Yeşil Sol Parti ve HDP, yeni döneme dair mücadele yöntemlerini belirlemek için Parti Meclislerini topladı. Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, basına yaptığı açıklamada “Muhalefet içerisinde kendi adımıza düşen başarısızlığı kabul ediyoruz” ifadelerini kullandı.

HDP ve Yeşil Sol Parti’nin Parti Meclisleri, seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere Ankara’da bir araya geldi.

Yenilenme ve dönüşüm sürecinin değerlendirileceği kritik toplantı öncesi basına da kısa bir açıklama yapıldı.

‘Eksiklerimizle ve zaaflarımızla da yüzleşmemiz gerekir’

Dünya Ticaret Merkezi’nde yapılan basın açıklamasında konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, “Kendi hanemize düşen başarısızlığı kabul ediyoruz” diyerek şunları söyledi:

“Türkiye halkları olarak iki aşamalı seçimi birlikte yaşadık. Hepinize teşekkür etmek ve bütün halkımızı buradan bir kez daha selamlamak hepimizin görevidir. Hoş geldiniz. Sevgili arkadaşlar biraz önce söylediğim gibi Türkiye tarihinin en önemli seçimlerini geride bıraktık. Hem seçimin sonuçları hem de bizim açımızdan olan boyutları üzerine yoğun bir tartışma süreci içerisine girdik, bu süreci birlikte götürüyoruz. Bir şeyin altını çizmek isterim; Türkiye tarihinde görülmemiş anti demokratik, adaletsiz, hukuksuz, kuralsız bir seçim süreci ile karşı karşıya kaldık. Devletin bütün olanakları partimize karşı harekete geçirildi. Partimiz ve bileşenlerimiz ağır bir saldırı altındaydı. Biz bunların her türlü saldırganlığına karşı tedbirlerimizi almaya çalıştık. Ama sonuç itibariyle, ortaya koyduğumuz siyasal hedeflerimiz bakımından eksiklerimizle ve zaaflarımızla da yüzleşmemiz gerekir. Saray rejimini değiştirmek için elimizden geleni yapmamıza rağmen bir bütün olarak muhalefetin başarısızlığı ve kendi hanemize düşen başarısızlığı kabul ediyoruz.

Aynı zamanda iddia ettiğimiz başka bir şey vardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı nedeniyle daha demokratik bir hayatın inşa edilmesi, Demokratik Cumhuriyetin ortaya çıkarılması hedefimiz vardı. Güçlü bir şekilde parlamentoda yer almak istemiştik. Bu konuda kısmen başarılı olmamıza rağmen bir başarısızlık ortaya çıktı. Ama bütün bunlara rağmen şunları ifade etmek isteriz. Bunların altında kalacak bir durum da söz konusu değildir. Halkımıza şunu söylemek isterim; Türkiye’deki bu kadar eşitsiz ve adaletsiz seçim koşullarına rağmen değişim isteyen, iddiasını ortaya koyan iki kişiden birinin itiraz ettiği bir seçim gerçekleşti. Halkımızın yüzde 50’si -sandıklara gitmeyenlerle birlikte daha fazlası- bu rejimi değiştirmek için kararlı bir şekilde mücadele sahasında bulundu ve bulunmaya devam ediyor.

‘Saraylarınızı kurtarmak için yürüttüğünüz talan politikası iflas etti’

Şu bir haftalık durum değerlendirildiğinde bile Saray rejiminin, bu tek adam rejiminin yarattığı tahribatlar her şeyiyle açık açık ortaya dökülmeye başladı. Bakanlar Kurulu açıklandı ve arkasından Türkiye’deki mevcut ekonominin iflas ettiği açığa çıktı. Türkiye tarihinde görülmemiş şekilde kurda rekor düzeyde bir yükseliş yaşandı. Bunların faturasını halka tahvil etmeye çalışan Saray rejimine sesleniyoruz; bunu asla kabul etmeyeceğiz. Kendinizi kurtarmak için, saraylarınızı kurtarmak için yürüttüğünüz talan politikası iflas etti. Bu iflasın faturasını emekçilere, halka ödetmelerini kabul etmeyeceğiz. Türkiye’nin özgürlüğü, eşitliği ve adaleti için mücadeleyi daha güçlü şekilde nasıl yürüteceğimizi bugünkü tartışmalarla ortaya koyacağımız politik hatla belirleyecek ve muhalefetin ve toplumun sözcülüğünü sürdüreceğiz.

‘Altımızı oymak, bizi birbirimize düşürmek için yürütülen tartışmalara da pirim vermeyeceğiz’

Seçim sonrası tartışmalarımızı diğer partilerden farklı olarak, şeffaf bir şekilde ortaya koyacağımızı ve bütün kurullarımızda kolektif bir şekilde ortaya koyacağımızı açıklamıştık. Eş Genel Başkanlarımızla beraber ilk günden itibaren yürüttüğümüz tartışmalarla ortaya koyduğumuz tutumumuz ile açıkça Türkiye halkına ve halklarımıza seslenmiş olduk. Sandıktan uzaklaşmaları için her şey yapılmasına rağmen özellikle Kürdistan coğrafyasındaki halklarımızı, Kürt halkını onurlu direnişleri ve partimize gösterdikleri ilgi için selamlamak istiyorum. Bütün baskılara rağmen, seçim dönemindeki her türlü saldırıya rağmen Saray’a kaybettirme kararımıza gösterdikleri tutumdan dolayı da halkımızın önünde saygıyla eğiliyoruz. Bir başka konu da kendi sürecimizi, kaderimizi belirleme konusunda yürüteceğimiz tartışmaları sürdüreceğiz. Biz bütün halkımızla ve dışarıda ve cezaevlerinde bulunan arkadaşlarımızla birlikte bu tartışmaları kolektif olarak yürütmeye kararlıyız. Hiçbir şeyin gizli kalmasını, üstünün örtülmesini istemiyoruz. Bu konuda açık bir tartışmanın yürütülmesinden yanayız ama altını çizerek şunu ifade etmek isterim; bizim altımızı oymak için, bizi birbirimize düşürmek için yürütülen tartışmalara da pirim vermeyeceğiz. Kolektif tartışma yürütmek, ortak akılla hareket etmek ve kurumsal yapımız konusunda bizi destekleyen desteklemeyen herkesin görüşünü almak konusunda hiçbir sorunumuz yok. Ama bu tartışmaların bizi yıpratacak, muhalefetin sözcüsü olma iddiamızı bertaraf etmeye çalışacak bir yöne evrilmesine de izin vermeyeceğiz. Hem Kürt halkını birbirine düşürmeye çalışanlara hem Türkiye muhalefetinin sözünü söylememizi engellemeye ve terörize etmeye çalışanlara karşı daha güçlü ve iddialı duracağımızı ifade etmek isterim. Kongremiz öncesi en büyük kurulumuz olan Parti Meclisimizin de bu tartışmaları kolektif olarak yürütüp toplumla buluşturmasını sağlayacağız. Önümüzdeki sürecin yeniden inşası konusunda, güçlenerek iktidara yürümek için yürüteceğimiz çalışmalar konusunda şimdiden toplantımızın iyiliklere, güzelliklere ve barışa vesile olmasını diliyorum. İyi ki varsınız.”

Editör: Ali Abbas Yılmaz