Arif Bulut/ÖZEL HABER

Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneği (DİSİDER) seçimlerden sonra yaptığı basın açıklamasında, Diyarbakır’daki ve bölgedeki ekonomik tablonun etkilediği işsizlik ile yoksulluk gerçekliği görmezden gelindi.

Yapılan açıklamada, “Milletimiz bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanımıza yetki vererek istikrardan yana tercihini kullanmıştır. Aynı zamanda kıymetli vatandaşlarımıza bir çağrı yapmak istiyoruz. İsraftan, stoktan, fırsatçılıktan ve lüks düşkünlüğünden kaçınmalarını rica ediyoruz. Unutmayalım ki hepimiz aynı geminin içerisindeyiz” denildi.

Diyarbakır’da faaliyetlerini sürdüren DİSİDER, toplumsal gerçekliği göz ardı ederek ekonomik kriz faturasını pandemi ile depreme kesmeye çalıştığı açıklamasında ise son 8 yıldır bölgede derinleşen ekonomik krizi Erdoğan’ın çözebileceğini “6 Şubat depremi bizlere derin üzüntü yaşatmış ve büyük bir ekonomik sıkıntıyı beraberinde getirmiştir. Bu etki alanından çıkmak için, Sayın Cumhurbaşkanımızın tecrübesiyle yeni tedbirleri devreye alarak, zor görünen sorunları en kısa sürede kolaylaştıracağına inanıyor ve güveniyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi Demokrasilerde seçim güven tazelemektir” sözleriyle savundu. 

Peki, istatistiki verilerle yapılan çalışmalarda Diyarbakır ve bölge kentleri ne durumda?

Diyarbakır ve bölge kentleri toplumsal güven açısından tartışmalı hale gelen TÜİK verilerine göre de son 3 yıldır işsizlik ve yoksulluk verilerinde rutinleşen bir düşüş grafiği çizmeye devam ediyor.

Diyarbakır’ın içinde bulunduğu bölgedeki kentlerinde toplam nüfusu 3 milyon 900 bin. Bu nüfusun yüzde 63’ü 30 yaşın altında ve bölgedeki işsizlik oranı yüzde 20’yi aşmış durumda.

Bir milyon 800 bini aşın nüfusa sahip Diyarbakır’da ise 30 yaşın altında olan genç nüfusun oran yüzde 59.

TÜİK’in verilerine göre son yıllarda rutinleşen düşüş grafiği istikrarını sürdürüyor. TÜİK’e göre en çok işsizliğin olduğu iler Mardin, Batman, Şırnak, Siirt, Urfa, Diyarbakır gibi bölge illeri. Yine TÜİK’e göre en düşük işgücüne katılma oranı Urfa ve Diyarbakır’da.

TÜİK’in erkek ve kadın istihdamına dair verdiği istatistikler de bölgedeki cinsiyete göre istihdam tablosunu gözler önüne seriyor.

Türkiye genelinde:

“En düşük kadın istihdam oranı ise %14,5 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt bölgesinde, yine bu bölgeyi %15,9 ile Urfa, Diyarbakır, %19,6 ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari izliyor.

En düşük erkek istihdam oranı ise %46,7 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt bölgesinde, bu bölgeyi %54,2 ile Şanlıurfa, Diyarbakır ve Van, Muş, Bitlis, Hakkari izliyor.”

TÜİK’in 2022 yılında yayınlanan İstatistik Araştırma Dergisi’nin son sayısında “Türkiye'de Hane Halkı Yoksulluğunu Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi” başlıklı araştırmada ülkedeki en fazla yoksul hanenin Urfa ile Diyarbakır’da bulunduğu kaydedildi.  

Dergide yoksul hane halkının israftan öte harcama yapamayacak durumda olduğu şu değerlendirmede kendini gösteriyor:

“Yoksulların yüzde 65,5'inin hanelerinin genellikle gerekli harcamalarını zor yapabildiklerini, yüzde 33,7'sinin ne zor ne kolay ve yüzde 0,8’inin ise gerekli harcamaları kolay yapabildiklerini beyan ettikleri görülmektedir.

Yoksul hanelerin yüzde 70,8’i müstakil konutta, yüzde 15,1’inin apartmanda, yüzde 9,4’ünün fazla daireli apartman (10 daireden fazla) ve yüzde 4,6’sının ise ikiz ya da sıralı evde oturdukları görülmektedir. Yoksulların yüzde 48,7'sinin oturduğu konutun yaşı 20-49 yıllık iken, yüzde 21,6’sı 10-19 yıllık binalarda oturmaktadır.”

