DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, İçişleri Bakanlığı'nın çok sayıda belediye eşbaşkanlarına yurtdışı yasağı koyduğunu açıkladı ve buna dair değerlendirmelerde bulundu.
Kayyım atamalarına da değinen Tiryaki, “Türkiye’de seçme ve seçilme hakkı uzun süredir tehdit altındadır. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yürürlüğe konan ve anayasa açıkça aykırı olan KHK’lar ile belediye başkanlarımızın görevden uzaklaştırılmasının önü açılmıştı. Darbeyi Allah’ın lütfu olarak gören iktidar, bu KHK’ye dayanarak 2016’da yaklaşık 100 belediye başkan adayımızı görevden uzaklaştırıldı. Bu belediyeden uzaklaştırılan yerlerden Mardin, Diyarbakır ve Van gibi büyükşehirlerin ve yine Siirt, Hakkari, Ağrı gibi şehirlerin belediye başkanları da vardı. AKP o zaman eleştirilere şöyle bir yanıt veriyordur. ‘Bir olağanüstü hal var. Bu geçici bir tedbir’ diyordu. Ancak hiçbir belediye başkanımız göreve iade edilmedi” diye konuştu.
Göreve iade yerine belediye eşbaşkanlarının tutuklandığını ifade eden Tiryaki, “Mesele Kürt halkı olunca batıdan güçlü bir itiraz gelmedi. Bu da AKP’yi daha fazla heyecanlandırdı. Milyonluk şehirlerin iradesini gasp eden AKP, ülkenin batı yakısından itiraz çıkmamasından dolayı şu anda kayyımı siyaset biçimi dönüştürdü. 2019’da seçimlerinden sonra AKP bir kez daha seçilmiş eşbaşkanlarımızı görevden uzaklaştırdı. Belediyeler gasp edildi. Belediye Meclislerinin toplanmasına da izin verilmedi. Valiler ve Kaymakamlar, emirlerindeki birkaç memurla, Kürtlerin yoğun yaşadığı bu kentleri adeta sömürge valisi gibi yönetmeye başladılar. AKP’ye oy verenlerin bile ‘artık yeter’ dediği bir dönemde, 2024’te gasp siyasetine devam etti. Hakkari belediye eşbaşkanımızı görevden uzaklaştırarak, valiyi kayyım olarak görevlendirdi. Kürt halkının seçme ve seçilme üçüncü kez gasp edilmiş oldu. Kürde, her zaman olduğu gibi direnmek düştü” diye belirtti.
Kayyım atanan belediyelerin milyarlarca borç ile boğuştuğunu dile getiren Tiryaki, bu borçların yıllarca ödeyemeyeceğini söyledi. Tiryaki, “Şirket olsaydı çoktan iflas etmişti. AKP için kötülüğün sınırı yok. Borç batağındaki belediye eşbaşkanları yurt dışına gitmesin, kaynak aramasın, uluslararası ilişki geliştirmesin, belediyeler arasında kardeşlik köprüsü kurmasın diye şimdiden çok sayıda belediye eşbaşkanımıza yurt dışına çıkış yasağı getirmiş. Bu bir mahkeme kararı da değil. Mahkeme herhangi bir belediye eşbaşkanımıza yurt dışına çıkış yasağı vermiş değil. İçişleri bakanlığı tamamen keyfi bir karar ile belediye eşbaşkanlarımızın yurt dışına çıkmasını yasaklamış vaziyette. Bunun olağanüstü hal rejimi olduğu çok açık. Bu uygulama bundan kaynaklanıyor. OHAL rejimi kalıcı biçimde sürüyor. Biz bakanlığın bu kararını reddediyoruz. Belediyelerimizi borç batağına sürüklediniz. Tasarruf adı altında iş yapmasına izin vermiyorsunuz. İller Bankası kayyım sırasında yapmadığı kesintileri şu an yapıyor. DEDAŞ kayyımdan tahsis edemediği faturaları bugün belediyelerimizden tahsis etmeye çalışıyor. Halkımızı daha ne kadar cezalandırılacaksınız? Bırakın belediyelerimize kaynak yaratalım. Eğer siz ödemeyeceksiniz, hırsız kayyımlarınız borçlarını biz ödeyelim. Biz bunu yapabiliriz. Yeter ki bakanlık buna engel olmasın” dedi.
İçişleri Bakanlığı’na seslenen Tiryaki, eski bakan olan Süleyman Soylu’nun yeteri derece kötülük yaptığını söyledi. Tirkayi, “Aynı kötülükleri yapmayacağını inanıyoruz. Ya bunu yapmayarak saygı ile anılacaksınız ya da selefiniz gibi anılacaksınız. Kayyım atamasını durdurun, Hakkari belediye eşbaşkanımızı göreve iade edin. Getirdiğiniz yurt dışı yasaklarını ortadan kaldırın. Kayyımcı ve yasakçı bir bakan olarak anılmak istemiyorsanız bu konularda bir adım attın” ifadelerini kullandı.