Röportaj: İrfan Erdoğan

Harun Yiğit uzun yıllar Almanya'da işçi olarak çalışmış. Bunun yanısıra da hem yazmış hem resim yapmış deyim yerindeyse on parmağında on marifet olan bir emekçi sanatçı ve edebiyatçıdır. Harun Yiğit ile Sur Ajans için konuştuk.

İrfan Erdoğan: Harun hocam öncelikle merhabalar. Aç-çok Almanya'dan da tanışıyoruz sizinle; ancak haliyle sizi tanımayanlar da vardır mutlaka. Onun için Harun Yiğit'i nasıl anlatırsınız? Harun Yiğit kimdir?

Sair Harun Yigit

Harun Yiğit: 1961 yılının Mayıs ayında Konya, Ilgın, Beykonak  (Tekke) mahallesinde doğdu. Yiğit ve Kâmili mahlaslarını kullandı. İlkokulu 1972 ve orta öğrenimini 1976 Beykonak’ta, Açık Öğretim Lisesi, Köln 1995 mezunu.1977 Mart’ında Almanya’ya ebeveyninin yanına işçi ailesi olarak gitti.

Ürünlerim:  Demokrat Türkiye, Yazın, Halk Ozanı, Çağdaş Halk Ozanı, Sesimiz, Hürriyet, Gülce, Ansan Sanat,  Karatay, Yaşam Sanat, Anadolu Sevdası, Aydınlık Gazetesi, Yeni Çağ, Antalya Gazetesi,  Kümbet, Bekir Abi,  vb. Dergi ve gazetelerde yayınlandı.

Ayrıca küçük yaşlarda resim sanatına ilgi duyduğumdan ötürü, büyük çabalar sonunda 1982 yılında Hannover Türk evinde ilk resim sergisini açtım. Bunu daha sonra başka sergiler izledi. Almanya’nın değişik kentlerinde 50’nin üzerinde resim sergisi açtım.

Hürriyet gazetesi Almanya temsilciliği bölge serbest muhabirliği yaptım (1993-2004).

İrfan Erdoğan: Harun hocam ben şahsen sizi şair yanınızla tanıyorken sonradan ressam yanınıza da tanık oldum. Okurlara bundan biraz bahseder misiniz? Ressamlık ve şairlik nasıl kesişti nasıl ve ne zaman başladınız?

Harun Yiğit: Aslında resim yanımla tanınıyordum Almanya ve çevresinde. Hatta seninle ilk tanıştığım DİDİF derneği dönemlerimde şiir öğrenmeye başladığım yıllardı. Resim sanatında anlatamadıklarımı şiirlerle anlatmaya çalışıyordum. Resim sanatının aracılığı ile tanıdığım şair Can Yoksul, Osman Dağlı (Maksudi) gibi şahsiyetlerden edebiyat ve şiir üzerine eğitici bilgiler edinerek şiir yazmaya başladım.

Osman Dağlı, (Maksudi) tarafından da bana Kâmili mahlası verildi...

İrfan Erdoğan: Harun hocam yıllar önce Almanya'yı terk edip Türkiye'de Antalya'ya yerleştiniz bildiğim kadarıyla şimdi burada neler yapıyorsunuz, günleriniz nasıl geçiyor. Çalışmaların nasıl gidiyor. Almanya'dan döndükten sonra neler yaptın?

Harun Yiğit: Sevgili İrfan, Almanya’yı terk etmedim. Edemem. Çünkü çifte vatandaşım. Malulen emekli olduktan sonra 2009 yılının Eylül ayında Türkiye’ye yerleşmeye çalıştım. Çocuklarımın yanına Köln’e sık sık gidip geliyorum. Şimdi torunlarım oldu daha sık gidip geliyorum. Antalya’da Sanat çevreleriyle iyi bir ilişkim var Yıllar önce Bielefeld’de tanıdığım değerli üstat yazar Hasan Kıyafet ve diğer hocalarımız ile sıkça bir araya gelmeye çalışıyor ve fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bunun dışında bol bol okuyup yazıyorum… Torosların dağ köyünden bir ev aldım; bu ev yazmama özellikle müsait…

İrfan Erdoğan: Harun hocam gerek kitap olsun gerekse resim ve tablo olsun yeni bir çalışman var mı? Ya da ilgili bir planın var mı?

