Kaz besiciliği denince akla ilk gelen kent Kars. 10 yıldır Kars’ta kaz besiciliği yapan Hacer Yurulli, son yıllarda gerek açılan kaz çiftlikleri ve artan girdi maliyetlerinden dolayı kaz besiciliğinin bitme noktasına geldiğini söyledi.

Hacer Yurulli, kaz besiciliğinin zor ve zahmetli bir iş olduğunu ifade ederek, kazları Mart ayından Kasım ayına kadar dışarıda otla beslediklerini söyledi. Hacer Yurulli, “Akşamları da kazları arpa ile besliyoruz. Kazların dönemlere göre besinleri var. Kış ayında arpa veriyoruz. Yumurtalama ve çiftleşme döneminde ise kazlara bir öğün arpa bir öğün ise ekmek veriyoruz. Kaz besiciliğinde girdi maliyetleri geçen yıla oranla arttı. Geçen yıl kazlar için aldığımız arpanın tonu 3 bin TL iken bu yıl ise 7 bin TL oldu. Artan maliyetten dolayı geçen yıl bin 500 TL’ye sattıkları kazın tanesini bu yıl 2 bin 500 TL ile 3 bin TL arasında satmak zorunda kalıyoruz. Artan kaz fiyatından dolayı da satışlarımız düştü” dedi.

Fernas işçilerine sanatçılardan destek Fernas işçilerine sanatçılardan destek

Son yıllarda Kars’ta kurulan kaz çiftçiliklerinin mahallelerde kaz besiciliğine büyük bir darbe vurduğunu söyleyen Hacer Yurulli, “Ancak çiftlikte beslenen kaz ile mahallelerde yani bizlerin yetiştirdiği kazlar arasında çok fark var. Çiftlikteki kaz doğal beslenmiyor. Ayrıca sürekli kapalı ortamdadırlar. Bu nedenle etleri de lezzetli olmuyor. Ama bizim beslediğimiz kazlara ise hem arpa veriyoruz hem de dışarıya salıp otlatıyoruz. Yine çiftlikte kesilen kazın eti kurutulmadan olduğu gibi satışa sunuluyor. Oysa gerçek bir Kars kazının eti kurutularak satıcıya verilmelidir. Biz, kestiğimiz kazın etini 2 gün boyunca tuzlu suda bırakıyoruz. Ardından sudan çıkartıp kuruması için güneşe bırakıyoruz. Su etten süzülene kadar güneşte bırakıyoruz.  Su etten süzüldüğü için etten fire veriyor. Mesela kesilen bir kaz 3 kilo veriyorsa kuruttuğun için 2 kiloya kadar düşebiliyor. Oysa gerçek bir kaz eti kurutulmuş olandır ve tadı da buradan geliyor. Çiftlikte satılan kaz eti ise kurutulmadığı için suludur ve eti yumuşaktır. Tadı da güzel değildir” ifadelerini kullandı.

Bunun yanında hindi besiciliği de yaptığını söyleyen Hacer Yurulli, hindinin kazlara göre bakımının daha zor olduğunu belirtti. Hacer Yurulli, “Hindiler sıcak yeri seviyor ve bu nedenle yeri hep sıcak tutulmalıdır. Kışın hindilerin yavruları üşümesin diye yaşadıkları yerde soba yakıyoruz. Yine hindi yavrularının büyümesi için tavuk yumurtalarını kaynatıp veriyoruz. Kaz ve hindileri bahar ayından sonbahara kadar besliyoruz ve Kasım ayından itibaren de onları satıyoruz” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi