İnce’nin en kabadayısından yüzde 1 oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçilme ihtimali yok. Peki, İnce seçim sonucuna ne şekilde, kimden yana bir etkide bulunmak istiyor?

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde yarışacak 4 Cumhurbaşkanı adayından ikisi 100 bin imza ile aday olan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ve ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan.

22 Mart’ta başlayan süreçte 100 bin imzayı bulan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ve ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, Millet İttifak’ı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Cumhurbaşkanlığı yarışında seçmenlerden destek isteyecek.

100 bin imza sayısına ulaşamayan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ise 27 bin 61 imzada kalarak yarışa veda etmişti.

2023 seçimlerinin esasta Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında geçeceği herkesin malumu ve seçimlerin ilk turda bitmesi de kuvvetle muhtemel. Böylesi bir tabloda Kılıçdaroğlu ve Erdoğan dışındaki 2 Cumhurbaşkanı adayının esasa ilişkin bir rolünün olmayacağı da sır değil. Ama tabii kritik bir seçimde ve her ittifakın ince eleyip sık dokuduğu, en küçük etkinin dahi gözardı edilmediği bir ortamda 100 bin imza ile yarışa katılan her 2 adayın da seçimlerin kaderinin belirlenmesinde öyle ya da böyle bir etkisinin olacağı da yadsınamaz.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin birinci turda bitmesi muhtemel bir seçimde ya da seçimlerin ikinci tura kalması halinde bu sonucun iktidar blokuna yarayacağı bir ortamda Cumhurbaşkanlığı yarışında kazanamayacağını bile bile ısrarcı olmasının ardından “İnce” bir hesap olduğu gözlerden kaçmıyor. 

O İnce ki, zamanında Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak “Gel bakalım Muharrem” dediği ve meydanlarda bas bas bağıran, sandıklara sahip çıkacağını ve YSK’nın önünde oturacağını söyleyen kişi. Seçim akşamı ise sırra kadem basıp, “Adam kazandı” mesajı ile sayım bitmeden sonucu önceden kabullenen İnce, bu seçimde ise Kılıçdaroğlu’nun oyundan eksiltme pahasına adaylıkta ısrar eden bir siyasi kişilik.

İnce de dünya alem de adaylıktaki ısrarının her halükarda Erdoğan’a yarayacağını biliyor. Yüzde 50+1 için yüzde 1’lik oy oranının belirleyici olduğu bir seçimde İnce’nin bu ısrarının (Subjektif durumunun) -nedeni ne olursa olsun- objektif sonucunun Kılıçdaroğlu’na verilecek potansiyel oyların bir kısmını eksilteceği ve bunun da Cumhur İttifakı adayı Erdoğan’a yarayacağı açık. Peki, İnce gibi yılların siyasetçisi bu basit gerçeği görmüyor olabilir mi, mümkün değil. Peki, bu tutumun Kılıçdaroğlu’nun aleyhine, Erdoğan’ın lehine bir sonuç üreteceği gerçeğini gözardı edecek kadar siyasi bir hırsla mı hareket ediyor, bunu da mantık çerçevesinde değerlendirmek pek olanaklı değil. Peki, İnce’nin davası ne olabilir? Bir önceki seçimde kendi aday iken akşamdan “adam kazandı” mesajıyla sonucu kabullenen İnce, bu seçimde neyi amaçlıyor, ya da neye hizmet ediyor olabilir?

İnce’nin en kabadayısından yüzde 1 oy oranı ile Cumhurbaşkanı seçilme ihtimali yok. Peki, İnce seçim sonucuna ne şekilde, kimden yana bir etkide bulunmak istiyor? Kılıçdaroğlu’na bir katkısının olmayacağı da ortada ise geriye Erdoğan’dan başka da bir seçenek kalmıyor. Peki, İnce bir zamanlar Genel Başkanı olan ve kendisini Cumhurbaşkanı adayı gösteren birine karşı neden bir tutum geliştiriyor? Ya da bir zamanlar rakibi olan bir Cumhurbaşkanı adayının ekmeğine neden yağ sürmek istiyor? Bu soruların basit ya da incelikli bir açıklaması olmalı.

İnce, "Kılıçdaroğlu lehine adaylıktan çekil" çağrılarına, “Beni değil, milyonları ikna edin” diye yanıt vermişti. Sanırsınız milyonlar İnce’nin arkasında saf tutmuş. Hepi topu 100 bin imza ile aday olan biri ki, bu yüz bin imzanın hepsinin İnce’ye oy olarak döneceği de muamma.

İnce diyor ki, “Bu işi başaracağımızdan şüphesi olmayan milyonları ikna edin”. Sahi İnce’nin ardındaki milyonları geçtim, zaten böyle bir şey yok, peki, İnce’nin başaracağı iş nedir? Sonuçta İnce’ye oy verecek seçmen profili herhalde Erdoğan ya da Cumhur İttifakı’na oy veren seçmeler değil. Kılıçdaroğlu’na gidecek oyları az da olsa törpüleyecek olan İnce, hangi işi başarmak için kolları sıvamış bunu bilmek için kahin olmak gerekmiyor.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Cumhur İttifakı’na katılım kararı alıp son anda adaylıktan çekildi. Kendince bir pazarlık yürüttü ve bir ölçüde istediğine ulaşıp kendisine uygun bir adayın ardından saf tuttu. HÜDA PAR baştan beri durduğu yerden bir tercihte bulundu ve Kılıçdaroğlu’na karşı Erdoğan’ın yanında olduğunu açıkladı. Zaten az çok siyaseti okuyan kimse HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin Millet İttifakı’nı desteklemeyeceğini biliyordu. Ama İnce’nin Erdoğan’ın yararına, Kılıçdaroğlu’nun zararına bu kadar ısrarcı olması, şaşırtıcı olmasa da incelikli bir politik hamlenin ürünü olarak siyaset tarihine bir not düşüyor.

2023 seçimleri büyük olasılıkla ilk turda sonuçlanacak. İnce hesapların seçim sonuçlarına etkisi ise 14 Mayıs akşamı ortaya çıkacak. İnce’nin bu sefer de “Adam kazandı” demekten başka seçeneği olmayacak. Ama bu sefer kazanan tek adam olmayacak, çünkü kazanma ihtimali olan 2 adamdan biri seçimi alacak. Sandıktan Kılıçdaroğlu mu Erdoğan mı çıkacak, buna da milyonlar karar verecek.