Diyarbakır’da eğitimden kopan 12 bin çocuk için İl Milli Eğitim bünyesinde oluşturulan komisyonlarla çocukların yeniden eğitime kazandırılması için çalışmalar sürerken, çocukları eğitimden koparan en önemli etken ise mevsimlik işçilik olarak öne çıkıyor. Özel Haber: Ali Abbas Yılmaz Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali, kentteki 12 bin çocuğun yeniden örgün eğitime kazandırılması için 1 aydır çalışma yürüttüklerini belirterek, “Çocuk yaşta evlendirmeden tutun, kaçak işçi olarak çalıştırma, mevsimlik işçi, maddi durumun iyi olmaması gibi. Tabii aynı zamanda devlet kanalı ile söz konusu bu sorunların çözülmesi de sağlanıyor. Ailenin maddi durumu iyi değilse eğitim yardımı yapılıyor. Mevsimlik işçi ise gittiği yerde eğitim alması sağlanıyor” dedi. Türkiye’de 280 bini kayıt dışı, 232 bin 152’si okulu terk eden toplam 512 bin çocuğun yeniden eğitime kazandırılması için Milli Eğitim Bakanlığı 1 aydır oluşturdukları komisyonlarla aileleri ikna etmeye çalışıyor. İlk ve orta dereceli 70 bin 383 okul, 20 Ocak- 3 Şubat tarihleri arasında 2 hafta sürecek yarıyıl tatiline girdi. Örgün öğretimde kayıtlı 17 milyon 417 bin öğrenciden, 18 yaş altında eğitim çağındaki 232 bin 152'si örgün öğretimi terk edip, açık öğretime gitti. İlkokul, ortaokul, lise yaşındaki 280 bin çocuk ise okullara hiç kayıt olmadı. Bakanlık verilerine göre en çok kayıp öğrenci Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep, Adana ve İstanbul'da. Milli Eğitim Bakanlığı Merkezi Nüfus İdare Sistemi (MERNİS) üzerinden okula hiç gelmeyen öğrencileri tespit etmeye çalışırken, Diyarbakır’da da eğitimden kopan 12 çocuk için komisyonlar çalışıyor. Diyarbakır’da 1775 okulda 478 bin 315 öğrenci, 24 bin 394 eğitimci ile örgün eğitimde ders görüyor. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali, eğitimden kopan çocukların durumuna ilişkin Sur Ajansa yaptığı değerlendirmelerde bir aydır çocukların okula yeniden kazandırılması için Türkiye genelinde Bakanlığın çalışmaları olduğunu ve Diyarbakır’da da 12 bin çocuğun eğitime kazandırılması için çalışmaların sürdüğünü söyledi. murat küçükali

Diyarbakır’da 12 bin çocuk eğitime yeniden kazandırılmaya çalışılıyor

Eğitimden kopan çocukların okula yeniden kazandırılmasına ilişkin çalışmalara ilişin İl Milli Eğitim Müdürü Küçükali şunları söyledi: “12 bin öğrenci Diyarbakır’da var. Bunların tespitlerini yaptık. Burada olanlara, ulaşabildiklerimize oluşturduğumuz komisyonlarla ekipler halinde gidip evlere çocuğu ikna edip, örgün öğretime şartı tutanları örgün eğitime, yaşı tutmayanları açık liseye veya meslek eğitim merkezlerine kaydedilecek. Hepsinin kayıt altına alınmasını sağlayacağız, inşallah. Diyarbakır’da değilse, başka ildeyse o ili bilgilendireceğiz. Öğrencimiz ilinizde, onunla ilgili siz çalışma yürütün diye bilgilendireceğiz. Bu Türkiye geneli Bakanlığımızın başlatmış olduğu bir çalışmadır. Bu çalışma 1 aydır başladı. Komisyonlar gidip ailelerle görüşüyor. Ayıt altına alınan öğrencilerle ilgili de Bakanlık rapor gönderecek.”

Mevsimlik işçilik çocukları okuldan koparan en önemli etken

Yapılan çalışmaların altında çocukların okula gitmemelerine ilişkin farklı nedenler çıktığını ifade eden Küçükali, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuk yaşta evlendirmeden tutun, kaçak işçi olarak çalıştırma, mevsimlik işçi, maddi durumun iyi olmaması gibi. Tabii aynı zamanda devlet kanalı ile söz konusu bu sorunların çözülmesi de sağlanıyor. Ailenin maddi durumu iyi değilse eğitim yardımı yapılıyor. Mevsimlik işçi ise gittiği yerde eğitim alması sağlanıyor. Küçük yaşta evlilik varsa ona müdahil olunuyor. Yani çok boyutlu bir çalışma. Tabii Diyarbakır özelinde mevsimlik işçi etkeni daha ağırlıkta. Çocuklar mevsimlik işçi olarak gittikleri için okul döneminde belli bir müddet burada olmuyor. O yüzden okula devamda sıkıntı yaşanıyor ve bir müddet sonra da okulu bırakıyor.” hasan çıtrık

