SUR AJANS/ÖZEL HABER

Diyarbakır’da 1 Mayıs kutlamasının yapıldığı Dağkapı Meydanı’nda işçi ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü dolayısıyla alınan yoğun güvenlik önlemine tepki gösteren Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili adayı Cengiz Çandar, “2024 yılından itibaren biz yine barış mesajlarıyla ve kolluk kuvvetleri olmadan coşkuyla yine 1 Mayıslarda burada buluşacağız. Geliyoruz, gidecekler” dedi.

Diyarbakır’da 1 Mayıs 9 yıl aradan sonra Dağkapı Meydanı’nda kutlandı. 1 Mayıs kutlaması için Tüm Bel Sen önünde toplanan kitlenin Dağkapı’ya yürümesine polis izin vermedi. Sendika temsilcileri ile polis arasında uzun süren müzakereler sonuç vermeyince kitle polis çemberi altında sloganlarla bekleyişini sürdürdü. Ardından kitle içinde bulunan sendikalar bayrak ve flamalarını toplayarak gruplar halinde polis eşliğinde Dağkapı Meydanı’na geçti.

1 Mayıs alanına gelen kitleye dayatılan sessiz, slogansız ve yürüyüş korteji oluşturmadan “intikal” nedeniyle alandaki kutlama gecikmeli olarak başladı. Alana kitlenin girişi ile 1 Mayıs programı konuşmalar ve ardından yapılan ortak açıklama ile devam etti.

Polisin yoğun güvenlik önlemi altında yapılan 1 Mayıs programı davul zurna eşliğinde çekilen halaylarla son buldu.

Diyarbakır’da Dağkapı Meydanı’nda kutlanan 1 Mayıs alanında Sur Ajans’a konuşan siyasetçi, STK temsilcileri, sendikacılar ve yurttaşlar 14 Mayıs seçim gününe işaret ederek, baskı ve yasakların olmadığı yarınlara olan özlemlerini dile getirdi.

1 Mayıs alanından yansıyanlar şöyle:

‘Kutlayanlar kadar neredeyse kolluk kuvveti var’

Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili adayı Cengiz Çandar, Dağkapı Meydanı’nda kutlanan 1 Mayıs’a ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Ben 1 Mayıs’ın kıdemlisiyim. İstanbul’daki kanlı 1 Mayıs’ta oradaydım. Ondan önceki yıl da oradaydım. Dünyanın değişik ülkelerinde 1 Mayıs’ı kutladım. Bugün ilk defa Kürdistan’ın merkezinde Amed’te 1 Mayıs kutluyorum. Dünyanın birçok ülkesinde 1 Mayıslarda bulunmuş biri olarak dünyanın her yerinde barışçı bir şekilde işçi bayramı olarak kutlandığına birebir şahidim. Burada biraz tuhaf bir durum var. Kutlayanlar kadar neredeyse kolluk kuvveti var. Bunun sebebi nedir anlamıyorum. Buradaki insanlar sadece dünyanın her yerindeki işçiler, emekçiler gibi 1 Mayıs kutlayacaklar, başka bir şey yapmayacaklar. Niye bu kadar güvenlik kuvveti var? Bu rejimin, Amed halkına nasıl baktığını gösteriyor. Bu rejimin nasıl düşmanca duygular taşıdığını gösteriyor. Onun için diyorum ki, 2 hafta sonra bugün (15 Mayıs günü) büyük ihtimalle, inşallah bu rejimden kurtulacağız. Ve bir dahaki sene 1 Mayıs’ı bu meydanda dünyada her yerde olduğu gibi bir işçi bayramı olarak, sevinçle, mutlulukla, coşkuyla kutlayacağız.

