İŞİD’in Kobani’ye dönük saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde gelişen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçi hakkında açılan davanın karar duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülüyor.
Davayı CHP, SOL Parti, EMEP, EHP, TİP, SMF, Halkevleri, barolar, KESK, inanç örgütleri ve çok sayıda bağımsız kurum ve kuruluş takip ediyor.
Dava öncesi siyasi parti ve bağımsız kurumlar adalet için Sincan'a giderken, sosyal medyada ise kimler tarafından organize edildiği bilinmeyen yüzlerce kişi davaya yönelik algı paylaşımları yapıyor.
Son sözlerin alındığı davanın duruşması saat 11’de başladı. Dava kapsamında tutuklu bulunan 16 siyasetçi ise görülen duruşmaya katılmadı.
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evraklar okundu. Tututklu siyasetçiler Alp Altınörs ve İsmail Şengül duruşmaya katıldı.
Duruşma notlar şöyle:
“Avukat Sevda Çelik Özbingöl: Bu davanın karar aşamasına büyük bir gayretle getirildiğini görüyoruz. Yargılamanın en başından beri CMK ilkeleri ihlal edilmiştir. Mahkeme tüm aşamalarda retçi bir tutum sergiledi. Usul ve esasa dair tüm talep ve itirazlar yargılamanın usulü güvenliğini açıkça ihlal edecek şekilde sistematik olarak reddedilmiştir.
Müvekkillerin savunmaları bitmeden müşteki ve tanık beyanları alınmış, henüz hiç sorgusuna geçilmemiş veya kısmen sorgusu yapılmış ondan fazla yargılanan bulunmasına rağmen mahkeme heyeti ısrarla delil değerlendirme işlemine başlamış tanık ve müşteki dinlemeye geçerek 5271 sayılı Yasanın amir hükümlerine 216 ilgili diğer hükümlerine aykırı hareket etmiştir.
Dosyaya mağdur olarak dosyaya dahil edilen ve beyanı dinlenenlerden hiç biri yargılanan siyasetçilerden doğrudan şikayetçi olmadıklarını beyan etmişlerdir.
Bu kadar usulsüzlük karşısında yapılan tüm reddi hakim talepleri de hiçbir gerekçe olmaksızın mahkemenizce ret edilmiştir.
Anayasa’nın 19. Maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ancak yine Anayasa kapsamında (madde 13 ve madde 19) kısıtlanabilir. BU temelde AİHM 20 Kasım 2018 ve 22 Aralık 2020 tarihli Büyük Daire Demirtaş ve Yüksekdağ kararları dahi mahkemenizce dikkate alınmamış ve sekiz yıla yaklaşan tutuklulukla kobane kumpas davası olan bu dava tarihte kanunun yok sayıldığı bir utanç dosyası olarak yerini alacaktır.
Dosya içerisinde unutulan kumpas belgelerinde hukukun araçsallaştırılarak, hakikatin nasıl tersyüz edilerek, bir siyasi sürece ve siyasi zümreye hizmete zorlandığının kanıtları ile bir yargılama yapıldığına inanmamız bekleniyor. Siyasetçilerin seçim meydanlarında kurdukları sözlerden hiç bahsetmiyorum bile. Karar elbetteki siyasi bir karar olacak ve bu karar ile bir rant devşirmeye çalışan bir güruhun varlığını da elbette ki bilmekteyiz.
“Tutuklu kadın siyasetçilerin ortak mesajı okundu: "Kürt sorununun çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesinin yolu tecride son vermekten geçer. Sayın Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması için görülecek olan duruşmaya katılmayacağız."
Altan Tan: “6 Ekim günü HDP Ankara’da toplandı. Hem PM hem MYK üyesiydim. IŞİD’in Kobanê’ye saldırmasının halkımız tarafından demokratik yollarla protesto etmesi hepimizin ortak görüşüydü. Bu ortak görüşte şiddet yoktu. Bu konuda hiçbir çağrı olmadı”
“Avukat Faik Özgür Erol: Maktullerin gerçek faillerinin kimler olduğunu emniyet de iddia makamı da yapmadı. Bunu biz yaptık. Getirip önünüze koyduk. Siz aynı gün kurduğunuz ara kararla “Dava dışı kişilerle ilgili talepleri kabul etmiyoruz” dediniz.”
“Alp Altınörs: Bir tweet, bizim 4 yılımızı hapis olarak geçirmemize neden oldu. Bu tweet soykırıma karşı atılmış bir tweetti. Bu, bir tweet davasıdır. Bir tweetten müebbet hapis çıkarmaya çalışan kumpas davasıdır.
Bizlerin her birimizin bu dosyada sanık olma sebebi; HDP MYK üyesi olmak MYK adına açıklama yayınlamak gibi yasal ve siyasi faaliyetlerimizdir. Bu HDP’nin ve faaliyetlerinin suç gösterildiği bir kumpas davasıdır."
“Günay Kubilay: Son söz olarak bir şey söylemeyeceğim. 3 yıl boyunca MYK’nın attığı 3 satırlık tweet için 300 sayfalık savunma yaptım. Ben bunun yeterli olduğunu düşünüyorum. Salondaki herkese teşekkür ediyorum.”
“İsmail Şengül: Bugün burada verilecek karar, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine de yön tayin edecek bir karar olacak. Aynı zamanda Türkiye’nin bundan sonraki gidişatını da belirleyecek.
Burada bulunmamızın en önemli nedeni HDP MYK’sinde bir dönem görev almamış olmamızdır. İddianamenin her satırında HDP’li olmak HDP MYK üyesi olmak bir suç isnadı olarak gösterilmiştir. Türkiye’de bir siyasi partide görev almanın suçlama konusu yapılması Türkiye tarihinde bu kadar rahat suçlama yapıldığına tanıklık yapmadık."
“Beyza Üstün: Bu dava insanlığın bütün normlarına aykırıdır. Hiçbir suç bize ait değildir. Bu siyasi bir müdahaledir. Bu müdahaleye adalet de ortak edilmeye çalışılmaktadır. Tüm arkadaşlarımız adına beraatımızı talep ediyorum.”
Duruşmanın ilk oturumunda alınan son sözlerin ardından duruşmaya saat 14:30’a kadar ara verildi.