HDP’nin içinde olmadığı hiçbir hükümetin dönüşümü temsil etmeyeceğini söyleyen HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, “HDP’nin olmadığı hiçbir hükümet kurtuluş hükümeti ve veya selamet hükümeti olamaz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Millet İttifakı’ndan ayrılıp geri dönmesini, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını, Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın durumuna dair değerlendirmelerde bulundu. Kürkçü, ilk olarak İYİ parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Altılı Masa’ya geri dönmesinde derin devletin ve uluslararası güçlerin parmağının olduğunu ifade ederek, bu süreci bir intihar olarak yorumladı. Kürkçü, ayrıca Millet İttifakı’nda Akşener’in tekrar geri dönmesiyle partilerin bugün bu ittifakı, içlerinde sağladıkları “yamalı” mutabakatla sürdürdüklerini belirtti.

Akşener’in hamlesi

Akşener'in masadan ayrılma hamlesinin Altılı Masa’nın kendi iç çelişkilerinden kaynaklandığını ifade eden Kürkçü, Akşener’in bu çıkışını, “Bunalmış bir liderin attığı adımdı” şeklinde değerlendirdi. Masa’nın bu hareketlilikle Türkiye’de bir demokrasi dinamiği yaratıp yaratamama kapasitesini de ortaya koyduğunu aktaran Kürkçü, “Çünkü Akşener’in hamlesi, İYİ Parti’nin içinde olduğu pek çok dinamik, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı etrafında durağan olan zemini hareketlendirdi. Özellikle, Kılıçdaroğlu’nun Kürt ve Alevi kimliğinin yanında yine ‘halkın olanın halka iade edilmesi’ vadi dolayısıyla bir sinerji oluşturmuştu. Ama şimdi birbirine düşmüş ve kendi dinamiklerini aşındırmış bir Altılı Masa’ya geri dönüş ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.

‘Yamalı’ mutabakat

Halkta yaratılan değişim hevesinin Akşener'in hamlesiyle birlikte tersyüz olduğunu dile getiren Kürkçü, “Akşener'in bu hamlesi, halkta sezgisiyle hareket edebilecek kötü bir lider algısı yarattı. Olayların bütüne baktığımızda şöyle bir tablo ortaya çıkıyor. İki belediye başkanı, kendisini masaya 'kayyım' ilan etmiş olan Meral Akşener'in tavsiyesiyle cumhurbaşkanı adayı olarak seçime giriyor. O zaman kendilerinin cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olabileceğini ümit etmiş olan masadaki diğerleri ne olacak sorusu akla geliyor. Zincirleme aksaklıklar devam ediyor ve burada yamayla sürdürülmeye çalışan bir mutabakat görüyoruz” diye belirtti.

HDP’siz ne yapılabilir?

Halk iktidarı dışında hiçbir şeyin Türkiye’ye barış ve özgürlük getirmeyeceğinin altını çizen Kürkçü, HDP’siz hiçbir şeyin yapılamayacağına dikkat çekerek, “Altılı Masa hala diktatörlük karşısındaki bir kuvvettir ama onun yerine güçlü bir demokratik dönüşüm iradesi ortaya çıkarabilecek bir dinamik olma gücü örselenmiştir. Şimdi daha fazla dezavantajlı bir konumda seçime gidiyorlar. Bizim bu seçimlerden beklentimiz bir kurtuluş hükümeti doğması değildir. Çünkü içinde HDP’nin olmadığı hiçbir hükümet kurtuluş hükümeti ve veya selamet hükümeti olamaz. Türkiye'nin sorunlarına çözümü noktasında; demokrasi tesisi ve toplumsal barışın önünü açacak tek partinin HDP olduğunu düşünüyorum” dedi.

‘Üçüncü yol’un stratejik önemi

“Emek ve Özgürlük İttifakı içerisinde yer alan ve yürüyen güçlere güvenmeliyiz. Fakat bunların birer seçim ittifakı olduğunu, seçimlere özgü olduğunu unutmamalıyız” diyen Kürkçü, henüz bu ittifakın stratejik olmadığını da vurguladı. Bu durumun diğer ittifaklar için de aynı olduğunu belirten Kürkçü, şöyle devam etti: “Bizim için Türkiye’de gerçek bir dönüşüm imkanı, ancak bizim dediğimiz ‘üçüncü yol’ stratejisiyle mümkündür. Bu üçüncü yol hedefimiz, Türkiye’nin bütün ezilenlerinin içinde yer aldığı radikal, demokratik dönüşümle ve sosyal cumhuriyet hedefini gözeten bir ittifaktır. Böyle bakıldığında bu henüz bir oluşum halindedir. Henüz oy potansiyelinin nüfusun yüzde 15’ni ifade eder. Oysa bu büyük çaplı değişimler çok daha geniş bir kitleyi gerektirir. Bizim bu genişliğe ulaşmamız bakımından önce bu baskı rejimini ve yozlaşmış sosyal ilişkiler düzeni değiştirmemiz lazım. O açıdan bakıldığında biz tarihsel çıkarlar için bir aradayız diyebiliriz” şeklinde konuştu.

‘Kurtuluş için geniş kitlelere ulaşmak lazım’

HDP’nin içinde olmadığı hiçbir hükümetin dönüşümü temsil edemeyeceğini tekrarlayan Kürkçü, HDP’nin ve içerisinde bulunduğu ittifakın, “kurtuluş hükümeti” adını alabilmesi için de çok geniş bir kesimi içerisine alması gerektiğini vurguladı. Kürkçü, şöyle konuştu: “Çünkü HDP, iki önemli dönüşüm dinamiğini ifade ediyor. Birincisi Türkiye'nin ezilen halkı Kürtler, ikincisi Türkiye’nin ezilen cinsiyeti kadınlar ve yoksullardır. Bunların önemli ölçüde Kürtleri esasen diğerlerini de kısmen temsil ettiğimiz bir gerçektir. Bizi demokratik ve sosyal cumhuriyete götürecek mücadele imkanlarına kavuşmak için mücadele ediyoruz. Kürt halkının özgürlüğü, özerkliği, kendi kaderini tayin hakkını kazanması başta olmak üzere tüm demokratik hakların kazanılması, halk iktidarına giden mücadele yolunun açılmasıyla mümkündür. O nedenle biz mümkün olan en geniş demokratik çerçeveye ulaşmak için mücadele ediyoruz. Bu manada Altılı Masa hala diktatörlük karşısında ağırlık teşkil eder. Bunların da, Cumhur İttifakından farklı olmadığını söylemek siyaseten basit bir düşünce olur. Öyle olsa neden ayrı kutuplara ihtiyaç olsun. Fakat yeterli dinamizm ve demokratik talepleriyle öne çıkan kesimleri içermediği, İYİ Parti'nin yaşadığı son krizde de ortaya çıktı.”  (Kaynak: MA)

  

Editör: Ali Abbas Yılmaz