E-Reçetem Sistemi’ne eklenen 5 dil arasında Kürtçenin yer almamasına bir tepki de Diyarbakır Tabip Odası’ndan geldi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yanıt verilen paylaşımda Bölgede her 4 kişiden birinin Kürtçe dışında bir dil bilmediğine vurgu yapılırken, yurttaşların sağlığa erişimde andilde hizmetin önemine dikkat çekildi.
Diyarbakır Tabip Odası, E-Reçetem Sistemi’ne eklenen 5 dil arasında Kürtçenin yer almamasına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yanıt verdi.
Diyarbakır Tabip Odası’nın paylaşımında şu ifadeler yer aldı:
“Çok kültürlü, çok dilli, çok dinli olan Anadolu coğrafyasında yaşayan halklara ne yazık ki uzun bir süreden beri red, inkar ve asimilasyon politikaları uygulanmıştır/uygulanmaktadır. Çok net verilere sahip olmasak da Bölgemizde her 4 kişiden biri (çoğunluğu kadın) Kürtçe dışında başka bir dil bilmemektedir (Yaklaşık 4 milyon yurttaş). Bireylerin kamusal alanda anadillerini kullanabilmeleri, kamusal hizmetleri alabilmeleri de yıllardır gözardı edilmiştir. Tıp ve Sağlık eğitiminde bizlere tanı-tedavi sürecinde en önemli aşamanın hasta öyküsünü alma(Anamnez) olduğu anlatılagelmiştir. Anamnezi iyi alınmamış bir hastanın tanısını koymanın ve dolayısıyla tedavi etmenin mümkün olmadığı ifade edilmektedir. Şu ana kadar hiç bir radyolojik görüntüleme yöntemi(tetkik), hiçbir laboratuar yöntemi(tahlil) hastadan alınan öykünün yerini dolduramamıştır. Dolayısıyla tüm halkların kendi anadillerinde kamusal sağlık hizmetine ulaşması nitelikli sağlığa erişim tercih edilmesi gereken bir durum değil zorunlu olarak yerine getirilmesi gereken evrensel insan hakkıdır. Çünkü dilini bilmeyen derdini de anlayamamaktadır. Şimdiye kadar yapılan birçok araştırmanın sonucu Anadilinde verilmeyen sağlık hizmetinin, hasta-sağlıkçı arasında etkili bir iletişimden yoksun kalacağı, bu gerçeklikten hareketle hastanın bilgilendirilmesi ve tedavi hakkının engellenmesi sonucunu doğurduğunu ortaya koymuştur. Bu durum başta sağlık göstergeleri olmak üzere her şeye yansımış bölgeler arası eşitsizlikleri derinleştirmiştir. Meslektaşımız olan Sayın Sağlık Bakanı’nı siyasi saiklerle değil hekimlik kimliğini gözardı etmeden, bilimin gereklerini yerine geritmeye ve evrensel hukuk normlarına uygun davranmaya davet ediyoruz. Teşekkürler.”