Temiz Hava Hakkı Platformu ve Hatay Tabip Odası, kentteki hava kirliliğine ilişkin yazılı açıklama. Kentteki hava kirliliğinin limit değerlerinin çok üzerinde olduğu belirtilen açıklamada, Maraş merkezli depremlerin meydana geldiği Şubat’tan bu yana Ulusal Hava Kalitesi İzleme İstasyonu’nun hava ölçümü yapmadığı aktarıldı.
Hava kirliliğinin halk sağlığını yaşamsal düzeyde tehdit ettiğine işaret edilen açıklamada, “Sadece 24 saatlik ölçüme en yakın ölçümler bile dikkate alındığında, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yılda 3-4 günden fazla aşılmaması gerektiği belirtilen PM2.5 kirliliğinin 3 günde aşıldığı, Temmuz ayında ise ölçüm yapılabilen 7 gün boyunca DSÖ limitlerinin sürekli aşıldığı” belirtildi.
Kanser riski
3 aylık süre içerisinde Antakya merkezde sıkça yaşanan elektrik ve internet kesintileri nedeniyle düzenli ölçüm yapılamadığı ifade edilen açıklamada, ancak eldeki kısıtlı verilerle bile kentteki hava kalitesine dair bir ön değerlendirme yapılabileceği kaydedilerek, eklendi: “Bölgedeki yoğun yıkım çalışmaları sonucu ortaya çıkan partikül madde kirliliği başta akut ve kronik solunum yolu hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açıyor. Bölgede yıkım çalışmalarında görev alan işçiler başta olmak üzere, sürekli yıkım tozuna maruz kalan halkın kanser riskine maruz kaldığı bilimsel bir gerçekliktir.”
Alınması gereken önlemler
Açıklamada, deprem bölgesine dair alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:
“ *Tüm deprem bölgesinde Hava Kalitesi İzleme İstasyonu bir an önce devreye alınmalıdır.
* Bölgedeki tüm istasyonlarda PM2.5 parametresinin ölçümüne zaman kaybetmeksizin başlanmalıdır.
* İstasyonlardan elde edilen verileri içeren hava kalitesi durumu ve raporlar www.havaizleme.gov.tr ve valilik web sitelerinden eksiksiz ve sürekli olarak yayınlanmalıdır.
* Meteorolojik gelişmeleri de dahil eden bir modelleme çalışması ile enkazlardan kaynaklı tozun yerleşim alanları üzerinde dağılımı tespit edilmeli, enkaz depolama alanları ve yerleşim alanları bu modelleme sonuçlarından yararlanarak konumlandırılmalıdır.
* Yıkımlar, bir plan dahilinde çalışanlar dışındaki insanlar yıkım alanından uzaklaştırılarak yapılmalıdır.
* Yıkım, enkaz transferi ve enkaz depolama alanlarında boşaltılması esnasında sulama yapılmalı, taşıyıcı kamyonların üstü seyir halinde tozumayı önlemek için kapatılmalıdır.
* Çalışanlar mutlaka koruyucu ekipman ile donatılmalı ve bu ekipmanların kullanımı zorunlu hale getirilmelidir.”