4 Mayıs 1937 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından alınan Dersim Harekatında resmi verilere göre 16 bin, tanık ve anlatımlara göre 70 binin üzerine insan katledildi. Yüzbinlerce Dersimli zorunlu göçe tabi tutularak Batı ve İç Anadolu illerine sürgün edildi.

‘Katledilen erkekler, süngülenen kadınlar, öksüz kalan çocuklar…’

Yıkılmış köyler, toplu mezarlar, ağıtlar, ölümler… Dersim’de 1937-1938’e dair anlatımlar hep canlı. Kimisi dedesini, kimisi akrabalarının tümünü yitirdi. Her ezgide, her hikayede, her anlatımda 86 yıl önce yaşanan katliamdan alıntılar var. Katledilen erkekler, süngülenen kadınlar, öksüz kalan çocuklar… Dersim’in acı tarihi yok olmadı, unutulmadı. Hopik, Holvori kayalıkları, Laç Deresi ve Munzur vadisi katliamın yaşandığı yerlerin başında geliyor. Dersimliler, her yıl katliamın yaşandığı yerlerde katledilenleri anıyor.

Dersim’de katledilenler, katledildikleri yerde anıldı

1937-37’de katledilenler Dersim’de, Dersim Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde düzenlenen etkinliklerle anıldı. Anma Yeşil Sol Parti Dersim milletvekili adayı Ayten Kordu, il ve ilçe örgütleri temsilcileri, Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanları Kadriye Doğan ve Musa Kulu, Alevi örgütleri temsilcileri, Pirler ve Dedelerin katılımı ile gerçekleşti. İnsanların katledildiği Çır Deresi’ne doğru yapılan yürüyüşün ardından katliamın yapıldığı yerde çıralar ve mumlar yakıldı. Ardından katliama tanık olanlar yaşadıklarını anlattı. Konuşmaların ardından katledilenlerin anısına Çır Deresine karanfil bırakıldı.

‘YİBO’lar asimilasyon politikasının araçları haline getirilmiştir’

Ardından Dersim Seyit Rıza Meydanında kitlesel basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Dersim Emek ve Demokrasi Platformu adına Emek Partisi (EMEP) Dersim İl Başkanı Ergin Tekin okudu. Konuşmasına “Dersim katliamını unutmadık unutturmayacağız!” sözleri ile başlayan Tekin, Dersim Katliamının cumhuriyet tarihinin yakın katliamlarından biri olduğunu hatırlattı. Aradan 86 yıl geçmesine rağmen yaşanan acıların hala unutulmadığını vurgulayan Tekin, “25 Aralık 1935’te hazırlanan Tunceli vilayetinin idaresi hakkındaki rapor ve ardından 4 Mayıs 1937’de askeri operasyona başlanmıştır. Bu karardan sonra başlayan askeri harekâtla on binlerce insan kadın, erkek, çocuk, yaşlı, demeden öldürülmüştür. Yine on binlerce insan sürgün edilmiş, toprağından edilmiştir. Kız çocukları evlatlık verilmiş, erkek çocukları da YİBO’larda asimilasyon politikasının araçları haline getirilmiştir” dedi.

‘Demokrasi götüreceğiz diyerek katliamlar yapıyorlar’

Dersim katliamına giden sürece değinen Tekin, o tarihten bu güne kadar Dersim’in bir ‘çıbanbaşı’ olarak görüldüğünü belirtirken, müfettişlerin yazdığı raporlarda Dersim’in ‘tedip ve tenkil’ yoluyla bastırılmasının vurgulandığını hatırlatarak “Bugün de emperyalist ülkeler işgal etmek istedikleri, yok etmek istedikleri bölgelere dair raporlar hazırlıyor. Demokrasi, eşitlik ve özgürlük talebini kendi hegemonyasını ve çıkarlarını korumak üzere bir katliam vesilesi yapıyorlar. Sonuçta tarihsel bir savaş argümanıdır bu onlar için. Kimi yerlere demokrasi götüreceğiz diyerek katliamlar yapıyorlar bu raporlardan hareketle kimi yerlerde kimyasal silahlarla katliamlar yapıyorlar. Kimi yerlerde de başka şekilde…” dedi.

'Arşivler açılsın'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2011 yılında söylediği “Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve literatürde böyle bir şey varsa ben özür dilerim” sözlerini hatırlatan Tekin: “Ama şimdiye kadar devlet adına özür dilemek bir yana katliamla ilgili hiçbir adım atılmadı. Yeri geldiğinde muhalefeti sıkıştıracak siyasi bir malzeme olarak kullanıldı. Şimdilerde de yine seçimin malzemesi olarak kullanılmak isteniyor Dersim! AKP’li bakan ve milletvekili adayı ‘Siz Tunceli derken Dersim demeyi öğrettik biz sizlere’ diyerek sözüm ona muhalefeti sıkıştırmaya çalışıyor! Biz AKP’nin, onun politikacılarının Dersim’e, Dersim Katliamına yaklaşımlarına buradaki uygulamalarından tanığız! Şehri OHAL ile yönetmeye çalışan bu iktidar ve onun temsilcileri bize demokrasi havarisi kesilmeye çalışmasınlar.” İfadelerini kullandı.

‘Resmi Özür dilensin!’

Anmada talepler ise şöyle sıralandı:

“Her yıl olduğu gibi bu yıl da taleplerimizi bir kez daha ve inatla haykırıyoruz.

Resmi Özür dilensin!

Dersim 1937/38/39 sürecine dair bütün arşivlerin ve hakikatin tamamı kamuoyuyla paylaşılsın!

Katledilenlerin yakınlarının onurlarını, itibarlarını ve haklarını iade eden resmî bir açıklama yapılsın!

Kayıpların (çocuk-kadın-yaşlı) nerede oldukları araştırılsın, öldürülenlerin kimliklerinin tespiti için araştırma yapılsın!

Katledilenlerin naaşları bulunsun, naaşlar tanımlansın yeniden defini için gerekli işlemler yapılsın!

Dersim ismi ve eski yerleşim yeri isimleri iade edilsin!

Seyit Rıza ve idam edilenlerin mezar yerleri ortaya çıkarılsın!”

Editör: Ali Abbas Yılmaz