Röportaj: İrfan Erdoğan/Almanya
Birçok esere imza atan yazar Ayşe Yetişen, yaşamını, eserlerini ve yazma serüvenini Sur Ajans’a anlattı.
Sizi tanıyarak söyleşimize başlayalım. Ayşe Yetişen kimdir? Ayşe Yetişen'i anlatmak isterseniz nasıl anlatırsınız?
"1971 Manisa doğumluyum. İlkokul ve orta öğrenimimi Manisa’nın şirin bir kasabası olan Turgutlu ilçesinde tamamladım. Bütün çocukluğum ( Üniversiteyi kazanıncaya kadar ) Turgutlu’da geçti.
Ülkemizi bu karanlık günlere götüren 12 Eylül darbesinde 9 yaşında bir çocuktum. O gün algılayamadığım 12 Eylül darbesinin yarattığı büyük enkazı okuduğum kitaplar sayesinde anladım, bize altın tepside sunulan 12 Eylül darbesinin bir şerbetten ziyade zehir olduğunu.1992 yılında Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulundan mezun oldum. Üniversite okuduğum yıllar, Ahmet Kaya’nın kasetlerinin yasaklı ama dinlemenin yasak olmadığı yıllardı. Ahmet Kaya’nın kasetlerini İzmir Kemeraltı’nda bir kasetçi dükkânından gazete kâğıdına sarılı olarak gizlice alır, özellikle sınav günlerinde sabaha kadar Ahmet Kaya’nın sesiyle sabahlardım.
İlk çalışma yerim Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesi oldu. İlk çalışma kliniğim ise KBB ve Göz Servisi... Daha 21 yaşımda sağ-sol kavgası ile burnu kırılan ya da dudağı patlayan, gözü moraran benim gibi genç hastalarla burada tanıştım. Gün geçmiyordu ki kliniğe kavga sebebiyle genç bir öğrenci gelmesin. Bir hafta Gazi Üniversitesinin faşist öğrencileri Hacettepe’nin sol görüşlü öğrencilerine saldırıyor, diğer haftada Hacettepe’nin sol öğrencileri Gazi Üniversitesinin sağ görüşlü öğrencilerine saldırıyordu. Yıl 1992 idi ama sağ sol çatışması hâlâ devam ediyordu. Her nöbet çıkışı ağlayarak eve dönüyordum. O öğrenci çocukları gördükçe kaba şiddeti sanki kendi vücudumda hissediyordum.
Sekiz yıl Ankara’da yaşadım Daha sonra Kocaeli Üniversite Hastanesine eş durumundan ötürü tayin oldum. Üç yıl Kocaeli’de kaldıktan sonra 2003’te İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde çalışmaya başladım. 2021 yılında emekli oldum. Narlıdere’de yaşıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim..."
Edebiyata olan sevginiz,okumaya ve yazmaya olan düşkünlüğünüz ne zaman ve nasıl başladı? Bu süre içinde kendinize rehber olarak aldığınız yazar ve çizerler var mı? Sonra kitap yazmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Neden yazma ihtiyacı duydum? Bu soruyu kendime sorduğum zaman, kendi kendime verdiğim cevap: ''Kendim için yazıyorum, kendimi mutlu etmek için” oldu. Günlük yaşantımda gün boyu yaptıklarımı düşündüğümde kendim için yaptığım çok az şey var. Günün yirmi dört saatinde yaptıklarımın büyük çoğunluğu başkaları için.
Mesleğim gereği günümün sekiz saatini hastanede hastalara bakarak geçiriyorum. Çalışma hayatımın dışında ki zamanlarda da ev işleri, çocuklarımın ihtiyacı, eşime olan sorumluluklar, yine başkaları için geçirilen zaman. Kendime ayırdığım zaman yazarak geçirdiğim anlar. Sadece yazdığım zamanlar kendimle baş başa kalıyorum. Yazmaya başladığım zaman bu ister şiir olsun, ister öykü, ister roman o saatler de sadece kendi iç sesimi, ruhumu dinliyorum. Duygularıma, düşüncelerime kulak veriyorum. Yazarken adeta kendimi ve benliğimi keşfediyorum. Bir olay üzerinde yazarken kendimi keşfetmiş gibi oluyorum, düşüncelerimle baş başa kalıyorum.
Yazarken başkaları bu yazım hakkında ne düşünür diye sormuyorum. O an sadece yazıyorum. Çoğu zaman geriye dönüp yazdıklarımı okuduğumda bu düşüncelere nasıl sahip olduğuma kendim bile şaşırıyorum. Her yazı yazdıktan sonra bu iyi ya da kötü bir yazı olur fark etmiyor müthiş bir haz duyuyorum. Bir nevi deşarj olmuş gibi hissediyorum. Bir nevi huzura eriyorum. Bilinç altımın yansıması oluyor yazdıklarım. Yazdıklarımı ben düşünmemişim ama elim klavyede kendiliğinden kelimelere dökülmüş bilinçaltımı yazıya geçirmişçesine dökülüyor kelimeler...
Biliyorsunuz bizler gibi edebiyatta henüz yolun başında olanlar için epey zorlukla karşılaşmak mümkün. Bu vesileyle, yazmaya başladığınızdan bu yana şikâyetçi olduğunuz konular var mı? Varsa nelerden şikâyetçisiniz?
Yazmaya başladıktan sonra karşılaştığım en büyük sorun okuyucuya ulaşamamak. Çünkü günümüzde kitap okuyan kişiler çok çok azaldı. İnanın kitapları bedava dağıtmaya kalksak eline kitap almaktan korkan bir nesil ile karşı karşıyayız...
Edebiyata, okumaya yazmaya ilgisi olanlara bir yazar olarak neler önerirsiniz? Bu işe nereden, nasıl ve ne şekilde başlasınlar?
Benim düşünceme göre her yazarın yolunun başlangıcı okumakla başlar.
Şimdiye kadar kaç kitap yazdınız? Kitaplarınızın konusu ne ve şu anda ne gibi bir çalışmanız var? Neler yapıyorsunuz?
Şimdiye kadar çıkardığım üç kitabım mevcut. İlk kitabım Aşkın Köz Dansı Şiir kitabı. İlk Şiir kitabım Aşkın Köz Dansı yaklaşık beş yılda yazılmış bir eser. Toplamda beş yılda yazmış olduğum şiirlerin toplamı. Her yazdığım şiir çevremde yaşadığım ve etkilendiğim bir olay sonucu oldu. Yani çevremde yaşadığım olaylar sonucu şiirlerimi kaleme aldım.
Aşkın Köz Dansı, Şiir, Temren Yayınları 2020 Pandemide Hayat , Öykü, Temren Yayınları 2020 Tokmakalan , Kültür, Temren Yayınları 2022 Şiir Sarnıcı e-dergi aralık 2019 sayısında ‘’Kevser Dönüşüm ‘’ adlı öykü, Şiir Sarnıcı e dergide temmuz sayısında ‘’Nedense’’ adlı şiirim yayınlandı Cumhuriyetin 100. Yılına Doğru Anadolu Türkmenliği Rışvan Şiir Şöleni Kitabında ‘’ Hiçbir Şeyim ‘’ adlı şiirim, Nif Sanat Kültür Sanat Edebiyatı Dergisi, kış sayısı 2020 ‘de ‘’Deniz’’ adlı şiirim ve 250 Gramlık Hayatlar Kitabında ‘’İnadına’’ adlı şiirim yayınlandı.
2021 Anadolu Rüzgarı II-Öykü ve Şiir Seçkisi kitabında denemeleri şiirleri, 2022 Anadolu Rüzgarı – III Öykü ve Şiir Seçkisi kitabında iki öyküm yayınlandı.