Harun Yiğit: Bugüne kadar yayınlanmış ve yayına hazır kitaplarımı sıralasam uygun düşer mi bilmem.1991 yılında ölçülü uyaklı şiirlerden oluşan ilk şiir kitabı “Gurbet Türküleri” yayınladı. 2003 Kasım ayında ikinci kitabım “Duy Yunus Emre” Yalçın Yayınları tarafından yayınlandı.2008 Haziran üçüncü kitabı Vatandaş Osman “Hiciv” Gündüz Yayın evi tarafından yayınlandı. Yaklaşık 20’ye yakın nazım biçiminde yazdığım İlk Destan denemelerim olan TEMEL TÜRK DESTANLARI ve 3 destandan oluşan  kitapçık "YİĞİTLERİN DESTANI" kitaplarım Gelişim Sanat Yayınları tarafından yayınlandı. Yaklaşık 3 yılı aşkın bir zamanda tamamladığı BUZLARIN TUTUŞTUĞU YER SARIKAMIŞ Destanı, 2015 Kasım'ında Mavi Kitap Yayınları tarafından yayınlandı.2019 Yıldızlar Yayıncılık tarafından, ANILARDA Mustafa CEYLAN (Otobiyografi) yayınlandı. “HİCİV OSMAN- Vatan Hainleri” Taşlama şiir kitabı, “BİR BEN VAR BENDE” Serbest nazım şiirleri, “ ANA’DOLU YİĞİT DOOLU” 20 Nazım türü destan “SEN VARSIN”. Hece şiirleri ÜÇ CEMRE (DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN) Destan. AKÇA GÜVERCİN (İBRAHİM KAYPAKKAYA) Destan

Şu Anda yayına hazır. SERÇE KUŞU  Erdal Eren  (Bu yıl sonuna  yayınlanacak)

Bu arada suluboya çocuk resimlerini tamamladığım ve içerisine 7 hecelik manilerle süslediğim renkli çocuk kitabım yoldadır.

Aşık Haydari BAĞREKDEN AKDENİZE Otobiyografi PDF İSBN alındı. Karıncanın Gölgesi, Yunus’un Odunu Mustafa Ceylan Otobiyografi Yayına hazır PDF İSBN alındı...

İrfan Erdoğan: Harun hocam yeni yetişen yazarçizer ve şairlere bir şair olarak bir sözünüz var mı?

Harun Yiğit: Resim yapan herkes RESSAM, Şiir yazan herkes ŞAİRDİR. Resim çizene ressam, şiir yazana şair derler. Asıl mesele SANATÇI OLMAKTIR.  Sanatçı, çağcıl değil, çağını yakalayan insandır. Bu yüzden çağdaşlıktan ziyade çağcıllık önemlidir.

Özellikle şiir konusunda sözüm elbette vardır. Zira “Ben yazdım oldu” demek çok yanlıştır. Şiirimizde üç vezin vardır. Bu vezinlerden haberi olmayan kusura bakmasın, yazmasın daha iyi! Nazım Hikmet neden güçlüdür? Aruz ve Hece şiirini çok iyi bildiği için. Herkes Aruz veya Hece şiiri yazsın demem çok yanlış olur ama mutlaka bu konular ile ilgili okumalılar. En zor şiir Aruz veya Hece değildir. En zor şiir Serbest Vezin şiiridir… En azından TDK yayınlarında “Örneklerle Türk Şiir Bilgisi” Cem DİLÇİN’in kitabını mutlaka edinmeliler. Zaten iyi şiir yazarlarsa mutlaka bir gün birileri hakkını verir. Ya da tarihin çöplüğünde yok olur giderler. İyi şiir yazan gençleri görüyorum ve umutluyum da…

İrfan Erdoğan: Bu küçük röportaj için bana değerli zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Bundan sonraki çalışmalarınızdan da başarılar diliyorum...

Harun Yiğit: Sevgili İrfan teknik arıza nedeniyle geciktirdiğim için özür dilerim. Ayrıca bu özlü sohbet için teşekkür eder, Toroslardan herkese kekik kokulu dostane selamlarımı yolluyorum...

Editör: Ali Abbas Yılmaz