birin içindeki sonsuz ellerime rağmen bu ölü

hafifledikçe ağırlaşan her şey bana rahmet

meleğin kanatlarında gök yılanlarından bir âlâmet

yasın yakıştığı bu haremi ya sev ya terk et

dışarıya ne kadar abartılıysa

gidemeyene o kadar gaddar bakire yüzükler

parelel evrendeki çoklu kader yaşanabilir hale getirmez

anlaşılmak çünkü büyüyüp çoğalmak ister hep

yoksul kanatsız yalnız bedeniyle bir kadın

yangınlar çıkaracak ateşle yumuşacak incelikler için

uçup gitmemiş teninden bütün kelebekler hiç

bir erkekle olduğu zamanlardaki kadar

sahibini hep bekleyecek eşya olman için

sana zeyl olan bir parça pamuk tıkayacaklar

ağzındaki mor alfabeye ahkâm defterleri

bütün yeşil yönleriyle hep bekleyecek bir eşya

OL_man için bir mektup

bir pinata

cezbeye düşen ritim

dikkat!!! kırılabilir... kırılabilir...

Hicran Aslan

***

Raf, bunlar gecikmiş delirmelerin sen 2015'te silme delirmeliydin..

Ama korku vardı,

Koca karanlık bir soğan zarı

Düşünüyor, düşünüyor içinden çıkamaz olmuştun

Her umut geleceğe yönelen birer tren istasyonuydu,

Peki an ne olacaktı, o koskoca metal iskeletiyle 2015 yılı nolcakti?

Ama korku vardı,

Eli kolu bağlayan adamı çivili yatağa yatıran- korku

Onu anlatmak için teoriye lüzum yoktu

Ama öğrenilmiş çaresizlik diye bir medyum çökmüştü

Kral Theoden gibi ağır cüssene

Zaman durdu SONRA, takvim sıkışıp kaldı o 2015 yılında

Hey duydunuz mu, ZAMAN durdu..

Oysa her yer taksim gibi hep sendi tüm dünya ve uzak gök ada

Her yer ışıl ışıl her kutsal ...

Ama korku vardı

45 sene hücre hücre beni ele geçiren

Okul çıkışında etrafını çeviren zorba, ödenmeyen fatura, takipte her dosya, emniyette damga- durmadı, durmadı içini aldı, elini kolunu bağladı.

Durmadı, kendini çaresiz hissettin

Durmadı, kendini değersiz addettin

Durmadı, depresyon, durmadı manik depresif, durmadı Duygu durum bozukluğu, alkolizm, kokain, durmadı hiçlik boşluk, boşluk, boşluk- hiçlik.

Sen korkularınla kendi kendini avlarken, dış gerçeklikte hayat/zaman hunharca akarken

Bir çelik kelebekle zamanın durduğu bir içuzay inşa ettin.

Onu kapadın, kendini kapadın, korku o kadar yenmişti ki seni, yaşamdan kaçmayı marifet saydın.

Sonra korku

Sonra korktun

Sonra... Hayat durdu!

Şimdi kadim bir tapınak duvarından kaldırdığın, tek bir taşın boşluğuna fısıldar gibi -

Şehirlerin duvarlarına siberuzayın boşluklarına delirip delirip kendi yoksun özeleştirimi uluyorum, zamanın dipsiz kuyusuna.

Evet suçlusun, arzuyu diriltemedin,

Evet suçlusun, kedilerini terk ettin

Evet suçlusun, hiç kıymet bilmedin

Evet suçlusun sen ve Yahuda

Sen ve Bernard Cantat

Sen ve gözde sönen parıltı

Sen ve umutsuzluk

Sen ve heyecansız keder.

Senle..

Ama artık korku varsa,

benim artık kaybım yok, ben zaten tüm ışığımı yitirdim,

Gelin görün şimdi tertemiz ne güzel delirdim, delirdim -çığlıkla- delirdim.

Gecikmiş bir sancıydı ömrüm

Çok ağladım, çok sızlandım

Şimdi iyiyim-

Bak dicem, görmeyeceksin

Bak tertemiz delirdim.

Uzakta quasar’ların seslerini dinledim

Bir kitap dolusu şiir, bir kaçakçı tırı boyu kahır yükledim

Şimdi iyiyim-

Elim kolum bağlı

Tüm iletişim kanalları kapalı

Bilirim ben yasaklı- inan iyiyim şimdi..

Şimdi;

Patlatıyorum tinimi sonsuz zamanın karşısında çıplak,

Filistinli bir canlı bomba gibi- patlıyorum

Patlıyorum..

Pat.

Rafet Arslan