SUR AJANS- Kürt Dil Bayramı kapsamında, “Her dem Kurdî, her der Kurdî” şiarıyla gerçekleştirilen eylem ve etkinlikler sürüyor. Kürt şair Berken Bereh, dilin önemine dikkati çekerek, herkesin anadilini savunması gerektiğini vurguladı.
Dilsiz bir toplumun kendini sürdüremeyeceğine dikkati çeken Bereh, egemenlerin her zaman ilk olarak halkların dillerine yöneldiğini belirtti. Bereh, “Bir halkın dili yok olduğunda ruhu ve algısı bozuluyor. Kültürü ve sanatı bozuluyor. Kültür ve sanat bir toplumun ruhudur. Onunla tanınır. O yüzden herkes önce etkisi altına aldığı halkın dilini bozmak istiyor. Bu yüzyılda artık kültür savaşı var. İşgalci devletler kendi dilleriyle bir halkı işgal ediyor” ifadelerini kullandı.
‘Her halkın hissi farklıdır’
“Bir halk, kadın, toplum, doğa, eğitim konusunda başka bir halk gibi düşünebilir” diyen Bereh, “Ama hiçbir millet başka bir millet gibi hissedemez. Her halkın hissi özeldir. Çünkü hamurun, dilin ve kültürün farklı. O yüzden önce diller yasaklanıyor” dedi. Kürtçe’nin halen “bilinmeyen dil” olarak telaffuz edilmesinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Bereh, “Ama onlar ne derlerse desinler, önemli olan bizim dilimizi ne kadar sevdiğimiz ve savunduğumuzdur. Her dil bir renge, sese, algıya sahip. Dil ne kadar çok öne çıkarsa, ne kadar konuşulursa toplum o kadar gelişir. O yüzden Kürtçenin yasaklanması, Türklere de haksızlıktır. İnanıyorum ki eğer Kürtçe eğitim dili olursa Kürt kültürü-sanatı sistematik olarak anlaşılır ve Türk sanatı-kültürü de öne çıkar. Biz onların sanat-kültüründen istifade ederiz, onlar da bizim sanat-kültürümüzden istifade eder” diye belirtti.
‘Önce dilini savunmalı’
“Kendini, ailesini, halkını savunmak isteyen herkes, önce dilini savunmalı” diyen Bereh, şunları belirtti: “Her insan sadece kendi diliyle mutlu olabilir. Kürtçe yazmaya başladığımda biliyordum ki kendi dilimle yazmazsam mutlu olamam. Bunun yanında toplumla, doğayla ve hayatla doğru dürüst bir iletişim kuramam. O yüzden doğallığını korumak isteyen herkes önce dilini savunmalı. Dilini öne çıkarmalı ve dilini her yerde konuşmalıdır.”
