SUR AJANS- Vesteinsson makalesinde, Hindistan'da 2024 genel seçimlerine doğru yönelirken hükümetin muhalefeti bastırmak için kullandığı çeşitli yöntemler ve bu durumun demokratik sürece olan olumsuz etkilerini yazdı.

Hindistan Seçimleri Dunya

Vesteinsson makalewsinin devamında şu tespitlerde bulundu:

Akdeniz'de batan mülteci teknesinde 8 kişi yaşamını yitirdi Akdeniz'de batan mülteci teknesinde 8 kişi yaşamını yitirdi

"Hükümetin, vergi soruşturmaları ve yasal kısıtlamalar gibi araçları kullanarak muhalefeti zayıflatmaya çalışırken, sivil toplum kuruluşları ve aktivistler de hedef alınıyor. Ayrıca, çevrimiçi sansürün artmasıyla bilgi çeşitliliği de sınırlanıyor. Bu durum, adil ve özgür bir seçim süreci için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Hindistan'ın 2024 genel seçim kampanyasının resmi olarak başlamasından haftalar önce, Hindistan Ulusal Kongresi'nin liderleri alışılmadık bir basın toplantısı düzenledi. Partinin hesaplarının vergi makamları tarafından bir ödeme anlaşmazlığı nedeniyle dondurulduğunu ve yaklaşık 2,1 milyar rupinin (25,3 milyon dolar) kilit altında tutulduğunu açıkladılar.

Bu hareket, hükümetin muhalefeti bastırmak için kullandığı gizli düzenleyici yaptırım eylemlerinin sadece bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Hükümet eleştiren Hindistan vatandaşları, yaklaşan seçimlerin adilliği konusunda endişelerini artıran önemli risklerle karşı karşıya.

Muhalefet ve sivil toplum örgütlerine baskılar arttı

Kongre partisi yetkililerinin dondurulan hesaplarına kısmi erişim sağlanacağını duyurmasına rağmen, bu olay, hükümeti eleştirenlerin devlet yetkilileri tarafından mali sonuçlara maruz kaldığı bir dizi eylemin sadece sonuncusu. Geçtiğimiz yıllarda, yetkililer mali usulsüzlük iddialarıyla ilgili bir dizi soruşturma başlattı ve muhalefet liderleri, sivil toplum örgütleri ve insan hakları aktivistlerinin faaliyetlerini engellemeye veya kısıtlamaya çalıştı. Bazı soruşturmaların meşru yolsuzlukla mücadele kapsamında olduğu iddia edilse de, birçoğunun siyasallaştığı görülüyor. Bu eylemler, hükümeti eleştirmenin maliyetini artırıyor, zaten kırılgan olan sivil toplum sektörünün kaynaklarını tüketiyor ve Hindistan'ın siyasi çeşitliliğini zayıflatıyor.

Hindistan'daki sivil toplum kuruluşları, Yabancı Katkı Düzenleme Yasası (FCRA) kapsamında getirilen sıkı kısıtlamalarla karşı karşıya. Kar amacı gütmeyen kuruluşların uluslararası fon toplamak için İçişleri Bakanlığı tarafından sıkı kontroller içeren bu yasa kapsamında lisans almaları gerekiyor. Yetkililer, Uluslararası Af Örgütü Hindistan da dahil olmak üzere hükümeti eleştiren önde gelen kuruluşları FCRA kapsamında soruşturmaya çağırdı. Bu tür önlemler, eleştirel sesleri susturmak için seçici bir şekilde uygulanıyor gibi görünüyor.

Başbakan Modi'nin Hindu milliyetçisi gündemini en yüksek sesle eleştirenler, sık sık taciz ve zorbalığa maruz kalıyorlar. Tanınmış gazeteci Rana Ayyub'un kara para aklama suçlamalarıyla karşı karşıya kalması gibi olaylar, eleştirel seslerin sindirilme çabalarını gösteriyor.

Bilgiye erişim sınırlı, sansür arttı

Hindistan'ın 2024 seçimleri, 986 milyondan fazla kayıtlı seçmeniyle dünyanın en büyüğü olacak. Ancak, hükümetin çevrimiçi içerik üzerinde artan kontrolü, bilgiye erişimi sınırlıyor. Başbakan Modi ve BJP'yi eleştiren içeriklerin sansürlenmesi, demokratik bir seçim sürecini tehdit ediyor.

Sonuç olarak, Hindistan'da 2024 genel seçimleri adil ve özgür bir ortamda gerçekleşebilir mi, yoksa hükümetin muhalefeti bastırma çabaları, demokratik süreci tehlikeye mi atıyor, bu sorular gündemdeki yerini koruyacak gibi görünüyor."

Editör: Ali Abbas Yılmaz