Dün akşam Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odası Birliği’nin (DESOB) medya çalışanları için verdiği iftar yemeğindeydik. Yerel ve ulusal medyada çalışan birçok meslektaşımız bu davete icabet etti. Öncelikle davet nezaketi için yerel Medya Derneği yönetimi adına Başkan Alican Ebedinoğlu nezdinde tüm DESOB oda başkanlarına teşekkür ediyorum.

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen iftar yemeği öncesi DESOB başkanı ve aynı zamanda Güneydoğu Anadolu Bölgesi temsilcisi olan Alican Ebedinoğlu bölge esnafı ve ticaretiyle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Covid pandemisi gerekçesiyle esnafın karşılaştığı sıkıntılarla başladığı açıklamasına doğrusunu söylemek gerekirse iyi hazırlanmıştı.

Esnafın birçok sıkıntısını maddeler halinde sıraladı. Peki çözüm önerileri oldu mu!

Mesela işyeri ruhsatı olmayan, odaya kayıtlı olmayan ve kaçak çalışan işyerlerinin oranının Diyarbakır’da hayli fazla olduğunu söyledi.

Bu kayıtdışı çalışan, çoğu ustalık belgesi olmayan ve haksız rekabette kayıtlı esnafa göre hep bir adım önde olanlara karşı nasıl bir çalışma yürütüldüğünü dile getirmedi.

Hükümetin verdiği kredilerde bu dönemde faizin bir kısmını karşıladığını, bu yüzden de kayıtlı esnaf sayısının arttığını, fakat son birkaç ayda esnafların kira, elektrik vb sebeplerden dolayı işyerlerini kapatmaya başladığını söyleyerek Diyarbakır için yüksek bir oran verdi. Rakam bizi şaşırttı gerçekten.

Esnafların ayakta kalması için ne tür bir çaba gösterdiklerini, hükümet ve TESK (Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu) nezdinde nasıl çalışmalar yürüttüklerini söylemedi.

Başkan Ebedinoğlu, açıklamasında zincir marketlere geniş bir başlık açmıştı. Gerçekten söyledikleri yerinde ve önemliydi. Sanırım salonda bulunan herkes, zincir marketlerin köylere bile şube açarak küçük esnafı tükettiğini ve kazandıkları tüm sermayeyi Diyarbakır’dan alarak Batı’ya taşıdığı konusunda hemfikirdi.

Öneri olarak yerel marketlerin desteklenmesi ve zincir marketlerin Avrupa’da olduğu gibi şehirlerin dışına çıkarılması önerildi. Bunlar zaten uzun zamandır tartışılıyor. Fakat başkanın tespitleri bence yerindeydi ve çözüm yeri de hükümetlerin atacağı adımlarda aranabilir ancak.

Stajer öğrenciler ve mesleki eğitim de konuşuldu. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı MESEM ve diğer kurslarda nitelikli işgücü istihdamı için eğitim verildiğinden söz edildi. Verilen eğitimler ön açıcı mı, gelecekte iş bulma oranı nedir, ilerleyen çağın ihtiyaçlarını karşılayabilecek mi gibi sorular bekledim katılımcılardan, fakat kimse bu konuya değinmedi bile.' Nitekim, kurslarda verilen eğitimlerin sadece belge vermekten ibaret olduğunu, üstelik bazı belli alanlarda yığılmaya ve niteliğin düşmesine bile yol açtığı biliniyor. Stajer öğrencilerin sorunları, ödemeleri vb konuları ise kimse aklından bile geçirmemiştir.

Diğer önemli bir soru ise yerel medyanın desteklenmesi görüşüydü. Yerel bir gazetecinin sorusuydu. Yerel gazete, dergi, radyoların yaşadığı sıkıntılardan ve yeterince desteklenmediğinden hareketle neler yapmayı düşünüyorsunuz sorusu belki de iktidara sorulması gereken bir soruydu. Yoksa üç beş ilanın verilmesi köklü bir çözüm olmayacaktır.

Bence en önemli açıklama Silvan Barajı’nın tamamlanması ve getireceği istihdam rakamıydı. Bir de Diyarbakır ekonomisine kazandıracağı gelir potansiyeli iddiasıydı. Geçmişte yapılan barajların ekonomiye kazandırdıklarını düşününce başta tarım olmak üzere rakamın gerçekçi olduğunu söyleyebilirim. Diğer yandan enerji, hayvancılık gibi alanlarda da ön açıcı olduğu aşikardır.

İftar yemeği bir bilgilendirme ve ara faaliyet raporu modunda yapıldı. Zaman zaman basına, medyaya bu tür bilgilendirmelerin yapılması doğru bir uygulamadır. Bu yüzden kutluyorum!