‘İşçi bayramına, emeğe, alınterine karşı rejim alerjisi var’

İktidarın 1 Mayıslara yaklaşımına ilişkin değerlendirmelerini sürdüren, Çandar, şöyle konuştu: “İstanbul’daki kanlı 1 Mayıs hariç, çünkü o büyük bir provokasyondu malum. Onun dışında ne Türkiye’nin ne de dünyanın herhangi bir başka yerinde ben kolluk kuvveti görmedim. 1 Mayıs işçi ve emek bayramıdır ve coşkuyla dünyanın her yerinde şarkılarla, danslarla, maşlarla kutlanır, o kadar. Kolluk kuvvetinin yapacağı bir iş yoktur. Bir tek bu iktidarın, bu rejimin bulunduğu yıllarda İstanbul’un yarısı polis kordonu altına alınıyor ve her 1 Mayıs’ta çatışma oluyor. Bu Türkiye’ye bu bölgeye özgü bir rejim alerjisi var, işçi bayramına, emeğe, alınterine karşı.”

‘Geliyoruz, gidecekler’

Siyasetçi olmadığını ancak Amed halkının vekili olmaya çalıştığını ifade eden Çandar, çözüm sürecinde Dağkapı Meydanı’nda verilen barış mesajlarını ise yaklaşık 10 yıl sonra şöyle değerlendirdi: “Diyarbakır halkı beni iyi biliyor, seviyor. Ben de bu halkı çok seviyorum ve artık kendimi onların bir parçası hissediyorum. Hayatımın bundan sonraki bölümünde de onların vekili olarak yol almak istiyorum. 2014 yılındaki barış mesajı, aradan yaklaşık 10 yıl oldu, unutulmuş gibi ama bizim zihinlerimizde o barış mesajları duruyor. O yüzden diyorum ki, 2024 yılından itibaren biz yine barış mesajlarıyla ve kolluk kuvvetleri olmadan coşkuyla yine 1 Mayıslarda burada buluşacağız. Geliyoruz, gidecekler.”

‘Bütün zorlukların, zorbalıkların sona erdiği, herkesin demokratik bir alanda yaşam sürdüğü bir ülke istiyoruz’

Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili adayı Sorgül Aytek, “Bizim temennimiz aslında işçi emekçi bütün arkadaşlarımızın, özgürlük için mücadele eden bütün yoldaşlarımızın sesinin 14 Mayıs’ta, şuan mevcut bahar gibi ülkenin her tarafına baharın gelmesini diliyoruz. Bütün zorlukların, zorbalıkların sona erdiği, herkesin demokratik bir alanda yaşam sürdüğü bir ülke istiyoruz. 14 Mayıs’ta herkesin sesinin özgürlük istemi ve bütün talepleriyle sandığa giderek ve sonrasında onları göndererek sonlanmasını diliyorum.”

‘Her gün işsizlik artmakta ve emeğimizin karşılığını alamamaktayız’

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, “Bu bir mayıs buruğuz, yastayız aslında. Ne yazık ki, yetersiz politikalar yüzünden birçok canımızı da yitirdik. Öncelikle depremde yitirdiklerimizin yakınların başsağlığı ve tedavisi devam eden yurttaşlarımıza da geçmiş olsun diyorum. Bugünkü açıklamamızda da zaten o politikaları eleştirdik.  Aslında güvencesiz çalışmamızın, emeğimizin karşılığını alamamamızın, yaşam hakkımızdan olmamızın da bir sebebi de bu politikalardır ne yazık ki. Her gün işsizlik artmakta ve emeğimizin karşılığını alamamaktayız. İş cinayetleri artmakta ne yazık ki. Biz 1 Mayıs birlik ve dayanışma gününde alanlarda birlikte mücadele edeceğimizi tekrarladık. Emeğimize, geleceğimize, yaşam hakkımıza sahip çıkmak için KHK’larla sınırlandırılan iş güvencemizi tekrar geri almak için alanlardayız. Biz mücadelemizi devam ettireceğiz. Bu politikaların değişmesi gerekiyor. Tabii bunlar yapılırken demokratik kitle örgütlerinin, bu dinamiklerin de işin içine girmesi gerekiyor. Mücadelemize devam edeceğiz, yaşasın 1 Mayıs.”

