SUR AJANS- Danıştay, Şırnak merkeze 15 kilometre uzaklıktaki Gundikremo köyünde maden arama çalışması için AKP'li iş insanı Süleyman Bölünmez'in şirketinin talebi üzerine hükümetin 24 Şubat 2022 aldığı acele kamulaştırma kararını iptal etti. Şırnak'taki kömür yatakları üzerinde bulunan ve 1989'da güvenlik gerekçesiyle boşatılan köylerden biri olan Gundikremo'da AKP Mardin eski Milletvekili ve iş insanı Süleyman Bölünmez'in şirketi maden araması için harekete geçti. Ancak köylülerden Ali Atak, kendi arazisinde maden aramasına karşı çıkarak, şirkete izin vermedi, şirketin arazini kullanmasını engelledi. Atak, şirketin çalışmasına karşı Şırnak Asliye Ceza Mahkemesi'ne arazisine müdahalenin meni yönünde karar verilmesi için dava açtı. Mahkeme, talebi yerinde bularak ihtiyati tedbir kararı aldı. Ancak bunun üzerine AKP Mardin eski Milletvekili ve iş insanı Süleyman Bölünmez'in şirketi, alanın acele kamulaştırılması için talepte bulundu. Talep üzerine acele kamulaştırılma kararı alındı. Kararla birlikte şirket, itiraz sürecini, tapu devrini beklemeden maden araması başlattı.

Ali Atak

'Acele kamulaştırma nedeni yok'

Mahkeme şirketi müdahaleden men etmesine karşılık Bölünmez'in aldırdığı acele kamulaştırma kararına karşı Atak, davayı Danıştay'a taşıdı. Dosyayı inceleyen Danıştay, "acele kamulaştırmaya" dayanak yapılan "kamu yararının" 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6'ncı maddesindeki tanımlamaya uygun olup olmadığını tespiti için kamulaştırma kararı veren Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu'nda ilgili bakanlığın "kamu yararı kararının" onanmış gerekçesini istedi. Ancak, buna ilişkin mahkemeye herhangi bir belge sunulmadı. Maliklere acele kamulaştırmanın nedenlerinin anlatılmadığını işaret eden Danıştay, Cumhurbaşkanlığının "acele kamulaştırma" yapılmasını gerektiren neden bulunmadığını değerlendirmesi yaptı.  Söz konusu iki nedenden dolayı yapılan idare işlemde hukuki uygunluk görülmediği sonucuna vardı.

Özel mülkiyetin korunmasına işaret etti

Danıştay, kararında Anayasa'nın 35'inci Maddesi'ndeki özel mülkiyetin korunması düzenlemesine ve aynı konuda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki "özel mülkiyetin korunmasına" yönelik düzenlemelere işaret etti. Danıştay, 2942 sayılı Kanunun 27'nci Maddesi'ndeki "olağan kamulaştırmada Asliye Hukuk Mahkemesi, idare adına tescil hükmü kurmadığı sürece, idarenin taşınmaza el atma ve taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi bulunmadığı" hükmüne dikkati çekti. "Olağan kamulaştırma" ile "acele kamulaştırma" arasında farkın "acele kamulaştırmada", "mülkiyete el koymayı kolaylaştırdığından" bu durumun anayasaya, yasalara uygun yürütülmesi gerektiğine işaret eden Danıştay, "acelecilik halinin ortaya" konmaması nedeniyle söz konusu işlemde bu yönüyle de hukuka uygun olmadığı tespitine yer verdi.

Oy birliğiyle iptal kararı

Danıştay, Atak'ın söz konusu taşınmazına ilişkin "acele kamulaştırma" kararını iptal etti. Danıştay, kararı oybirliğiyle aldı.

Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin men kararına rağmen 4 yıldır "acele kamulaştırma" kapsamındaki çalışmalarını sürdüren Bölünmez'in şirketi, Danıştay'ın kararına rağmen de çalışmalarını sürdürüyor.

İzBB'ye “Emekçileri enflasyona ezdirmeyin” çağrısı İzBB'ye “Emekçileri enflasyona ezdirmeyin” çağrısı

'Köylülerin mülklerine el konuldu'

Davayı Danıştay'a taşıyan Atak'ın avukatı Ali Bayram, idarenin "kamu yararını" gözeterek bazen mülkiyet hakkının kısıtlamasına gitmesi yönünde yasal düzenlemelerin mevcut olduğunu hatırlattı. Ancak söz konusu firmanın herhangi bir karar olmadan müvekkilinin mülkiyetinde çalışma başlattığını söyleyen Bayram, "Bu karar bize göre hukuka uygun olmayan bir karardı. Orada rödevansçı firma olarak nitelendirdiğimiz yani asfaltit sahaları işleten firma müvekkillerin mülklerine, arazilerine hiç bir şekilde izin istemeksizin doğrudan idarenin almış olduğu bir karar olmaksızın el koymuştu" diye konuştu.

Danıştay'ın Gundikremo'da verilen acele kamulaştırma kararının gerekçesini ne olduğunu sorduğunu ancak cevap alamadığını dile getiren Bayram, "Acele kamulaştırma kararının istisnai bir karar olarak başvurulan olması nedeniyle gerçekten somut delillerle desteklenmesi gerekiyor. Acele kamulaştırma kararı gerekçesini ve aciliyetini ve kamu yararına somut verilerle ortaya konulması gerekiyor. Danıştay, aciliyet gerektirecek durumun ne olduğunu, kararın alınma gerekçesinin ne olduğuna karar vermiştir. Bu yüzden bu işlemin iptaline karar vermiştir. Biz de aynı gerekçelerle davayı açmıştık. Danıştay köylülerin açtığı davada köylüleri haklı bularak bu işlemin iptaline karar vermiştir" diye konuştu.

'Suç işleyenler hakkında dava açtık'

Bu süreçte köyün ciddi oranda tahrip edildiğini ve bunun takipçisi olacaklarını söyleyen Bayram, "Köyde bulunan firma vatandaşların mülkiyet hakkını hiçe sayarak hiç bir şekilde hukuk unsuru veya prosedür işletmeksizin Anılmış köyüne müdahalede bulunmuştur. Bu soruşturma dosyası devam ederken ve bu hukuksuz işlem iptal edilirken maalesef rödevasçı firma oradaki asfaltit çalışmalarını devam etmektedir ve mahkeme kararının gereğini de yerine getirmemektedir. Köylülerin ciddi bir mal varlığı var bu köyde. Evlerinden, bağ ve bahçelerinden bahsedebiliriz. 90'larda boşaltılan bir köy olduğu için iskelet olarak kalan evleri tahrip edildi, arazileri ve bahçeleri büyük bir tahribata maruz kaldı. Köylülerin manevi olarak da hatıralarına bize göre bir saygısızlık yapıldı. Hiç kimseden izin alınmaksızın, onayı alınmaksızın köylülerin köyü tahrip edildi. Ancak bizim ve köylülerin hukuk mücadelesi devam ediyor. Biz hem maddi açıdan köylülerin beklentilerini karşılayacak tazminat davaları açtık, hem de eylemlerine suç işleyen şahıslar hakkından da suç duyurusunda bulunduk. Ceza soruşturmasının da açılmasını da sağladık. Köylülerin yararlarını ve haklı olan davasını takip etmeyi sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

Kaynak: MA