasında elimizde veriler var. Bu emsal üzerinden Adıyaman’daki depremin toplu katliamlar davasına dönüşmesi için suç duyurusunda bulunduk. Bu davayı Zülfikar Yılmaz ve ailesi adına açtık, amacımız burada bütün kurumların ve avukatların aynı tavırla bu davalara yönelmeleri. Delil olarak bir video kaydında enkazdan Zülfikar Yılmaz'ın annesi olduğunu bildiğimiz bir ses aldık, yine oraya AFAD ve diğer kurumların uğramadığına dair çevre ve enkazda bulunan yurttaşların tanıklığı mevcut” dedi.

İlk aşama faillerin cezalandırılması 

Suç duyurusunun davaya dönüşmesiyle delillerin toplanması ve sorumluların tespiti sürecin devam edeceğini belirten Özperçin, “Tespit edilen failler üzerinden bu olayın sadece ceza boyutu değil, sosyolojik boyutu, maddi ve manevi hatlar boyutu ve daha da ötesi devlet pratiğinin açıkça burada kötü niyetini açığa çıkarmak adına ilerleyecek. Sadece ceza boyutuyla değil, hukuki ve idari davalar boyutuyla işleyecek bir süreç. Çünkü bir kurumda temsilcileri cezalandırabilirsiniz ama burada kurumunda bizzat sorumluluğu oluyor. Onunda idari davalar yönünden sorumluluğun tespiti ve hakların tesisi noktasında bir süreç yürütülecek. Yani ilk aşaması faillerin cezalandırılması, sonrasında maddi ve manevi haklar ve idari davalar temellinde ilerleyecek. Daha da derinlemesine bir süreç işlediğinde ise bu şehrin yeniden inşası noktasında bir sürece evrilebilir. Ciddi toplumsal bir mücadele verildiği takdirde, bu şehrin yeniden inşası noktasında hukuki tıkanıklığın aşılacağı ve halkın toplu taleplerinin karşılanacağını düşünüyoruz” diye belirtti.  

‘Geç müdahale katliama vardı’

Deprem sonrası ciddi hak ihlallerin yaşandığını ifade eden Özperçin, birçok kişinin donarak ve açlıktan yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Yaptıkları değerlendirme sonucunda suç duyurusunda bulunduklarını belirten Özperçin, “Ulaştığımız birçok depremzede, enkazlardan seslerin geldiği ve yardımın geç ulaşmasından dolayı insanların açlıktan ve donarak yaşamlarını yitirdiklerini söylediler. Bu değerlendirmeler sonucunda yaşanan ölümlerin devletin sorumluluğu dahilinde gerçekleştiği, geç müdahalenin bir katliam boyutuna vardığı sonucuna ulaştık ve sorumluların da bu boyutta yargılanması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Özperçin, depremde yakınlarını kaybedenler ile baro, dernek ve sivil toplum örgütlerinin davaya müdahil olması çağrısı yaptı. (Kaynak: MA)

Editör: İnanç Yildiz