SUR AJANS- Türkiye'de gıda enflasyonu ile küresel gıda enflasyonu arasındaki makas gün geçtikçe açılıyor. Küresel gıda fiyatları yıllık bazda yüzde 2,1 düşerken, Türkiye'de yüzde 68,2 arttı. Havaların ısınmasıyla birlikte Haziran ayı gıda enflasyonu bir önceki aya göre sabit kaldı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından derlenen tahıllar, yağlı tohumlar, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarındaki aylık değişimleri izleyen Dünya Gıda Fiyatları Endeksi, Mayıs ayındaki revize 120,6 seviyesinden değişim göstermeyerek, Haziran ayında da 120,6 olarak kaldı.
Türkiye Ziraat Odası Başkanlığı (TZOB) verilerine dayanarak hazırlanmış rapora göre ise, 2024 yılında et ürün gruplarında yıllık fiyat artışı bir önceki yıla göre yüzde 107,79 oranında artış gösterdi. Önceki yıla göre dışarıda yemek yemenin maliyeti yüzde 106,5 oranında arttı. Gıda fiyatlarının yüksek seyretmesi, özellikle düşük ve sabit gelire sahip olan kesimleri daha da zorladı. Çalışanlar ve esnaflar, artan maliyetler nedeniyle geçim sıkıntısı çekerken, değişimler toplumun tamamını olumsuz etkiledi.
Enflasyonun düşük seyir ettiği durumlarda bile gıdaya ulaşmada en çok, işsizler, geçici işlerde çalışanlar, sabit bir gelirleri olmayanlar, asgari ücretle çalışanlar ve emekliler zorlanıyor. Yüksek enflasyon nedeniyle toplumun büyük kesimi gıdaya ulaşmada güçlük çekiyor.
Urfa'nın Hilvan ilçesinde geçici işlerde çalışanlar, sabit bir gelirleri olmayanlar ve esnaflara yaşamsal gıda ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamadıklarına dair mikrofon uzattık.
‘Çocuklarıma bakamayacak hale geldim’
Geçimini inşaata geçici işlerde çalışarak sağlayan 4 çocuk babası Ramazan Beyazdaş (54), her geçen gün alım gücünün düştüğünü, geçen yıl aldığı bin 500 TL yevmiye ile geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Bu sene aynı ücret ile çalıştıklarını ifade eden Beyazdaş, "Gerekli şeyleri alamıyoruz. Geçen sene etin kilosu 300 TL ilken alabiliyorduk, ama bu sene 600 TL olduğu için alamıyoruz. Çocuklarıma bakamayacak hale geldim. Bu gidişle çocuklarımı okuldan alıp çalışmaya göndermek zorunda kalacağım" ifadelerini kullandı.
'Eti göremiyoruz'
17 yıldır seyyar satıcılık yapan Ferhat Unduç (51), 6 çocuğa baktığını, her geçen yıl artan enflasyon ile birlikte yoksulluğa sürüklendiğini dile getirdi. Unduç, "Eskiden yevmiyemiz çıkardı, ama bu yıl çıkmıyor. Eskiden insanlar gelir 4 kilogram, 5 kilogram muz alırdı. Bu yıl yarım kilo alıyorlar. Bazıları alamadan gidiyor. Eskiden eve giderken kasa ile sebze meyve alıyorduk. Şimdi ise kilogram ile alıyor, bazı meyveleri alamıyoruz. Kırmızı eti uzun zamandır göremedik, bazen tavuk alıyoruz" diye konuştu.
'Marketten eli boş döndüm'
Kuruyemiş satıcısı Şehymus Böğüç (50), geçen yıl kilogramı 30 TL'den aldığı kuru yemişi, bu yıl 80 TL'ye aldığını dile getirdi. Vatandaşın artık kuruyemiş alamaz hale geldiğini söyleyen Böğüç, "Hiç bir şey kazanamaz hale geldik. Geçen yıl 300 TL kazanırken bu yıl 400 TL kazanıyoruz. Geçen yılın 300 TL'si bu yılın 400 TL'sin den daha kıymetliydi. Dün 300 TL kazandım, o para ile markete gittim. 'Bir torba şeker alayım' dedim alamadım. Geçen yıl şekerin torbası 300 TL'ydi bu yıl 480 TL olmuş" şeklinde konuştu.
‘Temel gıdaları alamıyoruz’
Tekstilci esnaf İlyas Kutlu (34) ise, "Geçen yıl aldığımız tişörtün aynısını bu yıl iki katı fiyatı ile alıyoruz. Geçen yıl 100 TL'ye sattığımız tişört, bu yıl 200 TL. Müşteri alamıyor, ekonomik olarak bize çok kötü yansıyor. Örneğin geçen yıl 100 TL'lik kazancımın karşılığı bu sene 20-30 TL'ye geliyor. Evimize temel gıdaları alamıyoruz. Bırakın eve et almayı, etin tadını unuttuk" diye belirtti.