SUR AJANS- Ali Kenanoğlu, Arnavutluk’ta kurulacağı duyurulan Bektaşi Devleti’ni değerlendirdi. Bektaşiliğin sorununun çözümünün Vatikan benzeri bir Bektaşi devleti kurmak olmadığını da söyleyen Kenanoğlu, “Alevi Bektaşiliğin kendini ifade edebileceği demokratik, özgürlükçü ortamların oluşturulması gerekiyor. İnançların özgürlüğü ve eşitliği bağlamında meseleye bakıyoruz” dedi.

27. Dönem HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Arnavutluk’ta kurulacağı duyurulan Bektaşi Devleti’ni değerlendirdi.

Bektaşi Devleti’nin tarihsel kökeni

Bektaşi Devleti fikrinin ilk defa ortaya atılmış bir fikir olmadığını söyleyen Ali Kenanoğlu, Arnavutluk’ta kurulacağı duyurulan Bektaşi Devletinin tarihsel kökenine dair şunları dile getirdi:

Yaşam hakkı savunucularından katliam yasasına karşı tutum belgesi Yaşam hakkı savunucularından katliam yasasına karşı tutum belgesi

“Bununla ilgili ilginç bir tarih var. 1826-36 yani ikinci Mahmut döneminde Arnavutluk’taki Bektaşiliğin yaygın bir hale gelmesiyle birlikte 1896’da Naim Fraşiri isimli bir Bektaşi aydını ki kendisi ‘Bektaşiliğin Defteri’ diye bir kitap da yazıyor. Bu şahıs bir Bektaşi devleti kurulması gerektiğini, Bektaşiliğin Arnavutluk’un milli dini olması gerektiğini savunuyor. O dönemlerde devlet olabilmek için dine de ihtiyaç var. 1896’da da Naim Fraşiri de Arnavutluk’ta bir Bektaşi devleti kurulması fikrini ortaya atıyor.”

“En çok itiraz Türkiye’deki milliyetçilerden geldi”

Kenanoğlu, Arnavutluk’un Bektaşiliğin önemli bir merkezi haline gelme sürecini ise şöyle anlattı:

“Aslında Arnavutluk’taki Bektaşiliğin gelişimi, Bektaşiliğin Arnavutluk’ta bir merkez oluşturması, Arnavutluk’un Bektaşiler açısından önemli bir merkez haline dönüşmesi tümüyle Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin politikalarından kaynaklı oluyor. Bugün Arnavut Başbakanı, Arnavutluk’ta bir Bektaşi devleti kuracaklarını ilan edince buna en çok itiraz Türkiye’deki milliyetçilerden gelmeye başladı. Türk milliyetçiliği üzerine oluşturulmuş Alevi kurumları var. Bunu hemen bir emperyalizmin oyunu olarak ifade ettiler. Şüphesiz bu bir emperyalizm oyunu olabilir biz emperyalizm oyunu değildir demiyoruz. Sonuçta emperyalistler türlü oyunlar içerisindeler. Fakat senin ne yaptığın önemli.

“Emperyalizm oyunu diyerek işin içinden çıkmak kolay”

Burada ilk önce 1826 sürecindeki Osmanlı’nın Alevi Bektaşiler üzerindeki uyguladığı yıkım politikaları en önemli faktör birincisi. İkincisi de Dedebabalık makamının buradan Arnavutluk’a taşınmasının müsebbibi, 1925 Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nun bizzat kendisidir. Nasıl ki Süryani merkezi 1925 Tekke ve Zaviyeler Kanunu’ndan sonra Dayrulzeferan’dan Mardin’den Şam’a taşınmak zorunda kalmıştır Bektaşiliğin en üst makamı olan Dedebabalık makamının kendisi de Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmıştır. Bütün bunları eleştirmeden, görmeden ‘emperyalizmin oyunu’ diyerek işin içinden çıkmak kolaydır. Bu mesele o anlamıyla Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş kodlarındaki oluşturduğu Alevi Bektaşilere yönelik tutumdan bağımsız değildir.”

“İnançla devleti yan yana getirmemek gerekiyor”

Aleviliğin özgün duruşunu, özgün bakışını etkileyecek politikaları desteklemediklerini kaydeden Kenanoğlu, “Devletin güdümüne girmiş Alevilik, devletin güdümüne girmiş Bektaşilik bizim destekleyeceğimiz bir durum değildir. Bektaşiliğin bugün bir devlete değil Bektaşiliğin kendi kurumsal yapısını oluşturabileceği tekkelerini açıkça ve rahatlıkla, baskı altında olmadan, gizlemeden o kurumsal yapılarını işletebilecekleri özgürlükçü bir ortama ihtiyacı var. Arnavutluk açısından da Türkiye açısından da buna ihtiyaçları var” diye konuştu. Bektaşiliğin sorununun çözümünün Vatikan benzeri bir Bektaşi devleti kurmak olmadığını da ifade eden Kenanoğlu, “Alevi Bektaşiliğin kendini ifade edebileceği demokratik, özgürlükçü ortamların oluşturulması gerekiyor. İnançların özgürlüğü ve eşitliği bağlamında meseleye bakıyoruz. Bektaşilerin, Alevilerin bu anlamıyla bir devletten çok bir özgürlükçü alana ihtiyacı var. Çünkü devlet bir otorite demektir. İnançla devleti yan yana getirmemek gerekiyor” dedi.

Kaynak: PİRHA