‘Ülkemizde emeğin değeri bilinmiyor’

Pir Sultan Abdal Dernekleri Diyarbakır Şubesi Başkanı Aydın Atlı ise 1 Mayıs’a ilişkin şunları söyledi: “1 Mayıs emek bayramı ama maalesef ülkemizde emeğin değeri bilinmiyor. İnsan haklarında ve insan yaşamında olduğu gibi işçinin, emecinin emeğine de saygı gösterilmiyor. İnşallah 14 Mayıs’tan sonra bu değer bilinir ve buradaki gibi bir demokrasi bayramı 15 Mayıs’ta da yaşanır diye umut ediyoruz. Tabii ki, emekçiler olarak yarınlarımız hep umutlarla yeşerecektir. Tabii işçilerimiz, emekçilerimiz alanlarda mücadele ettikçe emeğin değeri öne çıkacaktır. Yoksa birilerinden bunları beklemek yanlıştır. Alanlarda bunları haykırmamız gerekiyor.”

‘AKP iktidarından kurtulmanın sesleri…’

Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Doğan Hatun da 1 Mayıs’a ilişkin “Biliyoruz ki, bütün alanlarda büyük bir coşku vardır. Bu coşkunun en büyük sebebi de AKP iktidarından kurtulma adımlarının ayak sesleri olduğunu iyi biliyoruz” dedi.

‘Halkın, kitlenin umudunu, heyecanını kırmaya yönelik bir şeydi’

İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Mahsum Çiya Korkamaz ise 1 Mayıs alanına kitlenin yürümesine izin verilmemesini şu ifadelerle değerlendirdi: “Kutlamanın pazarlığı olmaz. Bir kutlama yapacağız ve diyorlar ki, herhangi bir slogan atmayın, ıslık çalmadan kutlama yapın. Tabii bunların olmayacağını onlar da biliyorlar. Bu psikolojik bir savaştır. Halkın, kitlenin umudunu, heyecanını kırmaya yönelik bir şeydi. Bunların hepsi çok ucuz hamleler. Bunun farkındayız ve bizim için çok da önemsenecek şeyler değil artık. Ama kitle önceki senelere göre biraz daha heyecanlı. Bunu da seçime bağlıyoruz. Bu da seçim için bir umut vadediyor. Umarız bu heyecan 14 Mayıs’ta bir başarı ile taçlandırılacak.”

‘Bizler 45 saat çalışmak istemiyoruz’

Dev Sağlık-İş (Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası) Diyarbakır Bölge Şubesi Sekreteri Ümit Umdu, işçilerin haftalık çalışma süresinin 45 saat olmasına tepki göstererek şunları söyledi: “DİSK Dev Sağlık İş Sendikası olarak öncelikle tüm emekçilerin 1 Mayısını kutluyoruz. Kendi bayramımızı kutlayacağımız bir günde Türkiye Cumhuriyeti’nin buna imkan tanımasını birinci talebimiz olarak belirtmek istiyoruz. Böyle bir günde tüm haklarımızı tek tek teslim etmelerini istiyoruz. Bizler sağlık emekçileri olarak 700 binden fazla işçi arkadaşımız devletin yöneticilerinin, bazı sarı sendikaların keyfiyetine kalmış, bir imzaya bırakılmışız. Bizler 45 saat çalışmak istemiyoruz. Avrupa’da, dünyanın dört bir yanında 40 saat ve altında çalışma yapılırken biz 45 saat çalıştırılıyoruz. Biz bunun ivedilikle 40 saate indirilmesini istiyoruz. Ve böyle bir bayram gününde bize bayram havası yaşatılmasını istiyoruz. Ölmek, öldürülmek istemiyoruz, baskıyla karşı karşıya kalmak istemiyoruz. Çünkü bugün işçi emekçinin bayram günüdür. İşçi varsa devlet vardır. İşçi varsa hükümet vardır. İşçi olarak hep beraber var olacağız.”

