Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun deprem için oluşturduğu Kriz Masası, kentteki faaliyetleri koordine etmek için toplantı yaptı. Toplantı sonrası konuşan Kriz Masası Sözcüsü Doğan Hatun, Valilikle sağlanan eşgüdümün merkezi anlamda da sağlanması çağrısı yaparak, “Biz bu koordinasyonlarda kurucu anlamda yer almak istiyoruz. Biz sivil toplum örgütleri olarak bu alanda çalışma yürütmek istiyoruz. Gerek gıda yardımında herek hasar tespitinde gerekse de arama kurtarma çalışmalarında gönüllü olarak görev almaya talibiz” dedi. Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun deprem için oluşturduğu Kriz Masası, kentteki faaliyetleri koordine etmek ve durum değerlendirmek için toplantı yaptı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) konferans salonunda yapılan toplantıya DTSO Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Doğan Hatun, Diyarbakır OSB Başkanı Mustafa Fidan, DİSİAD Başkanı Nurullah Edemen, Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil, DTSO Meclis üyeleri, STK temsilcileri katıldı. Toplantı sonrası Kriz Masası Sözcüsü Doğan Hatun, DTO Başkanı Elif Turan ve Eğitim Sen Başkanı Zülküf Güneş açıklama yaptı. diyarbakır

101 can kaybı 813 yaralı

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, enkaz alanlarına yurttaşların işi olmadıkça girmemeleri gerektiğini belirtirken, zaruri olmadıkça araç trafiğine de çıkılmaması gerektiğini söyledi. Turan, enkaz altında yaşanan can kaybı sayısının 101, yaralı sayısının ise 813 olduğunu söyledi. Tedavilerinin ardından taburcu edilenler dışında 130 hastanın yatarak tedavi gördüğünü ifade den Turan, hasta yakınlarının hastanelerde yoğunluk oluşturmamaları yönünde çağrı yaptı. Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube eşbaşkanı Zülküf Güneş ise son yüzyılın en etkili depreminin yaşandığını belirtirken, depremin fiziki etkileri bir yana oluşan kriz durumunu yönetebilme konusunda uzun erimli bir çalışmaya ihtiyacına vurgu yaptı.

‘Acilen starlink uydularının yönlendirilmesinin önünü açmalarını talep ediyoruz’

Güneş, Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu olarak depremden yarım saat sonra 84 kurum olarak acilen toplandıklarını bir kriz merkezi oluşturduklarını söyledi. Kriz merkezinin Valilik, AFAD ve kentteki diğer dinamiklerle eşgüdümlü çalıştıklarını belirten Güneş, krizin kontrol altında olduğunu söyledi. Kriz yönetimi sürecinde enformasyon ve doğru bilginin önemine dikkat çeken Güneş, bir sosyal medya hesabı kurduklarını ve bunun üzerinden doğru, teyit edilmiş bilgilerin paylaşıldığını söyledi. Spekülatif paylaşımlara karşı yurttaşları uyaran Güneş, söz konusu paylaşımlara itibar edilmemesi çağrısı yaptı. Hatay, Adıyaman ve Maraş’ta ciddi bir iletişim sorunu olduğunu internet altyapısının sağlıklı sağlanamadığını ifade eden Güneş, “Burada hem GSM, hem internet hatlarında erişim sorunu var. Biz oralara ulaşamıyoruz. Oradaki STK’larla bağ kurmadık. Hükümetin buralara iletişim kanallarının önünü açması gerekiyor. GSM operatörleri için seyyar baz istasyonlarıyla hızlı bir şekilde buralara müdahil olmaları gerekiyor. Biz Kent Koruma ve Dayanışma Platformu olarak dün uluslararası bir çağrıda bulunduk. Elon Musk’ın starlink uyduları var. Biz de Musk’ta bu uyduları depremin etkilediği bölgelere yönlendirmesini istedik. Bu talebimize olumlu cevap verdi ama Türkiye devletinin henüz izin vermediğine dair bir paylaşımda bulundu. Buradan yetkililere sesleniyoruz. Acilen starlink uydularının yönlendirilmesinin önünü açmalarını talep ediyoruz. Buraya yönlendirilecek uyduların halka şifresiz, ücretsiz internet yayını yapmaları çok acil ihtiyaçtır” diye belirtti.

