SUR AJANS- Alevi Kızılbaş kimliğinden dolayı DGM’lerde yargılanan halk ozanı Mahzuni Şerif, yaşadığı toplumun kültür sanat dünyasına kazandırdığı eserlerle yaşıyor.
17 Mayıs 2002’de Almanya'da yaşamını yitiren halk ozanı Mahzuni Şerif, Pirsultan Abdal’ın günümüzdeki temsilcisi olarak anılıyor.
Yaşadığı toplumda sanatın ve sanatçının durması gereken yeri ve taşıdığı misyonu en iyi şekilde temsil eden ve kazandırdığı eserlerle toplumsal yaşamda muhalif kimliği ile öne çıkan Mahzuni Şerif, halkın karşılaştığı sorunları üreten sisteme karşı tavizsiz bir duruş sergiledi.
Yaşadığı toplumsal gerçeklikle şekillenen sanatçı kimliğini ömrü boyunca titizlikle koruyan büyük halk ozanı Mahzuni Şerif, 1984: Dom Dom Kurşunu, 1986: Aburcubur Adam, 1990: Kutsal Özlem / Zam Fakiri, 1995: Zevzek, 1997: Acı Günlerim / Ararlar Beni, 1998: Prangalar / Ağıt, 2001: Fırıldak Adam gibi birçok eserle halkın gönlünde hak ettiği yeri perçinledi.
Ararlar beni
Ne dedimse halka hiç yoktu
Ben gittikten sonra ararlar beni
Boşa cahillerin gözü karardı
Kuru çene ile yorarlar beni
Vay, vay, zalım Dünya
***
Duman eksik olmaz her yüce dağda
Bülbül eksik olmaz her yeşil bağda
Atomun patlayıp bittiği çağda
Onun ötesinde sorarlar beni
Vay, vay, Dünya vay
***
Ebedi bu yeşil bağlar değildir
Ebedi şu yüce dağlar değildir
Öz gardaşım ama bizim softalar
Mezarımda bile kırarlar beni
Vay, vay, Dünya vay
***
Mahzuni Şerif'im, gayri gam yemem
Ondan ötesini kimseye demem
Ufak vucuduma kefen istemem
Varsa insanlıkla sararlar beni
Dost, güzel dost, canım dost
Cananım dostum
Mahsuni Şerif kimdir?
Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif, 17 Kasım 1939'da Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin bugünkü adıyla Tarlacık olarak bilinen Berçenek köyünde, Döndü ve Zeynel Cırık çiftinin oğulları olarak dünyaya geldi.
Soyu Horasan'dan Dersim’e göçen Ağuiçen aşiretine dayanmaktadır. Babasının adı Zeynel, annesinin adı Döndü'dür. "Şerif" adı, kendisi doğmadan önce ölen amcasının adına ithafen verilmiştir. Yazdığı bir dörtlükte doğum tarihi ve soyu hakkında şunları dile getirmiştir:
"Tevellüdüm merak ise miladî otuz dokuz
Kasımın on yedisinde Zeynel babadan geldim.
Döndü anaya rahmolmuş, ehlibeyt meftunuyuz
Ben faninin acısına, seyrü sefadan geldim"
Afşin'in Alembey köyündeki Lütfi Mehmet Efendi Medresesi'nde eğitim hayatına başlayan halk ozanı, köylerine ilkokulun yapılmasıyla medrese eğitimini bıraktı ve buradan mezun oldu.
Aşık Mahzuni, 1959'da Mersin 3. Astsubay Hazırlama Okulu'ndan ve 1960'ta ise Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu'ndan mezun oldu. Daha sonra Kuleli Askeri Lisesi'ne kaydolan ozan, maddi zorluklardan ötürü eğitimini yarıda bıraktı.
3 evlilik yaptı ve bu evliliklerden 8 çocuğu oldu
Saz çalmayı ve deyiş söylemeyi küçük yaşlarda amcası Aşık Fezali'den (Behlül Baba) öğrenerek müzik hayatına başlayan halk ozanının mahcupluğu nedeniyle, tasavvuf dersleri aldığı Cırık Baba tarafından "Mahzuni" mahlası verildi.
2001 yılının başlarında rahatsızlanarak, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakım altına alındı. Mayıs ayında taburcu edildi. Sekiz çocuk, dört torun sahibi olan Mahzuni Şerif 17 Mayıs 2002 tarihinde Köln, Almanya'da yaşamını yitirdi. Büyük halk ozanı Mahzuni Şerif hakka yürüdüğünde, Devlet Güvenlik Mahkemesindeki davası henüz sonuçlanmamıştı. 2001 yılının Kasım ayında kendisine, "Elhamdülillah Kızılbaş'ım ve laikim. Ben değil, yedi sülalem Kızılbaştır. Bir suç varsa o da dedemdedir." dediği için, DGM tarafından aleyhinde dava açıldı. Duruşma 27 Aralık 2001 tarihinde DGM'de yapıldı. Mezarı Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınındaki Çilehane adı verilen yerdedir. Mezar taşında ''Eğer bana gel gel olsa yüceden, çırpar kanadımı uçar giderim. İsteğim yok gündüz ile geceden, ben bir Mahzuni'yim naçar giderim.'' yazmaktadır.