Kanımca bir düşünceyi açıklamanın en kolay yolu, sözcüklerin tanımını en iyi açıklayan kaynak bilgilerden biri olan kökenbiliminden (etimoloji) destek almaktır. Eğer ana temamız yazarın sorumluluğu ise, İngilizce'de yazarın karşılığı olan “author” sözcüğü ile sözcüğün semantik mantığı Arapçadan alınan ‘’sorumluluk / mesuliyet’’ sözcüklerini deşerek, yazımızın iddiasını temellendirebiliriz.  Belki bu şekilde de yazarın sosyo – politik, kültürel işlev, tutum ve konumuyla ilgili bazı ipuçlarına ulaşabiliriz.

yazar
Yazar-yazarlık

Kaynaklar “author” sözcüğünün zaman sürecinde, periyodik aralıklarla 14 yy.’dan başlayarak “auctor /autour/autor” şeklinde kullanıldığı ve ‘’kurucu, yaratıcı, meydana getiren, bir şeylere sebep olan’’ anlamlar geliştirdiğini gösterir. Sözcüğün kökeninin Latincede de benzer şekillerde “kurucu, yapıcı, güvenilir yazar, sorumlu kişi, kışkırtıcı, yetkili’’ anlamlarda kullanıldığına işaret eder. Sözcüğün anlam evrimine bakıldığında yazarın görevinin sadece yazma eylemi olmadığı ya da yazma eyleminin bu eylemi gerçekleştiren kişiyi tek başına ‘author’ olarak tanımlayamayacağına dikkati çeker. Zira ‘author’, anlam evrimine paralel olarak toplumun ilgi alanına giren her konuyu, açmazı ve çelişkileri sorunsallaştırarak bir sorumluluk üstlenmeyi zorunlu kılar. Aynı zamanda bu yapıcılık, yetkinlik ya da yeterlilik, author ya da yazar kişide sorularla sorunlaştırdığı konulara bağlı olarak geliştirdiği bir sorumluluk bilincidir. Bu da “author / yazar” olan kişinin sorumluluğudur.

Anlam kökenine değinmek istediğimiz ikinci sözcük de ‘sorumluluk’tur. Bu sözcük esasında Türkçeye, Arapça bir sözcük olan “mesuliyet” sözcüğünün birebir anlam mantığından türetilerek girmiştir. “Soru sormak”tan türetilen bu sözcük, Türkçede eş anlam olarak da kullanılan “mesuliyet / masˀūl /'مسؤل”, “soru sormak” anlamına gelen “saˀala /'سأل” sözcüğünden türetilerek “soru sorulan, mesul olan” anlamından alıntı olarak bir şeye karşı'“sorumlu olan, hesabı sorulan, sorumlu olmak/yetkilendirildiği konuda başkalarına hesap verebilen kişi”'anlamındadır. Soru sorabilen, soru sorarak ve sorduğundan da sorumlu olan biri olarak yazar, konu edindiği şeyi sorunsallaştırarak hedef kitlesini bir sorguya icabet etmesini sağlar. Zira yazarın aradığı şey ya da temalandırdığı şey cevap değildir, sorudur. Bazı yazarlar cevap verme arayışına (yanlış yola) girerek çıkmazı daha da keskinleştirir ve çoğu zaman cevap verme tutumu, yazarı düzenin tuzağına düşürebilir hatta insanları keskin hatlarıyla bir çerçeveye hapsedebilir. İnsanları karanlığın ve düzenin boyunduruğundan kurtaracak şey, sorudaki içkin özgürlüktür. Yazarın da özgürlüğü, soru sorabilen ve bu sorunun sorumluluğunu üstlenebilen kişiliğidir.

Bu temelden hareketle'“author / otorite / yetkil i / sorumlu, kurucu ve güvenilir kişi”'anlam derinliğine sahip olan yazar, sorunsallaştırdığı konuları düğümlerinden çözer ve yeni yaratım olanaklarını sorularıyla beraber topluma sunar. Bu yaratım olanakları, kışkırtıcı bir ivmeyle çözüme giden süreçte yeni sorunsallar üreterek yazara yapıcı bir rol yükler. Bu rol de yazarın işaret ettiği konuların doğurduğu sorulara ve sorunlara karşı haliyle geliştirdiği sorumluluk yani ahlaki bir yükümlülüktür. Bu sorumluluk bilincinin yükümlülüğü, yazarın entelektüel ahlakının bir gereğidir. O zaman yazar, toplumun içine sürüklendiği çıkmaz ve altında yaşadığı baskı karanlığının zulmüne karşı ışıltılı ve ufuk açıcı sorularıyla olsun, sorumluluğuyla da olsun, esasında aydındır.