Amed’te Marksist Okul (AMEP)/ Dibistana Marksîst Li Amedê  (D.M.A) çalışmalarını sürdüren AMEP koordinatörleri Sinan Çiftyürek ve Şerefhan Ciziri, Sur Ajans’a 14-15 Ekim’de düzenleyecekleri Marksizm günleri etkinliğine ilişkin değerlendirmede bulundular.

Yeşil Sol Parti Van Milletvekili ve DMA/AMEP Koordinatörü Sinan Çiftyürek Türkçe, Kürt Dil Platformu Sözcüsü ve DMA Koordinatörü Şerefhan Ciziri ise değerlendirmelerini Kürtçe olarak yaptı.

Amed’te Marksist Okul (AMEP)/ Dibistana Marksîst Li Amedê  (D.M.A) çalışmaları sürüyor.

DBP Eş Genel Başkanı Bayındır: Kürtlere barış, özgürlük ve eşitlik yolunu açın DBP Eş Genel Başkanı Bayındır: Kürtlere barış, özgürlük ve eşitlik yolunu açın

AMEP 14-15 Ekim’de düzenleyeceği etkinliğe kentteki ve bölgedeki Marksist potansiyeli açığa çıkarma çabasında olacak.

“Amed’den evrensele, evrenselden de Amed’e bakan; yerel ile evrenselin etkileşimini esas alan ve praksisle de ilişki içerisinde yola çıkıyoruz” diyen AMEP’in 2 günlük etkinlikte dil sorunu ön planda olacak.

Fikirsel üretimin önemine işaret eden AMEP Koordinatörü Sinan Çiftyürek, Her yer gibi Amed de bir merkezdir. Dünyanın felsefi, bilimsel, sanatsal, ideolojik, politik yeniden üretim eksenlerinden biri de Amed olabilir” diyor.

“Marksizm’in Asyayi, Afrikani, Amerikani, Avrupayi, Rusyayi, Hindistani vb. yorumlarıyla karşılıklı etkileşim içerisinde, Kürdistani yorumunu ortaya koymayı hedeflemektedir” diyen Çiftyürek, “Evrensel teorik-ideolojik Marksist yapılanmalarla etkileşim içerisinde, Marksizm’in Kürdistan’da yeniden üretilmesini savunuyoruz” dedi.

‘Her yıl ekim ayının ikinci haftasında Diyarbakır’da 2 gün süren Marksizm günleri var’

Bağımsız Marksist kadroların fikri bir çalışma başlattığını, siyasi bir çalışma olmadığını dile getiren Çiftyürek, “Amed’ten dünyaya bakıyoruz. Bu bir küçük adımdır ama biz bu küçük adımı büyütme kararlılığındayız. Fikirler, görüşler gün gelir gelişir, olgunlaşır, yaşlanır ve gün gelir aşılır. Yanlış oldukları için değil, o fikrin, görüşün sosyolojisi değiştiği için aşılır. Bu bütün olgular ve süreçler için böyledir. Bizim hareket noktamız şu: Amed’in merkezinde bulunduğu Mezopotamya tarihin, bilimin, kültürün, felsefenin, sanatın hatta meclisin beşiğidir. Dolayısıyla bütün ilklerin yaşandığı bu coğrafyada biz dünyaya yeniden bakmak istiyoruz. Gücümüz yettiği kadar kendi bakış açımızla, kendi kalkış noktalarımızla Diyarbakır merkezi coğrafyanın prizmalarından geçirerek, ideolojik, politik olarak yeni bir fikri üretime yönelmek istiyoruz. Diyoruz ki, dün dünya komünist hareketi Avrupa merkezliydi. Sonra Lenin bunu kısmen doğuya çekti ve doğu-batı sentezi oluştu. Mao kısmen Çin üzerinden buna bir katkı yaptı. Bugün biz de Diyarbakır’dan dünya komünist hareketine katkıda bulunmak istiyoruz. İddiamız budur, biz bilimin beşiğiyiz. Fransa Komünist Partisi ya da Afrika Komünist Partisi dünya komünist hareketinin ortak havuzuna 10 taş atar, biz de 3 taş atarız. Ama biz de atmak istiyoruz. O yüzden ideolojik, felsefi, politik bütün konularda yeniden üretimi esas alıyoruz. Her yıl bir konuyu enine boyuna ele alacağız. Bu yıl enine boyuna Kürdistan, önümüzdeki yıl sosyalizm. Sonra başka bir konuyu ele alacağız. Diyoruz ki, dikkatleri Diyarbakır’a çekelim. Her yıl ekim ayının ikinci haftasında Diyarbakır’da 2 gün süren Marksizm günleri var. Bunu takip edelim. Bu sene enine boyuna neyi ele alacaklar? Biz doğrudan siyaset yapamayacağız. İdeolojik, teorik, felsefi üretimde bulunalım. Siyasi partilerimiz neyi alıyorlarsa onu alsınlar” ifadelerini kullandı.

‘Türkiye Komünist Hareketi ezici çoğunluğuyla Kemalist’tir’

AMEP’in tüm olgu ve süreçlere ayna tutarak eleştirel irdeleme yapmayı hedeflediğine dikkati çeken Çiftyürek, “Amed’ten başlayarak ülkeyi, bölgeyi, Dünyayı algılamak, yorumlamak, değiştirmek isteyen herkesi, AMEP ile doğrudan ya da dolaylı olarak iletişime geçmeye ve katkı sunmaya çağırıyoruz. AMEP, bu bağlayıcı belgesi çerçevesinde her kesime açık bir düşünce üretme zeminidir” diye belirtti.

Çiftyürek, Diyarbakır ve bölgedeki Marksistlere şu çağrıda bulundu: “Kürdistan komünistlerine diyoruz ki kendi partinize, Kürdistan Komünist Partisi’nde gelin. Türkiye Komünist Hareketi ezici çoğunluğuyla Kemalist’tir. Filistin’e desek Kürdistan’a köstek. 22 tane Arap devleti var Filistin’e bağımsız devleti savunurlar ama 50 milyon Kürdün devletleşmesini bölücülük olarak görürler. İkincisi Kürdistan’da çok ciddi bir komünist partisine ihtiyaç var. Komünist partisi ulusal ittifakın önemli ayaklarından biridir. Kürdistan’da yeni bir aydınlanmacı damara ihtiyaç var. Kendi toprağı üzerinde filizlenmiş aydınlanmacı, ideolojik, felsefi, kültürel olarak Marksist bir damarın gelişip, güçlenmesi toplumumuzun geleceği açısından hayati önemdedir. Çağrımız şudur: Biz bütün Marksist eğilimli kadrolara DMA’ya güç vermeye çağırıyoruz.”

Editör: Ali Abbas Yılmaz