Adliye önünde yapılan açıklamada, “Meslektaşlarımız, gazeteciler ve hak savunucuları açısından, hukuka aykırı, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal edici uygulamaya son verilerek derhal serbest bırakılmaları sağlanmalıdır” denildi.

Diyarbakır merkezli soruşturma kapsamında 21 ilde yapılan ev baskınlarında, aralarında çok sayıda gazeteci, siyasetçi, hukukçu, sendika yöneticisi ve sanatçının da bulunduğu en az 126 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan isimlere, “örgüt üyeliği” iddiası yöneltiliyor. Soruşturma kapsamında halen birçok kişi hakkında yakalama kararı olduğu belirtiliyor.

Diyarbakır Emek eve Demokrasi Platformu, Diyarbakır merkezli 21 ilde yapılan operasyon kapsamında gözaltına alınanlar için adliye önünde açıklama yaptı.

‘25 meslektaşımız ile gazeteciler, sanatçılar ve hak savunucuları gözaltında’

Diyarbakır Emek eve Demokrasi Platformu’nun “Seçim öncesi yargı eliyle gözdağını kabul etmiyoruz” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi:  “25 Nisan 2023 günü sabah saatlerinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürütmüş olduğu soruşturma kapsamında Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliğinin vermiş olduğu arama ve gözaltı kararına istinaden Mardin Barosu’na kayıtlı 3, Batman Barosu’na kayıtlı 2, Şanlıurfa Barosu’na kayıtlı 1 ile Diyarbakır Barosuna kayıtlı 19 olmak üzere toplam 25 meslektaşımız ile gazeteciler, sanatçılar ve hak savunucularının hakkında ev ve büroları ile Özgürlük için Hukukçular Derneği Genel Merkezinde arama ve sonrasında gözaltı işlemi yapılmıştır. Her gün adliyede duruşma ve iş takibi yapan meslektaşlarımızın haber verilmesi veya çağrılması halinde ifade verebilecek durumda olmasına rağmen hukuka ve insan haklarına aykırı bir biçimde ev baskını ile gözaltına alınması ile başlayan hukuka aykırı süreç dosya hakkında gizlilik ve gözaltına alınan kişilerin 24 saat avukatları ile görüşmelerinin kısıtlanması kararı ile devam etmiştir”

‘Koruma tedbirlerinin hak savunucuları üzerinde yersiz, gereksiz ve ölçüsüz şekilde kötüye kullanıldığı gözlenmekte’

Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehdi Özdemir’in okuduğu açıklama şöyle devam etti: “Türkiye’de, temel hak ve özgürlüklere son derece keyfî bir biçimde müdahale edildiği, avukatlar başta olmak üzere hak savunucuları, gazeteciler ve sanatçıların yargı eliyle hedef alındığı, ceza tehditlerine maruz bırakıldığı bir süreç yaşanmaktadır. Yakalama, gözaltı, tutuklama gibi koruma tedbirlerinin hak savunucuları üzerinde yersiz, gereksiz ve ölçüsüz şekilde kötüye kullanıldığı gözlenmektedir. Avukatların bürolarında, mesleki faaliyetlerini içerir yargılama dosyalarına suçlamaya delil oluşturmak adına el konulmuş, ölçüsüz ve hukuka aykırı arama ile savunmanlık görevi suçlamaya konu edilmiştir. Toplumun muhalif kesimlerine ve hak savunucularına karşı sürdürülen yargı tacizi; avukatlar, hak savunucuları, sanatçılar ve basın emekçileri üzerinde de sürdürülmeye devam etmektedir. Türkiye’de seçimlerin 'Demokratik, Adil ve Dürüst Seçim İlkesi'ne göre yürütülemeyeceğine dair öteden beri gelen yoğun ve endişe verici kaygılar bulunmaktadır. Seçim güvenliğine ilişkin kaygılar gözetildiğinde, yargı tehdidi ile sivil toplum örgütlerinin ve hak savunucularının sindirilmek istendiğini biliyoruz.”

‘Hukuka aykırı uygulamaya son verilerek derhal serbest bırakılmaları sağlanmalı’

Özdemir,  gözaltıların salıverilmesi çağrısı yaparak, açıklamayı şöyle sonlandırdı: “Bizler, Hak temelli sivil toplum örgütleri olarak yasalara ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olarak hak savunuculuğunun kriminalize edilmesini, avukatlık mesleki faaliyetleri üzerinden yargılanmasını hiçbir şekilde kabul etmediğimizi bir kez daha yineliyoruz. Meslektaşlarımız, gazeteciler ve hak savunucuları açısından, hukuka aykırı, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal edici uygulamaya son verilerek derhal serbest bırakılmaları sağlanmalıdır.”

Editör: Ali Abbas Yılmaz