Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever’in de aralarında bulunduğu 12 gazetecinin Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren ilk duruşması iddia makamının mütalaasını sunmasıyıla devam etti. İddia makamı, delillerin karartılma ve kaçma şüphesi, gizli tanığın henüz dinlenilmemiş olması gerekçeleriyle gazetecilerin tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

Sonrasında avukat Resul Temur söz alarak iddia makamının kolluk ile birlikte gazetecileri tanımlamaya çalıştığına dikkat çekti. Temur, “Hiçbir savcının ‘sözde’ ibaresini eğitim olarak aldığına inanmıyoruz. Bunu politik mecra içerisinde yapıyor. Bu dosyanın hukuki saiklerle hazırlandığının temel delillerinden biri” dedi.

Örnek bir sansür dosyası ile karşı karşıya olduklarını dile getiren Temur, “Devlet reklamcılığı yapmamış olmadıkları için buradalar. Gerçeği ortaya çıkarabilmek için karşı tarafa geçip devlete bakmak gerekiyor. Bu gazetecilerin yaptıkları da budur. Kürt basını, devlet reklamcılığından sıyrıldığı için 40 senedir Özgür Basın ekolünde yer alıyor” sözlerine yer verdi.

Soruşturmanın başlangıç noktasının belirsiz olduğunu ifade eden Temur, “Kök dosyanın bir bütünen dosya arasına alınmasını istiyoruz. Kök dosya içerisinde yer alan birilerinin gizli tanığa dönmüş olabileceğini de düşünüyoruz. Dosya bizim hesaplarımıza göre herhangi bir delil elde edilmeden yürümüş. Bir tek CMK.135 kapsamındaki dinlemeler var, gizli tanık üretinceye kadar. Neden üretildi bilmiyoruz” diye sordu.

Temur, “Mezopotamya Ajansı 80 çalışanıyla yola devam ediyor. 12 çalışanı da tutuklu. 28 çalışanıyla ile de haber ve telif hakkı kapsamında çalışmalarına devam ediyor. Bu 13 kişiyle bu insanlar arasındaki fark neydi? Basın Kanunu kapsamında haber ajansları süreli yayın olarak tanımlanmış durumda. Süreli haber olan internet haberciliğinin de yargılanma biçimi Basın Kanunu’nda tanımlanmış. Süreli yayınlarda bir muhakeme şartı var. Haberin yayınlanması tarihinden itibaren 4 ay içerisinde iddianame hazırlamadığınız sürece bu şartı kaçırmış oluyorsunuz. 4 ayın sonrasında hiç kimseye bir suçlama söz konusu olamaz” bilgisini verdi.

Gazetecilerin dosyaya şüpheli olarak alınmasının bile cezai sorumluluk açısından makul olmadığını vurgulayan Temur, “Bir konunun haber değeri taşıması için üç temel ögeyi barındırması gerekiyor. Güncelliği, gerçekliği ve ölçülülüğü. Müvekkiller tecride dair haber yapıyorsa somut olarak tecrit varsa bu haber gerçektir. Bu haberi MA ve JİNNEWS’in editöryal tercihlerinden dolayı yargılamak mümkün değildir” dedi.

MA’nın sitesinden totalde 124 bin haberin yayınlandığını söyleyen Temur, “Siz ise 130-150 arası haber almışsınız. Bu haberler rahatsız etti diye gazetecileri cezalandırmak istiyorsunuz. Bir kısmını anonim haber olarak görüyorsunuz. Anonim haber diye bir şey yoktur, haber merkezi mahreçli haberler var. Gazetecinin kendi çabasıyla ürettiği bir haber olduğunda haber kendi ismiyle haberin girdiği şehrin mahreciyle verilir. Kendini gizleme durumu yok. Bunlar kolluğun ve savcının yorumudur” diye konuştu.

Gazetecilerin Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nde (DFG) illegal eğitim aldıklarına dair iddialara yanıt veren Temur, “Herkese açık aleni bir eğitim veriliyor. Ben de basın özgürlüğüne dair stajyer gazetecilere bilgimi paylaşırım. Bu örgüt üyesi olduğuma mı delalet?” diye sordu ve müvekkillerinin tahliyesini talep etti.

Sonrasında beyanda bulunan Şevin Kaya, dava avukatları olarak savunma haklarının kısıtlanması nedeniyle bu haktan feragat ettiklerini aktardı. Kaya, tüm yargılananların tahliyesini talep etti. Duruşmaya verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme, MA Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Gözelyüz, Emrullah Acar, Ceylan Şahinli, Hakan Yalçın ve Berivan Altan hakkında tahliye kararı verdi. Mahkeme, Hamdullah Bayram hakkında tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, dinlenmeyen gizli ve açık tanıkların yanı sıra MA İmtiyaz Sahibi Ferhat Çelik’in de tanık sıfatıyla gelecek celse dinleme kararı verdi.

Mahkeme Ma ve Jinnews ile ilgili bir soruşturma olup olmadığının da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sorulmasını kararlaştırarak, duruşmayı 5 Temmuz’a erteledi.

Editör: Ali Abbas Yılmaz