‘Tüm hukuksuzluklara karşı cevabımızı yakında tüm yetkililere vereceğiz’

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Samet Ucaman, emekçilerin yaşadığı ekonomik sorunların giderek ağırlaştığına dikkati çekerek şunları söyledi: “Bu 1 yılı düşündüğümüz zaman ciddi sıkıntılar çekilen, hem ekonomik olarak hem sosyal haklar yönünden tüm emekçilerin ekonomik krizden kaynaklı ciddi problemler yaşadığı biliniyor. Yaklaşık 10 yıllık bir süreçtir bu halklara, emekçilere yaşatılan. Biz, inşallah son kez sesimizi burada duyuracağız ve tüm hukuksuzluklara karşı cevabımızı da yakında tüm yetkililere vereceğiz. Birliktelik daima güçtür ve bu gücü de haklı olduğumuz için meydanlarda haykıracağız.”

‘Kürtlerin tek bir hedefi var, bu coğrafyaya onurlu bir barışı, özgürlüğü getirmektir’

HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyyat Ceylan ise 1 Mayıs’a ilişkin şöyle konuştu: “Umuyor ve diliyoruz ki, AKP ve MHP ile girdiğimiz son 1 Mayıs olur. Niye, çünkü AKP ve MHP zihniyeti, sistemi yaşamı emekçiler için, işçiler için, gençler için, toplumun ezilen kesimleri için cehenneme çevirdiler. Savaş politikalarından, rant politikalarından kaynaklı, hırsızlık politikalarından kaynaklı toplum alabildiğince yoksullaştı. Evine ekmek götüremez hale geldi. Hepimizin, Kürtler olarak, emekçiler olarak, halklar olarak kurtuluşun ilk önemli adımı AKP ve MHP zihniyetinden kurtulmaktır. 14 Mayıs bizim için büyük bir fırsattır. Herkes için büyük bir fırsattır. Bu fırsatı kazanımlara çevirmek bizim elimizdedir. Halkların, Kürtlerin, emekçilerin bunu başarabileceğine inanıyoruz. Kürtlerin, Kürt dinamiklerinin tek bir hedefi var, bu coğrafyaya onurlu bir barışı, özgürlüğü getirmektir. Mücadelemiz tavizsiz yoluna devam ediyor. Başaracağımıza da inanıyoruz.”

‘Faşizme bunun hesabını 14 Mayıs’ta soracağız’

1 Mayıs alanında duygularını ifade eden kadın bir yurttaş ise şunları söyledi: “Faşizme, yoksulluğa karşı bu 1 Mayıs’ta miting yapmadık ama bu şekilde bir araya geldik, faşizme bunun hesabını 14 Mayıs’ta soracağız.”

‘Siz gideceksiniz, biz geleceğiz’

Dağkapı Meydanı’ndan seslenen TİP’li bir genç ise şöyle konuştu: “Bugün bizim günümüz. İktidarın bizi susturmaya çalışmasına rağmen binlerce insan olarak yine meydanlardayız. Onlar bizleri ne kadar yasaklamaya, sesimizi kesmeye çalışsalar da biz susmayacağız. Siz gideceksiniz, biz geleceğiz. Bütün iktidar elbet bir gün işçilerin olacak. Türkiye İşçi Partisi olarak her zaman emeğin, özgürlüğün yanındayız.”

‘Bu kötü yönetimin, kötü gidişatın artık bir son bulması lazım’

TKP’li bir yurttaş ise 1 Mayıs’a dair şunları söyledi: “Burası Dağkapı Meydanı ve buraya gelen her arkadaşımız, yoldaşımız hakkını istiyor. Önümüzdeki seçimlerde bu faşist, yobaz iktidardan kurtulmak istiyoruz. Şuan halkımız ayakta ve haklarını istiyor. Bu kötü yönetimin, kötü gidişatın artık bir son bulması lazım.”

Editör: Ali Abbas Yılmaz