SUR AJANS - TGS Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır’da tutuklanan gazetecilerle ilgili yaptığı açıklamada, gazetecilerin 197 gündür iddianamesinin hazırlamadığına dikkat çekti. TGS Genel Merkezi avukatlarından Ülkü Şahin, üç günden bu yana Diyarbakır’daki değişik cezaevlerinde bulunan 16 gazeteciyi ziyaret etti. Cezaevlerindeki temaslarını tamamlayan TGS, Diyarbakır’daki temsilcilik binasında basın açıklaması düzenledi. tgs TGS Diyarbakır Temsilciliği, tutuklu gazetecilerle ilgili yapılan açıklamayı, TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral okudu. Cezaevlerindeki görüşmelerde gazetecilerin kendilerine aktardıkları ihlallere yer verilen açıklamada, "Basın özgürlüğü kısıtlanan gazetecilerin haber alma hakları Yeni Yaşam, Evrensel ve BirGün gazeteleri verilmeyerek; Halk TV, KRT, Tele1, Artı TV engellenerek ihlal edilmektedir" denildi.

16 gazeteci tutuklandı

Diyarbakır’da Kürt gazetecilere dönük gözaltılara değinen Oral, şunları söyledi: “Diyarbakır'da 8 Haziran 2022'de sabaha karşı evlerine baskın yapılarak gözaltına alınan 16 gazeteci meslektaşımız 8 günlük gözaltı sürecinin sonunda 16 Haziran 2022 tarihinde tutuklandı. Günlerce bürolarında arama yapıldı, mesleki araç ve gereçlerine el konuldu. Gazetecilerin avukatları ile görüşmesine izin verilmedi, soruşturma dosyasına getirilen kısıtlılık kararı gerekçe gösterilerek avukatların bilgi alma talepleri geri çevrildi. Savcılık avukatlara kısıtlama gerekçesiyle bilgi vermezken soruşturma ile ilgili bilgi notu ise bazı medya organlarına servis edildi. TRT ve iktidar medyası “Terör örgütü lehine haber yapan ajanslara operasyon” başlıklarıyla haberler yaptı. Mezopotamya Haber Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, JINNEWS Haber Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Xwebün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile gazeteciler Ömer Çelik, Neşe Toprak, Mehmet Şahin, Zeynel Abidin Bulut, Elif Üngör, Remziye Temel, Suat Doğuhan, Lezgin Akdeniz, İbrahim Koyuncu, Abdurrahman Öncü, Ramazan Geciken, ve Mazlum Güler’e sorgularında ürettikleri haberleri, hazırladıkları yaptıkları programlar soruldu. “O haberi neden yaptın?”, “Bu programın içeriğini ne şekilde belirledin?”, “Neden bu dili kullandın?”, “Niye Dicle Fırat Gazeteciler Derneğine üye oldun?” gibi akla ziyan sorular soruldu.”

‘Cezaevindeki arkadaşlarımızı ve ailelerini yalnız bırakmamaya çalışıyoruz’

TGS olarak basına yönelik baskılara aldıkları tavrı değerlendiren Oral, “Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) olarak 70 yıldır basına yönelik baskılara karşı sokakta, adliyede, işyerlerinde mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu kapsamda ülkenin neresinde olursa olsun, üyemiz olsun veya olmasın bir gazetecinin zora düşmesini kendimize dert ediniyoruz, kabul etmiyoruz. Aralarında üyelerimizin de olduğu bu tutuklu 16 arkadaşlarımızın durumu da hepimizin ortak derdi. Çünkü arkadaşlarımız hakkında geçen uzun süreye rağmen halen bir iddianame hazırlanmış değil. Bu durum, uzun tutukluluk nedeniyle arkadaşlarımızın daha yargılama başlamadan cezalandırılması anlamını taşıyor. Cezaevindeki arkadaşlarımızı ve ailelerini yalnız bırakmamaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Basına müdahale

TGS Hukuk birimi tarafından çeşitli tarihlerde Diyarbakır Cezaevinde gazetecilerle görüşüldüğünü belirten Oral, çeşitli hak ihlalleri de tespit edildiğine dikkat çekti: -Basın özgürlüğü kısıtlanan gazetecilerin haber alma hakları Yeni Yaşam, Evrensel ve BirGün gazeteleri verilmeyerek; Halk TV, KRT, Tele1, Artı TV engellenerek ihlal edilmektedir. -Dışarıdaki ekonomik kriz içeriye misliyle yansıtılmakta, çalışma hayatından koparılan gazeteciler fahiş kantin fiyatlarına maruz kalmakta; sanayi tarifesi ile yüksek elektrik faturası ödemek zorunda bırakılmaktadır. -Görüşçü olarak yazdıkları, aralarında basın mensuplarının da olduğu isimler İdari Gözlem Kurulu’nun keyfi ve gerekçesiz kararlarıyla engellenmektedir. -6,5 aydır hiçbir tutuk incelemeleri duruşmalı yapılmamış, dosya üzerinden yapılan incelemelerde tutuklu gazeteciler ve avukatları da dinlenmemiş, otomatik olarak tutuk devam kararları verilmiştir. -Sohbet, sosyal aktivite ve spor gibi sosyal hakları mevzuatın gerektirdiği ölçüde tesis edilmemektedir. -Gazetecilerin mektupları gönderilmemekte, gelen mektupları ise teslim edilmemektedir. -Hastane sevkleri geciktirilmekte, gazetecilere kelepçeli muayene yapılmaktadır. Kadın gazeteciler çift kelepçe uygulamasıyla hastaneye onur kırıcı bir muamele ile götürülmektedir. -Kadın gazetecilere çıplak arama dayatılmaktadır. -Koğuşlarda konulan kamera, kişisel mahremiyetlerini yok etmektedir.”

‘Savcılık makamı tam 197 gündür iddianamesini hazırlamadı’

Oral, Diyarbakır’da tutuklanan gazetecilerin durumuna ilişkin olarak ise “Örgüt üyeliği iddiasıyla tutuklanan 16 meslektaşımızın tutuklandığı 16 Haziran 2022’den bugüne 6 ay 14 gün geçti. 197 gün. Savcılık makamı tam 197 gündür iddianamesini hazırlamadı. 197 gündür meslektaşlarımız neyle suçlandıklarını bilmeden, belirsizlik içinde özgürlüklerinden mahrum; ailelerinden, çocuklarından, arkadaşlarından ve kalemlerinden ayrı. 1 gün dahi tutuklu kalmaması gereken gazeteci meslektaşlarımızın tutukluluğu, makul süreyi aşarak cezaya, adeta ön infaza dönüştü. Ceza Muhakemesi Kanuna göre tutuklama son çaredir ve kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller olmadan hiç kimse tutuklanamaz. Bu tutuklamalar Anayasal özgürlük ve güvenlik hakkının ve basın özgürlüğünün ihlalidir. Hem gazetecilerin haber verme hem de halkın haber alma hakkı ihlal edilmektedir. Seçim sürecinde olduğumuz şu günlerde bu tutuklamaların hukuki olduğunu söylemek mümkün değildir tamamen politiktir. Savcılık 6,5 aydır suç tespit edemiyorsa meslektaşlarımızı serbest bırakmalıdır. Şayet suç tespit ediyorsa bir an evvel iddianameyi düzenleyerek hâkim önüne çıkarılmalarını sağlamalıdır. Bu peşin ceza uygulamasına derhal son verilmelidir” ifadelerine yer verdi.  

Editör: Haber Merkezi