SUR AJANS- Eğitim Sen, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda gelinen son durumu ve sürece ilişkin açıklama yaptı. Genel Başkanı Kemal Irmak “Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran ve emeğimizi değersizleştiren, ekonomik, sosyal ve mesleki hiçbir sorunumuza çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, kazanılmış haklarımızı zayıflatan, çalışanlar arasında ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip olan Öğretmenlik Mesleği Kanunu görüşmelerinin ertelenmesini değil, tamamen geri çekilmesini talep ediyoruz” dedi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda gelinen son durumu ve süreci değerlendirmek üzere basın açıklaması yaptı.
Eğitim Sen Genel Merkezi’nde yapılan açıklamada basın metnini Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak okudu.
“34. Maddenin geri çekileceği bilgisi eğitim emekçilerinin gösterdiği direniş sonucu”
Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), eğitimin bileşenlerinin görüşlerini almadan hazırladığı yeni meslek kanunu görüşmeleri 2 Temmuz Salı gününden itibaren TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandığını hatırlatan Kemal Irmak, şunları kaydetti:
“12 Temmuz’a kadar yapılan görüşmeler sonucunda kanunun 22 maddesi bütün eleştiri ve itirazlara rağmen iktidar bloğunun oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Eğitimin ana bileşenlerinden birisi olan eğitim ve bilim emekçilerini yok sayan, taleplerine ısrarla kulak tıkayan MEB, sürecin başından bu yana bildiğini okumaya devam etmiştir. Eğitim sendikalarının, halen görevde olan ve atama bekleyen bir milyonu aşkın öğretmenin taleplerini yok sayan Öğretmenlik Mesleği Kanunu’na (ÖMK) karşı demokratik tepkimizi göstermemiz kolluk güçlerince şiddet kullanılarak engellenmiştir. Sendikamız üye ve yöneticilerinin demokratik tepkisini gösterme isteğine polis şiddeti ile karşılık verilmiş ve aralarında MYK üyelerimiz, şube yöneticilerimiz ve üyelerimizin de olduğu çok sayıda arkadaşımız polis tarafından darp ve işkence edilerek gözaltına alınmıştır. Bir milyonu aşkın öğretmeni ve öğretmen olarak atanmayı bekleyen yüzbinlerce meslektaşımızı yakından ilgilendiren Öğretmenlik Mesleği Kanunu’na karşı eleştiri ve itirazlarımıza gösterilen tahammülsüzlük, siyasal iktidarın ve MEB’in karanlık zihniyetini ortaya koymuştur.
Milli Egemenlik Parkı’nda sürdürdüğümüz oturma eylemimiz, Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldüğü süre boyunca kesintisiz devam etmiştir. Günlerce üye ve yöneticilerimizle bu kanun tasarısına karşı sürdürdüğümüz mücadele sonuç vermiştir. Kanun taslağında birkaç maddede yapılan değişiklikler, iş güvencemiz açısından önemli bir tehdit oluşturan 34. maddenin geri çekileceği bilgisi eğitim emekçilerinin alanda gösterdiği direniş ve mücadelenin sonucudur.”
“Kanun taslağı, meslek kanunu olmaktan çok uzak”
Kemal Irmak, Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun görüşmelerinin ertelenmesini değil, tamamen geri çekilmesini talep ettiklerini belirtti.
Irmak, şöyle devam etti:
“Eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı düzenleyen, haklarımızı ve taleplerimizi içermeyen meslek kanunu görüşmelerine 16 Temmuz Salı gününe kadar ara verildiği açıklandıktan sonra, yürütmüş olduğumuz mücadele ve kamuoyunun tepkisinin bir sonucu olarak Öğretmenlik Mesleği Kanunu ile ilgili Meclis Genel Kurulu’nda yapılan görüşmelerin yeni yasama yılına kadar ertelendiği açıklanmıştır. Bu bir zamana yayarak oyalama ve bizi yorma taktiği olarak geliştirilen bir hamle ise, boşuna bir hamle olduğunu buradan AKP’ye söylemek isteriz. Her defasında yeniden başlamaktan ne yorulur ne yılarız. Çünkü her yeni sıfırdan başlamak değil, birikmiş tecrübelerle başlamaktır. Ve Eğitim Sen denilince, KESK denilince eylemde tecrübe akla gelir.
Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran ve emeğimizi değersizleştiren, ekonomik, sosyal ve mesleki hiçbir sorunumuza çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, kazanılmış haklarımızı zayıflatan, çalışanlar arasında ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip olan Öğretmenlik Mesleği Kanunu görüşmelerinin ertelenmesini değil, tamamen geri çekilmesini talep ediyoruz. Eğitim Sen olarak yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz: bu kanun taslağı gerek hazırlanış biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. Öğretmenlik mesleği gibi 19 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonun üzerindeki öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını böylesine sığ ve dar bir çerçevede düzenlemek doğru değildir.”
“Kapsayıcı bir meslek kanunu hazırlanmalıdır”
“Milli Eğitim Bakanlığı gerçek bir meslek kanunu hazırlamak istiyorsa ILO ve UNESCO ortak belgesi olan; ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ metni esas alınmalıdır” diyen Kemal Irmak, “Sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, özlük haklarını iyileştirmek amaçlanmalı, mevcut hakları koruyan, eşit işe eşit ücret ilkesine dayanan, adil ve kapsayıcı bir meslek kanunu hazırlanmalıdır” diye belirtti.
Irmak, “Siyasi iktidarı ve MEB’i öğretmenlerin sesine kulak vermeye, gerçek bir meslek kanunu için tüm bileşenlerle birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Ve biz elbette ki susmayacağız. Ne ÇEDES uygulamalarında ne MESEM uygulamalarında, ne yeni müfredatta ve ne de ÖMK’de… Çünkü yaptığımız eylemlerden, söylediğimiz sözlerden çok; bu örgütlü kötülük karşısında sustuklarımızdan sorumlu tutar tarih bizi. Ve gelecek kuşaklar yargılar bizi. Susmadan, yılmadan, korkmadan mücadeleye devam edeceğiz. Hileleriniz, şiddetiniz, barikatınız bize vız gelir vız…” diye ekledi.