Türkiye’de Alevi inancının hala devlet tarafından tanınmadığı bir süreç yaşanıyor. Alevi toplumunun, zorunlu din dersinin kaldırılması, cemevine ibadethane statüsü verilmesi, eşit yurttaşlığı içeren yeni bir anayasanın yapılması, Alevilere karşı işlenen nefret suçlarının açığa çıkarılması ve nefret suçlarının önüne geçilmesi için hukuki tedbirlerin alınması, Alevilere karşı yapılmış kıyım, katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzletilmesi, gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması gibi temel talepleri var. Ancak bu talepler hükümet tarafından yerine getirilmiyor, mahkeme kararları tanınmıyor.

Neredeyse tüm Alevi örgütleri, “Alevi Diyaneti” olarak adlandırılan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na büyük tepki gösteriyor.

İki yıldır yüzlerce cemevini dolaşarak liste tutan, Aleviliği bir inanç olarak görmeyen ve kültürel bir ögeye indirgeyen AKP hükümeti, oluşturduğu ekiple Alevi köylerini, cemevlerini ve dernekleri dolaşarak maaşlı dedeler, elemanlar arıyor.

Ağuçan Ocağı’ndan İbrahim Erdoğan, ‘Alevi Diyaneti’ olarak adlandırılan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın, maaşlı dedeler bulma arayışını ve Alevileri bölme girişimlerini PİRHA’ya değerlendirdi.

‘Alevileri denetim altına almak için oyunlar oynanıyor’

Erdoğan, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın, rızalığı kimden alacağını sorarak şunları söyledi:

“Geçmişte olduğu gibi bugün de Alevileri denetim altına almak için üzerimize oyunlar oynanıyor. Biz kimseye bağlı değiliz. Devlete de bağlı değiliz. Çünkü biz inancımızı yürütürken, pirlerimiz görev yaparken rızalık sistemiyle hareket ederiz. Pirlerimiz bile rızalık almadan cemi yürütemez. Kurulan bu başkanlık rızalığı kimden alacak? Oraya bağlanacak cemevleri rızalığı kimden alacak?”

‘Kültür bakanlığı 3 kere aradı’

Pınar Aydınlar’a hapis cezası Pınar Aydınlar’a hapis cezası

Kültür Bakanlığı’nın hem maaş hem de kendisini Kerbela’ya götürmek için 3 kere aradığını söyleyen Erdoğan, “Ben de onlara ‘Kerbela’ya gideceksem kendi paramla giderim’ dedim. Hem maaşı hem de Kerbela’ya beni götürmelerini reddettim. Ağuçan Ocağı’nın bir evladı olarak bana yakışmayacağını düşündüğüm için tekliflerini asla kabul etmedim, etmeyeceğim”dedi.

Yolun piri olur devletin piri olmaz’

Erdoğan, Alevi pirlerine çağrıda bulunarak şunları dile getirdi:

“Eğer gider oraya maaşa bağlanırsanız kesinlikle pirlikten düşersiniz. Eğer bir Pir gider maaşa bağlanırsa bu pir asla cezadan kurtulamaz. O yüzden para için oraya gitmesinler. Yol’un piri olur, devletin piri olmaz. Devletin dedesi de olmaz. Eğer bir inancın içerisinde devletin eli varsa o inanç, inançlıktan çıkar. Alevi pirleri, devletin değil Yol’un piri olmalı.”

‘Devlet Alevileri merkezine çekmeye çalışıyor’

Erdoğan, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na atanan Ali Rıza Özdemir ve kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kapatılması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

“Alevi bir anne babadan doğmakla insan Alevi olmuyor. Alevice yaşarsan Alevisindir. Ali Rıza Özdemir de Alevice yaşamadığı için yaptığı çirkin işlerden dolayı Alevilikten çıkmıştır.

Devlet bunu kullanıp Alevileri bu asimilasyon merkezine çekmeye çalışıyor. Burada çark bozuk. Hangi dede, hangi Alevi oraya giderse gitsin bozulup gelecek. Biz bunu tarihten de biliyoruz. Bugün kendilerini uyarıyoruz. Bu yanlıştan geri çekilsinler. Bu başkanlığı kapatsınlar. Devletin kurduğu başkanlığın başına geçmekle Alevi olamazsınız. Bu tür insanlara ancak lanetleme yazısı yazılır.”

Kaynak: PİRHA