Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından Alevi köylerinin gezilerek, dedelere maaş bağlama teklifine tepkiler gün geçtikçe büyüyor.
Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Demokratik Aleviler Derneği Genel Merkezi, maaşa bağlama yolu ile ‘Dede’ ayartma, hali hazırda var olan cemevlerine ‘Dede’ tayin etme, maddi vaatlerle cemevlerini kontrol altına alma gibi birçok yöntem ve aracın denenerek, Aleviliği devlet kontrolüne almaya dair bir süreç işletildiğini belirtti.
‘AKP hükümetinin icraatları Alevisiz Aleviliği vaat ediyor’
Açıklamada, “Gerek genel devlet aygıtının, gerekse de onun izdüşümü olan yerel belediye iktidarlarının Aleviler ile kurduğu ilişkiler neticesinde tahakküm ve bağımlılık ilişkisi yaratıldığı ve bu durumun Alevilerin bağrında ciddi tahribatlar oluşturduğu geçmiş yıllardan bilinmekte. Eşit ve Özgür yurttaşlık talebi kabul görmeyen Alevilerin ve buna bağlı olarak Aleviliğin üzerinde, birer genel ve yerel diyanet mantığıyla işleyerek kendi fetvalarını icra ettirmek isteyen bu iktidarcı zihniyetler, Alevilerin örgütlenme ve ibadet alanlarında derin yaralar oluşturmuştur” denildi.
Alevilik inancı üzerinde yaratılmak istenen tahakküm ve asimilasyonun ön plana çıkarıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve İnanç Başkanlığı ile Aleviliği devlet tekeline almak istemekte ve toplumumuza “Alevisiz Aleviliği” vaat etmektedir. Karşı olduğumuz Diyanet mantığı içsel hale getirilip inancımızın tepesine oturtulmak istenmektedir. Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Aleviliğin toplumsal hafızasını ve sosyal örgütlenmesini oluşturan ve binlerce yıldır özerk kalabilmiş olan Ocak sistemini ortadan kaldırmayı, toplumsal hafızayı dumura uğratmayı ve kültürel direniş damarını etkisiz hale getirmeyi hedefleyen bir toplumsal mühendislik projesidir. Alevi süreklerine yönelik geliştirilen bir kültürel soykırım planıdır”
‘AKP kendi makbul alevi vatandaşını yaratmayı hedefliyor’
“AKP hükümeti bu proje ile Alevi toplumunu parçalayarak kendi makbul vatandaşını yaratmayı hedeflemektedir. Modern Hınzır paşalar devşirmek adına kurgulanan bu projelere karşı toplumumuzun ve ocakzade yol evlatlarının net tavır sergileyeceğini umuyoruz. İnancımızı hakaretlerle tarif eden, meydanlarda yuhlatan ve ibadethanelerimize küçük düşürücü yaftamalarda bulunan Akp hükümeti, Alevi inancından kesin kes elini çekmesi gerekmektedir.
Bizler Demokratik Alevi Dernekleri olarak;
1-Devlet Aleviliği tanımlamamalı, Alevilik farklı süreklerden oluşan, her süreğin kendine has özgünlüğü olan bir inançtır.
2-Başta Hace Bektaş Veli Dergahı olmak üzere, el konulan bütün kutsal mekanlarımız bir an önce toplumumuza iade edilmelidir.
3- Aleviliği devletleştiren, kontrol ve denetime alan ve “Türk – İslam Aleviliği” anlayışı ile yeni tarifler kurgulayan ideolojik çalışmalardan vazgeçilmelidir.
4- Aleviliği, devletin resmi inancı olan “Türk – İslam – Hanefi” anlayışının bir alt kültürü olarak ele alan asimilasyoncu bakış acısını asla kabul etmiyoruz. Bu bakış açısının hem Aleviliği eritmeyi hedeflediğini, hem de binbir sürekle ifade bulan hakikat gerçeğimizi tekleştirme anlamına geldiğini belirtmek isteriz.
5- Alevilik, kendine has dili, kültürü, ritüelleri, hafızası olan bir inanç sistematiğidir. Kendisinden önceki hakikatlere ikrar vermiştir. Bu inanca yönelik her türlü asimilasyon siyaseti inancımıza yönelik bir katliam olarak kabul ediyoruz.
6- Devlet, Cumhuriyetin birinci yüzyılında tertiplenen Alevi katliamları ile ilgili amasız, fakatsız yüzleşmelidir.
7 – Ulusal ve uluslararası sözleşmelerde yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin de imzaladığı kazanılmış haklarımız bir an önce yürürlüğe konulmalıdır.
8- Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı gibi bir kurumun Alevi süreklerini temsil etmediğini ve kayyım zihniyeti taşıdığını belirtmek isteriz.
9-Demokratik siyasetin önündeki engellerin kaldırılarak, halkın kendi iradesine yönelik geliştirilen yaptırımlara son verilmesi gerekmektedir.
Bu vesile ile tüm canları da, kültürel soykırım amacıyla Aleviliği bitirmeye yönelik kurulan bu başkanlığa ve onun vaadlerine karşı duyarlı olmaya, tenezzül etmemeye, tavır geliştirmeye ve teşhir etmeye çağırıyoruz.”