SUR AJANS/ Diyarbakır Barosu, Başkan Av. Nahit Eren’e yönelik ‘ölüm’ içerikli tehditlere dair 82 sivil toplum, emek ve meslek örgütünü bünyesinde barındıran Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu destek açıklamasında bulundu. Tahir Elçi Konferans Salonu’nun önünde yapılan açıklamaya siyasi parti temsilcileri de katıldı. Son günlerde Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren, çeşitli sosyal medya hesapları üzerinden tehdit ediliyor. Ölüm tehditlerine dönüşen bu tacizlere ilişkin Türkiye Barolar Birliği ile 81 Baro ortak bir açıklama yaptı ve yaşanan durumun kabul edilemez olduğu belirtilmişti. Bugün ise 19 Aralık’ta kuruluşunu ilan eden Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu Eren’e destek vermek için bileşenleriyle birlikte Tahir Elçi Konferans Salonu’nun önünde bir basın açıklaması düzenledi. Ortak açıklamayı okuyan DOGÜNKAD Yönetim Kurulu Başkanı Rojda Yılmaz, “Bu tehditler karşısındaki suskunluğun ve yargının cezasızlık pratiğinin de birilerini cesaretlendirdiğini çok iyi bilmekteyiz. 28 Kasım 2015 tarihinde 4 Ayaklı Minare önünde katledilen Baro Başkanımız Av. Tahir ELÇİ’nin yarası daha kapanmamışken,  Nahit EREN ve aile bireylerine yönelik bu tehditlere tabi ki de sessiz kalmayacağız” dedi.

“Kirli oyunların bir başlangıç senaryosuyla ilgili endişelerimiz var”

Açıklamada konuşan DTSO Başkanı Mehmet Kaya, son dönemlerde Diyarbakır’daki Sivil Toplum Kuruluşlarına yönelik basın ve sosyal medyada hedef gösterici ifadeler kullanıldığına vurgu yaptı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların çok tesadüf olmadığına, ve geçmiş dönemde yaşanan kirli oyunlarına bir başlangıç senaryosuyla ilgili endişelerimizin olduğunu ifade ediyoruz. Son dönemde Baro Başkanımıza ve ailesine yönelik tamamıyla hedef gösterici bir çalışma var”

 “Diyarbakır Barosu ağır bedeller ödedi”

Açıklamada konuşan ve tehditlerin hedefi haline gelen Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren de kendisine destek veren STÖ’lere dayanışmadan ötürü teşekkür etti. Eren Diyarbakır Barosu’nun geçmişte de ağır bedeller ödediğine atıfta bulunarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hepimizin istediği şey aslında huzur ortamıdır. Geçmişte de Diyarbakır Barosu bu tehditlere maruz kaldı. Ağır bedeller de ödedi Diyarbakır Barosu. Biz bu sorumlulukları üstlendiğimiz zaman aslında başımıza gelen her şeyi bilerek bu sorumlulukları üstlendik.

“Yargı gerekli hassasiyeti biran önce göstermeli”

Bugün çocuklarımızı ve aile bireylerimizi tehdit eden bu anlayış karşısında sessiz kalmayacağız. Bu anlamda ben de Diyarbakır Barosu Başkanı olarak yargı makamlarını bu karanlık odakların bir an önce tespit edilip, yargı önüne çıkarılması talebimi yineliyorum. Bu konuda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığımız başvurularımız var. Bu konuda gerekli kişilerin tespiti için çalışmaların olduğunu biliyorum.  Daha önce zaman zaman Diyarbakır’daki diğer sivil toplum örgütlerine yönelik tehditlerin de olduğunu biliyoruz. Cezasızlık bunlara güç veren bir olgu. Bu anlamda biz yargıdan gerekli hassasiyeti biran önce göstermelerini talep ediyoruz. DOGÜNKAD Yönetim Kurulu Başkanı Rojda Yılmaz’ın okuduğu ortak açıklamada şu ifadelere yer aldı: “Herkesin malumu olduğu üzere ülke olarak tarihi belirlenmiş bir seçim sürecine girmiş bulunmaktayız. Toplum olarak modern, çağdaş ve hukuk devletlerinde olması gereken demokrasi şölenini arzuluyorken maalesef geçmişte sıkça denenmiş olası gerginlik ve provakatif girişimlerin işaretlerine bugünlerde de tanıklık ediyoruz. Kentimizin önemli dinamiği ve sivil gücü olmasının yanında insan hakları, adalet ve hukuk mücadelesiyle ulusal ve uluslararası hukuk camiasında da saygın bir yere sahip Diyarbakır Barosunun değerli başkanı ile aile bireyleri; kişisel verileri ve fotoğrafları paylaşılmak suretiyle sosyal medyada tehdit edilmiş ve belirli çevrelere hedef gösterilmiştir.

“Diyarbakır’ın provakasyon ve gerilimlere zemin olarak kullanılmasına müsaade etmeyeceğiz”

Böylesi önemli bir süreçte söz konusu tehditlerin yapıldığı hesaplarda, 1990’lı yılların karanlığına sebep paramiliter yapılar ile bu yapıları kuran kişilerin isim ve sembollerinin kullanılarak kentimize vermek istenin mesajın farkındayız. Ancak şunu bilmelidirler ki Diyarbakır Kentinin provakasyon ve gerilimlere zemin olarak kullanılmasına asla müsaade etmeyeceğiz.

“Elçi’nin yarası daha kapanmamışken Eren’e yönelik tehditlere sessiz kalmayacağız”

5 Haziran 2015 tarihinde İstasyon Meydanında gerçekleşen bombalı saldırı hala bu kentin hafızalarında tazeliğini koruyorken, 28 Kasım 2015 tarihinde 4 Ayaklı Minare önünde katledilen Baro Başkanımız Av. Tahir ELÇİ’nin yarası daha kapanmamışken,  Nahit EREN ve aile bireylerine yönelik bu tehditlere tabi ki de sessiz kalmayacağız.

“Tüm teknolojik imkanları kullandırtanların buna sessiz kalmasını kabul etmiyoruz”

Herkesin bildiği üzere, sosyal medya platformlarında yapılan en küçük eleştiriye bile tahammül edemeyen ve bu kişilerin tespiti için teknolojinin tüm imkanlarını kullandırtanların, bu tehditler karşısında suskun kalmasını kabul etmiyor ve sorumluluklarını yerine getirirken aynı özeni göstermeye davet ediyoruz.

“Tüm kentin baromuzun yanında olduğunun bilinmesini istiyoruz”

Bu tehditler karşısındaki suskunluğun ve yargının cezasızlık pratiğinin de birilerini cesaretlendirdiğini çok iyi bilmekteyiz. Kaynağı ve adresleri belli olan bu kişilerin Diyarbakır kenti ve halkı üzerinden, ülkeyi ve tüm toplumu dizayn etme amacı taşıdığı endişesi içindeyiz. Kent Koruma ve Dayanışma Platformu bileşenlerinden olan Baromuzun Başkanı ve ailesine yönelik tehditleri kınıyor; tüm kentin Baromuzun yanında olduğunun bilinmesini istiyoruz.

“Kamu gücünü elinde bulunduranların bir sorumluluğu var”

Bu suçun faillerinin tespiti ve yaşanacak tüm provakatif girişimlere karşı gereken tedbir ve önlemlerin alınmasının, başta yargı makamları olmak üzere kamu gücünü elinde bulunduranların sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.”

Editör: Haber Merkezi