Depreme Hatay'da yakalanan görme engelli Naime Akıncı, tek başına bir yere gidemediğini belirterek, "İlk andan itibaren engellilerin sesi hiç bir şekilde duyulmadı" dedi.

Hatay'ın Antakya ilçesine bağlı Doğanköy Mahallesi Aşağı Sokakta depreme yakalanan yurttaşlar, evlerinin hasar durumundan kaynaklı kimi kendi yaptıkları çadırlarda kimi ise geçimlerini sağladıkları seralarda yaşam mücadelesi veriyor. Engelli depremzedeler ise, depremin mağduriyetini iki kat daha fazla yaşıyor. Mahalledeki kadınlar, ev içi temel ihtiyaçlarının hepsinin eksik olduğunu ve dağıtımlar konusunda da sorunlar yaşadıklarını söyledi.

Görme engelli depremzede Naime Akçı, "Görme engelliyim, ablam da görme engelli, arkadaşların yardımıyla T.C kimlik numaramızı verdik. Ama ne gelen oldu, ne soran oldu. Ne çadır alabildik, ne başka bir şey. Bizler biri bizimle olmadan tek başımıza bir yere gidemeyiz. Bir yere gideceğimiz zaman biri illaki bizimle olmalı. Ama ilk andan itibaren engellilerin sesi hiç bir şekilde duyulmadı. Bazen araba geliyor yardım için, bazen alabiliyoruz ama bazen de 'senin ne işin var burada' diyorlar. Bazı kişiler bir bisküviyi bile çok gördüler" sözleriyle yaşadıkları zorlukları anlattı.

Abileriyle birlikte sera da kaldıklarını belirten Akçı, "Şu an ki durumumuz ortada, gördüğünüz gibi zor durumdayız. Evimiz az hasarlı. Yatak, giyim yani bir evin ihtiyacı ne olursa bunlara ihtiyacımız var. Temizlik malzemelerine ihtiyacımız var. Şimdi artık ne yapacağız bilmiyoruz" dedi.

Görme engelli Akçı'nın kendisi de görme engelli olan kardeşi ise, 12 kişi bir serada kaldıklarını belirterek, "Seramız var ama yetersiz, yardımlar konusunda sorunlar yaşıyoruz" dedi.

Mahalle muhtarının yardım dağıtımı konusunda adaletli olmadığını söyleyen Dilek Mutlu ise, "Eşim naylondan bir çadır yaptı, çocuklarımızla orada kalıyoruz. Muhtarımız çadır olduğu halde bize vermiyor. Duş için çocuklarımı hasarlı evin içine götürmek zorunda kaldım. Yol üstünde bir manavımız var ve çok ağır hasarlı bir bina da yanında. Yardımlar halkın kendi yardımlarıydı" diye belirtti.

Naide Mutlu da "Gidiyoruz erzak istemeye, ne erzak ne eşya hiçbir şey vermiyorlar. Deterjan istiyoruz, 'tasdiklenmiş kağıt getir' diyorlar. Sabah 06.00'da çıkıyoruz akşam 16.00'ya kadar ama hiçbir şey vermeyip 'bitti' diyorlar. Hiçbir şey vermiyorlar. Her şeyimiz eksik" dedi.

Editör: Ali Abbas Yılmaz