TÜİK’e paralel bir saha araştırması da Diyarbakır’a özel yapıldı. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin Diyarbakır’da yaptığı ekonomik kiriz anketine göre, katılımcıların yüzde 97’den fazlası ekonomik krizden etkilendi. Son 1 yılda yaklaşık 3 kişiden 1'i işsiz kaldı.

Bu durum kentteki işsizliği oransal olarak yüzde 30’u aştığını gösteriyor.  Her 3 kişiden, 1'i ve daha fazlası asgari temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, çoğunluk borçlanarak krizle baş etmeye çalıştığını perçinliyor.

Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın logosu ile 2021-2023 yıllarını kapsayan ‘Ulusal Genç İstihdam Stratejisi’ başlıklı çalışmada ‘Young People Not in Education, Employment Or Training (NEET) yani (Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan Gençlerin İstihdamı)’ olarak tanımlanan kısımda “Türkiye’de işgücüne katılım ve istihdam oranları gelişmiş ülkelere göre düşük seyretmektedir” değerlendirmesi yer alıyor.

Bu çalışmada bile diğer bölgelerde yaşayan gençlere kıyasla Diyarbakır, Urfa bölgesinde yaşayan gençlerin NEET olma ihtimalleri iki kat daha fazla olduğu belirtildi.

Diyarbakır ve bölge illerine dair yapılan tüm çalışmalarda ekonomik tablonun iç açıcı bir seyirde olmadığı görülüyor. Yine Diyarbakır ve bölge illerinde olduğu gibi ülke genelinde birden fazla maaş ve huzur hakkı adı altında ücret alan bürokratların varlığı söz konusu iken DİSİDER’in yaptığı şu açıklama bölge gerçekliğinin göz ardı edildiğini gösteriyor:

AW903882_01

“Basın ve Kamuoyuna. Öncelikle 2023 yıllında Ülke olarak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilli seçiminde, milletimiz yüksek bir katılım ve olgunluk içersinde iradesini sandığa yansıtmış, demokrasimize de önemli katkı sağlayarak, dünyaya da örnek olmuştur. Bizlere bu güzel atmosferi yaşatan ve emeği geçenlere çok teşekkür ederiz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi Demokrasilerde seçim güven tazelemektir. Bir mağlubiyet değildir. Kazanan 85 milyon vatandaşımızdır. Ülkemiz 2020 yıllında başlayan pandemi izlerini silmeye çalışırken, arkasından gelen asrın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat depremi bizlere derin üzüntü yaşatmış ve büyük bir ekonomik sıkıntıyı beraberinde getirmiştir.

Bu yıkıcı felaketin getirdiği sıkıntıyla beraber hükümet seçimi bir kaç ay erkene çekmiş halkımızdan güvenoyu istemiştir. Milletimiz de bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanımıza yetki vererek istikrardan yana tercihini kullanmıştır.

Artık 2023 seçimini geride bırakarak yeni şeyler söylemek zamanıdır. Siyasi çekişmeleri geride bırakarak, ekonomimizi büyütmek zamanıdır. Birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek, herkesi kucaklamak zamanıdır. Deprem bölgelerini ayağa kaldırmak zamanıdır. Döviz, altın, arsa, konut ve araba alımını yatırım aracından çıkarmak zamanıdır.

Artık zamanımızı ve enerjimizi boşa harcamadan sorunlarımızı çözmeye harcayalım. Gün dayanışma günüdür. Bu bağlamda; Dünyada his edilen küresel ekonomik kriz ülkemizi de etkisi altına almıştır. Bu etki alanından çıkmak için, Sayın Cumhurbaşkanımızın tecrübesiyle yeni tedbirleri devreye alarak, zor görünen sorunları en kısa sürede kolaylaştıracağına inanıyor ve güveniyoruz. İş dünyası olarak da bizlere düşen her türlü fedakarlığı yapmaktan kaçınmayacağımızın altını çizerek ifade etmek isteriz.

Aynı zamanda kıymetli vatandaşlarımıza bir çağrı yapmak istiyoruz. İsraftan, stoktan, fırsatçılıktan ve lüks düşkünlüğünden kaçınmalarını rica ediyoruz. Unutmayalım ki hepimiz aynı geminin içerisindeyiz. Bu vesileyle 2023 seçimlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde halkımızı temsil edecek tüm siyasi parti milletvekillerimize kavgasız ve başarı dolu bir dönem geçirmelerini dileriz.

Kendilerinden, Ayrıştırıcı dil kullanmaktan kaçınmalarını, ülkemizin refah seviyesini yükseltmek, vatandaşlarımızın huzur ve güven tesisini sağlamak, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesine katkı yapmalarını bekliyoruz. Son olarak; Halkımızın güvenini yeniden kazanarak Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik eder başarılar dileriz. Açıklayacağı yeni kabinenin de ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ederiz.”

Editör: Ali Abbas Yılmaz