‘Halkımız birkaç gün daha artçı sarsıntılar geçinceye kadar toplu belirlenen alanlarda konaklamalı’

Doğan Hatun ise yaptığı değerlendirmede enkazlarda süren arama kurtarma çalışmalarına kentteki iş insanlarından esnafına herkesin imkanları ölçüsünde seferber olduğunu ve arama kurtarma alanlarında 2 teknik personel ve bir araçla hazır bulunduklarını belirterek şunları söyledi: “Ne yazık ki, 2’nici depremden sonra kentteki koordinasyonlar işlevsiz bir pozisyona düştü. Bu da bizi ciddi sorun ve kaosa sürükledi. Bu kaos hala toparlanmış değildir. Ne yazık ki, yoğun artçı sarsıntılar kentte müthiş bir korku atmosferi yaratmış ve ne yapsak da halkın büyük bir çoğunluğu sokaklarda kalmayı tercih ediyor. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Mevlana Halit ve Şeyh Şamil mahallesi ve Kayapınar Huzur evleri mahallesinde çok fazla riski yapılar var. Halkımız birkaç gün daha artçı sarsıntılar geçinceye kadar toplu belirlenen alanlarda konaklamalılar.”

Diyarbakır Otogarı'nda ikinci tur yoğunluğu Diyarbakır Otogarı'nda ikinci tur yoğunluğu

‘Ahlaki, vicdani sorumluluk gereği, onları insan olmaya davet ediyoruz’

Artçı sarsıntıların her birinin bir deprem şiddetinde olduğunu ifade eden Hatun, “Sağlam olan yapılar da temkinli olsunlar. Halkımız bu konuda biraz daha duyarlı olmalı. AFAD, Valilik ve bizim koordinasyonumuzun belirlediği yerleri tercih etmeliler. 138 toplanma alanı belirledik. Bu yerlerin hem ısınma hem battaniye hem de yemek problemlerini çözmekle meşgulüz. Kentte acil kodlu bir şikayet var, onu da dile getirmek istiyorum. Kentte had safhada hırsızlıklar oluyormuş. Buradan hırsızlık yapanlara bir çağrıda bulunuyoruz. Ahlaki, vicdani sorumluluk gereği, onları insan olmaya davet ediyoruz. Başka da cümle kullanmak istemiyorum. Eğer bu hırsızlıkları açsınız diye yapıyorsanız, biz şuan kentte 100 bine yakın insana gıda yardımı sağlamaya çalışıyoruz. İhtiyacı olan varsa mutlaka, koordinasyonumuzla iletişime geçsinler. Belediyelerle, Valilikle iletişime geçsinler. BİR hırsızlık uğruna kendi canının derdine düşen halkın malının derdine düşen bir pozisyonda olmayın. Rica ediyoruz sizden bu tür ucuz hırsızlık yönetmelerine bulaşmayınız.” dedi.

‘Biz bu işi birlikte yönetmek istiyoruz’