Çocuklar okul yerine işyerlerinde

Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Çıtrık, Diyarbakır’da kayıt yaptırmayan ya da okulu terk eden öğrencilerin sayısına ilişkin ellerinde bir veri olmadığını ifade ederek şunları söyledi:  “Elimizde bu konuda sayısal olarak net bir veri yok ama okulda çalışan arkadaşlarımız aracılığıyla ya da bizim yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda okula devamsızlığı olan öğrenci sayısı fazla. Bunlara ilişkin ailelerle ve okuldaki arkadaşlarla iletişime geçtiğimizde belli başlı 3-4 tane temel neden karşımıza çıkıyor. Birincisi özellikle merkezde ailelerin vermiş olduğu adreste çocuklarımız bulunmuyor. Aile bir adres vermiş ama o adrese gidildiğinde ne o aile adreste ne de öğrenci. Bir diğer neden ise çocukların kendini akademik olarak başarısız görmesi. Ailelerin de keza bu kanıda olmasından kaynaklı olarak çocukları eğitim öğretim sisteminin dışına çıkarıyor. Çocuklar bazı iş kollarında ve meslek dallarında çalışma amaçlı oralara gönderiliyor. Çocuklar okula değil bir meslekte çalışmaya ya da ailenin isteği doğrultusunda bir yerlere gönderilmiş. Bir diğer gerekçe ise kız çocuklarının belli bir yaştan sonra, özellikle lisede eğitim sisteminin dışına çıkarılması. Bu kırsal kesimde çok daha fazla. Kırsalda çocuklar ilkokuldan sonra köylerde imkan yoksa liseye gönderilmiyor. Kız çocuklarının liseye gönderilmemesi konusunda toplumda yanlış bir kanı var. Bu konuda kısmi olarak çalışma yapılsa da eksiktir.”

‘Elimizde sayısal veri yok’

Okuldan kopan çocukların eğitim öğretime yeniden kazandırılması için yapılan çalışmalara ilişkin olarak da Çıtrık, şunları ifade etti: “Bizler okullardaki arkadaşlarımız aracılığıyla çalışma yapıyoruz. Çocuğa güvenilir bir ortamın sağlanacağı okul ortamıdır. Bir çocuğun lisedeki akademik eğitimini bitirinceye kadar okulda olmasını istiyoruz. Üyelerimiz bu yönlü ailelerle iletişime geçtiklerinde bu temelde ikna etmelerini istiyoruz. Milli Eğitimde çalışan arkadaşlarımıza şunu söylüyoruz; ailelerle iletişime geçelim, aileleri ikan etmeye çalışalım, çocuklarımız mutlaka okulda olsun. Çocukların sağlıklı olarak büyüyebileceği, kişisel gelişimlerini sağlayabilecekleri yerin eğitim öğretim ortamı olduğunu, onun dışındaki diğer tüm ortamların çocuklar için dezavantajlı bir durum oluşturacağını ailelere söylemesi gerektiğine dair iletişim halindeyiz. Arkadaşlarımız bu yönlü bir çalışma yürütüyor. Ama Sendika olarak ailelerle bir çalışma yapma durumumuz yok. Biz dönem başında ve belli aralıklarla İl Milli Eğitim ile eğitimde yaşanan sorunlarla ilgili görüşmeler yapıyoruz. Kız çocuklarının okullaştırılmasıyla ilgili görüşmeler yapıyor, önerilerimizi sunuyoruz. Ama sayısal veri anlamında İl Milli Eğitim ile bilgi alışverişi olmadı. Bunu biz de sormadık, onlar da herhangi bir sayısal veri bize vermediler. Biz sayısal veriden çok genel yaklaşıma ilişkin bir çalışma yürütülmesini, anlayış olarak bazı şeylerin değiştirilmesine ilişkin bir çalışmanın yürütülmesi ve bunun için de sendika olarak üzerimize düşen bir görev, sorumluluk varsa seve seve yerine getireceğimizi ifade ediyoruz.”

Okulda olması gereken çocuklar emek sömürüsü altında

TÜİK'in son verilerine göre; Türkiye'nin nüfusu 84 milyon 680 bin kişi ve bu nüfusun, 22 milyon 738 bini çocuk. Hanehalkı İşgücü İstatistiği 15-17 yaş arası çocukların iş gücüne katılma oranını yüzde 16.4 gösteriyor. 18 yaş altı, 520 bin çocuk işçi var. 87 bin çocuk ise iş arıyor. 15-17 yaş aralığında, eğitimde ve istihdamda olmayan çocuk nüfus oranı yüzde 9.2'ye çıktı. Okulda olması gereken erkek çocuklarının yüzde 22.9'u, kızların yüzde 9.5'i işe gidiyor. Her 100 erkek çocuğundan 7.4'ü ve her 100 kız çocuğundan 11.2'sini oluşturan 346 bin 135 çocuk ise TÜİK verilerine göre; ne eğitimde, ne de istihdamda yer almıyor. Ülkedeki 22 milyon 738 bin çocuktan yüzde 33.7'si yani 7 milyon 662 bin 807 çocuk, yoksulluk çekiyor.  

Editör: Haber Merkezi