Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Kavaközü köyünde konaklayan arıcılar, bal üretimi sürecinde yaşadıkları zorlukların ardından elde ettikleri mahsulleri satamamaktan şikâyetçi. Bal üreticileri, bir yandan askeri bölge yasakları diğer yandan artan enflasyon ve düşük ihracat karşısında ellerindeki ürünleri satacak pazar bulamıyor.

Arıcılıkta kullanılan malzemelerin maliyetinde sürekli artış olduğunu ifade eden bal üreticisi Berhem Çelik, “Geçen sene 100 liraya aldığımız şeyi şuan 200 liraya alıyoruz. Geçen sene ilkbahardan bu seneye, yüzde 100 enflasyon farkı var. Bir kasnak balın maliyeti, dünya yıkılsa 100 liranın altında değil. Biz süzme balı 90 liraya satıyoruz. Günübirlik bir şekilde idame ettiriyoruz. Kovanın tanesini 3 yıl önce 190 liraya, geçen sene 350 liraya almıştım. Şimdi 800 liradır. Bu şekilde çok uçuk rakamlar var. Bir denetim yok. Devletin bu anlamda bir planlaması da yok. Zaten planlama olduğu zaman da, yukardan aşağı inene kadar kafa kol ilişkilerinden, bürokrasi anlayışından dolayı çok ciddi problemler yaşıyoruz” diye belirtti.

Üretim sürecinde yaşadıkları zorlukları dile getiren Çelik, “5 yıldır bu işi yapıyorum. Biz gezgin arıcıyız. Kışın genelde Sêrt ile Şirnex arasında, Dihê’de konaklıyoruz. Yazın da bazen Bedlîs Xîzan bazen de Wan yaylalarına gidiyoruz. Yaylalarda yasak bölgelerden kaynaklı yer bulamıyoruz. Yasak olmayan yerlerde ise bizi rahat bırakmıyorlar. Gelip baskı uyguluyorlar her gün, operasyon vesaire. Bu mantıkla olması söz konusu değildir. Adam geliyor iki tane askerle ‘kalk burdan’ diyor. Cevap olamıyoruz. Nasıl cevap olalım ki? Hukuk mu var karşılayabilecek? Dolayısıyla mağduruz” dedi.

Üretimin ardından, pazarlama noktasında yaşadıkları sorunlardan şikayet eden üreticilerden Muhsin Beydoğan, “2011’den beri arıcılıkla uğraşmaktayım. Elimde şuan 35 ton süzme ve çiçek bal var. En düşük 100 liradan satsak dahi yaklaşık 3 milyon 500 bin lira ediyor. Pazarlayamıyorum. Nedenler nedir? İran’dan gelen sahte ballardır. Hiçbir şekilde arı kullanılmadan, glikoz, mısır özü şurubu, yakılmış şerbetler kullanılarak tamamıyla sahte ballar piyasaya sürülüyor.  Bizim ballarımız da elimizde kalıyor. Öte yandan ihracat olmuyor. Daha önce ihracat oluyordu, bir şekilde piyasasını bulabiliyorduk. Kışın yine sorun değil ama artık havalar ısınıyor. Havaların ısınmasıyla beraber bu balları çöpe atacağız. Birilerinin bu işe bir el atması gerekir. Bize yol göstermesi lazım. Birileri bize ‘üretin, biz pazarlamasını yapacağız, yardımcı olacağız’ diyor. Ama maalesef üretiyoruz, mallarımız olduğu gibi elimizde kalıyor. Satamıyoruz” şeklinde konuştu.

Arı Yetiştiricileri Birliği ve Tarım ve Orman Müdürlüğü’nü sorumluluk almaya çağıran Beydoğan, “Arıcılığın bir kanunu dahi yok. Arıcılığın belirli bir hukuki çerçevesinin çizilmesi lazım. Şimdi de Sêrt’te 6 bin tane arı dağıtılacak. Bu arılar dağıtılacak da, üretici elde ettiği mahsulü ne yapacak? Bir an önce ihracatın olması lazım, balın yurt dışına gitmesi lazım. Bizden aidat alanlar, bu sorunu çözmek isteseler çözebilirler. ‘Üreticiyi nasıl sömürürüm, onun elindeki mahsulü nasıl daha ucuza alıp daha pahalıya satarım’ mantığıyla bir fırsatçılığa dönüştürüyorlar. O yüzden kimseyle irtibata geçemiyorsun. Bu sene de özellikle ekonomik krizden dolayı artık arıcılığı bırakmayı düşünüyorum. Hem arıcılığın zorlukları, her tarafın yasaklı bölge ilan edilmesinden dolayı yaylaya gitme sıkıntısı hem de bu zorluklara rağmen elde ettiğin mahsulün elinde kalmasından dolayı arıcılık artık bitmiştir. Böyle giderse bırakacağız” diye kaydetti.

Editör: Ali Abbas Yılmaz