Depremden etkilenen diğer illerin durumunun Diyarbakır’dan ağır olduğuna dikkati çeken Hatun, sözlerine şöyle devam etti: “Adıyaman, Maraş, Elbistan, Pazarcık ve Hatay’da arama kurtarma çalışmaları başlatılmamıştır. Enkaz altındakiler bir yana soğuktan dönme tehlikesi yaşayan bir halk var. Her ne kadar Bakanlık yetkilileri bir açıklama yapsa da biz buralarda bir çalışmanın olmadığını biliyoruz. İletişim kuramıyoruz. Buradan bir kez daha başta Bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yetkililerine sesleniyorum: Biz bu koordinasyonlarda kurucu anlamda yer almak istiyoruz. Eğer devlet bu işi başaramıyorsa, yapmak istemiyorsa biz halkımızı çaresiz bırakmak istemiyoruz. Biz sivil toplum örgütleri olarak bu alanda çalışma yürütmek istiyoruz. Gerek gıda yardımında herek hasar tespitinde gerekse de arama kurtarma çalışmalarında gönüllü olarak görev almaya talibiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Mevcut AFAD ekipleriniz yetersiz durumda. Ne yazık ki, arama kurtarma çalışmaları olması gerektiğinden çok daha geç bir çalışma yürütüyor. Mevcut depremlerin ve artçı sarsıntıların can sıkıcı olduğunu biliyoruz. Koordinasyonumuza daha önce deneyimli olan AFAD gönüllülerin de bu koordinasyonlarda arama kurtarma ekibinde yer alma talepleri kabul edilsin. Bireysel başvuruları kabul edin. STK’ların taleplerini kabul edin. Biz bu işi birlikte yönetmek istiyoruz. Biz burada sorunlara çözüm olma derdindeyiz. En acil şekilde gerek arama kurtarmada gerekse de sokakta kalmak zorunda kalan halkımızla dayanışmak istiyoruz. Kimseyi bu zorlu kış koşullarında evsiz bırakmak istemiyoruz. Devlet yetkilileri bu konuda daha hassas olabilirler.  Yetersiz durumlarda bütün sivil toplum örgütlerinden yardım talep edebilirler. Yardım talep etmek ayıp değildir. Dayanışma bizi güçlendirecektir. Dayanışma bizi daha az ölümlere götürecektir. 13 milyon insan depremden etkilendi. Şuan, Hatay, Antep, Maraş, Osmaniye, Adıyaman ve Malatya’da hala ciddi bir gıda ve su sorununun olduğunu biliyoruz. Bu konuda biraz daha fazla hızlı ve pratik davranabilirsiniz. Gelen yardımları ille de AFAD dağıtacak diye bir tekçi yapıya bürünmenize gerek yok. Her insan gelip koordinasyonda gönüllü olarak çalışabilir, buna güç katabilir. Mesele burada bir kaos yarata değildir. Bu kaosu birlikte çözümlemektir. Biz bu kaosun içinde birlikte bir çözüm arayışında olmak ve birlikte yönetmek istiyoruz. Tıkanan iller için acil çağrılar yapmalısınız. İllere giden yardımlara neden el konuluyor. AFAD yetkilileri bu illerde neden çalışma yürütemiyor. Yollar kaplıysa bunun izahı yapılmalıdır. Kamuoyu bilgilendirilmelidir. Bunlar devlet yetkililerinden acil taleplerimizdir. Arama kurtarma çalışmaları yürütülmeden Hatay’da 872 kişi, Adıyaman’da 770 kişi hayatını kaybetti. Pazarcık’tan, Elbistan’dan bu toplum bir haber bekliyor. Buradaki insanlar sevdiklerine erişmek istiyor. Biz sivil toplum örgütleri olarak bu çalışmalarda gönüllü olarak yer almak istiyoruz. Diyarbakır bu depremde belki en az hasar gören kenttir ama sivil toplumu da en güçlü olan kenttir. Şuan AFAD ile de Valilik ile de koordineli çalışabiliyoruz. Buradan bir kez daha gönüllü çalışmamızı kabul ettikleri için teşekkür ediyoruz. Benzer çalışma prensibini diğer illerden de bekliyoruz. Merkezi düzeye Bakanlıklardan da bekliyoruz. Aksi takdirde biz şunu anlıyoruz; bu insanlar kendi kaderlerine terk edilmiştir. Biz bu cümleyi kurmak istemiyoruz ve bu cümlenin arkasında da durmayacağız. Ama bırakın bu koordinasyonlara bizler de dahil olalım. Hızlı ve pratik şekilde bu kaosu, faciayı hep birlikte atlatalım.”

‘Burada ilan edilen OHAL Afet Bölgesi kapsamında ilan edilen OHAL’dir’

10 ilde ilan edilen OHAL kararına ilişkin de Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube eşbaşkanı Zülküf Güneş basın emekçilerinin sorularını yanıtladı. Güneş, böylesi durumlarda OHAL ilanının normal bir durum olduğunu ancak OHAL’e ilişkin Bölgenin hafızasında bir kaygı olduğunu belirterek şunları ifade etti: “Burada ilan edilen OHAL Afet Bölgesi kapsamında ilan edilen OHAL’dir. Ve burada onun gerekliliği yerine getirilmelidir. Nedir burada OHAL’in gerekliliği arama kurtarma faaliyetleri sırasında devletin bütün imkanlarının hızlı bir şekilde kullanılabilmesidir. Ağrı hasarlı binaların hızlı bir şekilde yıkımının sağlanması ve hafif hasarlı binalarda hızlı bir şekilde güçlendirme yapılması demektir. Evsiz kalan yurttaşların da hızlı bir şekilde ev sahibi olmalarının sağlanmasıdır. Bunlara ek olarak halkın barınma, gıda ve sağlık koşullarının sağlanmasıdır. Yeniden inşayı hızlı bir şekilde sağlayacak bir OHAL anlıyoruz. Böyle bir OHAL olması gerekiyor diye düşünüyoruz. Böyle bir OHAL’i biz de sivil toplum örgütleri olarak destekleyeceğiz ve içerisinde de yer almaya çalışacağız.”