SUR AJANS- Can, “AKP, dinselleştirme yönünden son derece siyasal ve ideolojik bir tavır içinde. Bu ideoloji sadece Alevilerin değil tüm toplumun sorunu. Her kesim karşı çıkmalı” dedi.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Antalya Şube Sekreteri Zeynel Can, zorunlu din derslerinin saatinin arttırılmasına, müfredatın içeriğinin dinselleştirilmesine ve Alevi ailelerin bu konuya dair mücadele etmesine ilişkin  konuştu.

Zorunlu din derslerine karşı yapılanlara bakıldığında özellikle Alevilerin bu konuda yeteri kadar harekete geçmediği yönünde eleştiride bulunan Zeynel Can, söylemin pratikte hayat bulması gerektiğini ifade etti.

Zorunlu din derslerine karşı Alevi hareketinin eyleme geçmediğini söyleyen Can, “Kendi çocuğumuzu, sözümüzün ve nazımızın geçtiği insanlara neden gidip dilekçe vermelerini, zorunlu din dersinden çocukların muaf kılınmasını niye istemiyoruz? Bu iktidar bir kere dinselleştirme yönünden son derece siyasal ve ideolojik bir tavır içinde. Bu siyasal ve ideolojik tavır içinde genel anlamıyla ülkeyi bir dinselleştirme siyaseti güdüyor. Bu sadece Alevileri vuran bir şey değil” diye konuştu.

“Muhafazakâr ailelerde de ciddi bir uyanış var”

Kangal’daki Samut Baba Türbesi, mermer ocağı tehdidi altında Kangal’daki Samut Baba Türbesi, mermer ocağı tehdidi altında

Etkili bir eylem geliştirmeseler de Alevilerin karşı tepki oluşturduğuna vurgu yapan Can, “Önceden çocuk kendi dini inancını kendi içinde, zamanla aklı erince alır diyorsak da ben şunu çevremde görüyorum: Bir sürü Alevi aile artık çocuğunu sen Alevisin Aleviliğini bil. En azından kitabı anlamda sistematik bir eğitim vermese bile bir şeyler anlatıyorlar onun kendi inancına yabancı olmaması için ciddi bir uyarıda bulunuyorlar” dedi.

Artık Sünni ailelerin de çocuklarının tarikatlarda okutulmasına karşı çıktıklarını dile getiren Can, “Muhafazakâr ve dindar kesimlerde de de ciddi bir uyanış var. Ülkeyi yönetenler kendi çocuklarını özel okullarda, kolejlerde okuturken toplumu da çocuklarını imam hatibe göndermeleri için yönlendirme yapıyorlar. İnsanların dini inançları, itikatları, varoluşla ilgili Allah’la ilgili bağları bağlantıları duygusallıkları olur. Ama bunu getirip bunu bir kurallar silsilesi çerçevesinde dikte ettirerek şunu yaparsan cennete, şunu yaparsan cehenneme gidersin gibi insanları zorla bir kalıbın içerisine sokma tavırlarını insanlar kolay kolay kabul etmiyorlar” sözlerini kullandı.

“AKP’ye karşı ülke içten içe kaynıyor”

AKP  iktidarına karşı toplumsal muhalefetin arttığına işaret eden Can, sözlerini şöyle sonlandırdı: “AKP 23 yıllık iktidarının bize gösterdiği budur. Aslında içten içe toplumsal muhalefetin kaynadığını, gösterilmeyen tepkilerin zamanı geldiğinde sandıkta, zamanı geldiğinde demokratik yollarla, sokakta gösterileceğinin emarelerini görüyoruz. Gelinen noktada geçim meselesinin sadece yeme içme meselesi değil. Geçim meselesi aynı zamanda bir ailenin çocuğunu okutamamasına da tekabül eden sağlık hizmetini alamamasına da tekabül eden seyahat etme özgürlüğünü yerine getirememesine de tekabül eden bir şeydir. Yani geçinebilmek demek barınabilmek demektir, seyahat edebilmek demektir, çocuğunu okutabilmek demektir, tatil yapabilmek demektir. Sadece karnını doyurabilmek demek değildir. Bu açlık sınırı ile ilgili bir durumdur. Dolayısıyla da burada bir toplumsal muhalefetin mayalandığını, geliştiğini, yükseldiğini görüyoruz. Önemli olanın muhalefetin demokratik mücadeleyi doğru temelde bir şekilde kanalize ederek iktidarın değişimini doğru demokratik yollardan sağlayıp ülkenin aydınlığa dönük yüzünü açmaktır.”

Kaynak: PİRHA