Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Diyarbakır’da görülen “KCK Ana Davası”nda yargılamaları devam eden 6 HDP milletvekili için Meclis’e gönderilen fezlekede kullanılan “isnat edilen suçları işlediği anlaşılmıştır” cümlesinin “masumiyet karinesinin” ihlali olduğuna karar verdi. Mahkeme, Türkiye’yi 48 bin 800 Euro manevi tazminat ve 2 bin Euro da mahkeme masrafı ödemeye mahkûm etti.

Kamuoyunda “KCK Ana Davası” olarak bilinen davada 2010 yılından beri yargılanan Nadir Yıldırım, Alican Önlü, Besime Konca, Dirayet Taşdemir, Ahmet Yıldırım ve Selma Irmak 1 Kasım 2015’te yapılan Genel Seçimlerde HDP’den milletvekili seçildi. Davaya bakan Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığına sahip olan milletvekilleri hakkında yargılamanın durdurulması kararı vererek, dava dosyalarını ayırdı.

AYM, başvuruyu ‘kabul edilemez’ buldu

MLSA’dan Deniz Tekin’in haberine göre, Mahkeme, 6 milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması için 2016 yılında fezleke hazırlayarak Adalet Bakanlığına gönderdi. Fezlekede, milletvekillerine istinat edilen suçlamalar ve delillere yer verildi. Mahkeme, fezlekenin “değerlendirme” bölümünde 6 milletvekili için “isnat edilen suçları işlediği anlaşılmıştır” iddiasında bulundu.

Kenya’da baraj faciasında 42 can kaybı Kenya’da baraj faciasında 42 can kaybı

Milletvekillerinin avukatları, Mahkemenin ihsas-ı rey’de (düşüncesini belli etme) bulunarak tarafsızlığını yitirdiği ve müvekkillerinin masumiyet karinesini ihlal ettiği gerekçesiyle mahkeme başkanı ve üyelerin davadan çekilmesi ve reddi hakim taleplerinde bulundu. Mahkeme, fezlekede herhangi bir hukuka aykırılık olmadığı, reddi hakim talebinin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle itirazları reddetti. Bir üst mahkemeye yapılan itirazların reddedilmesi üzerine 2016’da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunuldu. AYM’nin de başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermesi üzerine dava 2016’da AİHM’e taşındı.

Türkiye’den ‘Mahkeme başkanı başka bir ile tayin oldu’ savunması

Avukatların AİHM’e yaptığı başvuruda, yargılama devam ettiği sırada mahkemenin müvekkillerini suçlu göstererek tarafsızlığını yitirdiği ve buna rağmen yargılamaya devam ettiği belirtildi. Haklarında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı bulunmayan milletvekillerinin mahkeme tarafından suçlu olarak gösterilmesinin masumiyet karinesinin ihlali de olduğu kaydedildi. Tarafsızlığını yitiren mahkemenin yargılamaya devam etmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6/1 ve 2 fıkrasında yer alan “adil yargılanma hakkı”, “masumiyet karinesinin ihlali” olduğu ifade edildi.

Türkiye AİHM’de gönderdiği savunmada, yargılama devam ederken mahkeme başkanının başka bir ile atandığını, bu nedenle yargılamada daha fazla rol oynamasının mümkün olmadığını ileri sürerek, başvurunun reddedilmesini istedi.

Türk yargıç Saadet Yüksel de ‘bu davada ihlal var’ dedi

Başvuruyu inceleyen AİHM 2. Dairesi, başvurucu olan eski HDP Milletvekillerinin AİHS'nin 6/2 maddesinde güvence altına alınan “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır” hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AİHM, başvurucuların “Adil yargılanma hakkı”nın ise ihlal edilmediğine hükmetti. Oy birliğiyle alınan kararda Türkiye’nin AİHM yargıcı Saadet Yüksel’in de imzası yer aldı.

AİHM, mahkemelerin yargılamalarda şüpheli veya sanığın suçlu olduğu kanaatini yansıtmaması için dikkatli bir dil kullanmasının çok önemli olduğuna işaret etti. AİHM, mahkemenin fezlekede kullandığı ifadelerle bu gerekliliği yerine getirmediği için masumiyet karinesini ihlal ettiğini ve Anayasa Mahkemesinin bu ifadelerden kaynaklanan önyargıları gidermediğini belirterek, masumiyet karinesinin ihlal edildiğine hükmetti.

Mahkeme, Türkiye’nin Ahmet Yıldırım, Selma Irmak, Nadir Yıldırım, Besime Gonca, Alican Önlü ve Dirayet Taşdemir’e toplam 46 bin 800 Euro manevi tazminat ve 2 bin Euro da mahkeme masrafı ödemesine karar verdi.

Ne Olmuştu?

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, “KCK/Türkiye Meclisi” ile ilgili başlattığı soruşturma kapsamında 14 Nisan 2009'da başlatılan operasyonlarda Nadir Yıldırım, Alican Önlü, Besime Konca, Dirayet Taşdemir, Selma Irmak tutuklanırken, Ahmet Yıldırım ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. KCK adı altında yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 103'ü tutuklu 154 sanık hakkında “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak”, “örgüt yöneticisi veya üyesi olmak”, “örgüte bilerek veya isteyerek yardım etmek”, “örgüt propagandası yapmak” ve “suç ve suçluyu övmek” suçlarından iddianame hazırlandı. Toplamda 175 sanığın yer aldığı bu soruşturmada 21 şüphelinin dosyası için ayırma karar verildi.

Kamuoyunda “KCK Ana Davası” olarak bilinen davanın yargılamasına 2010’da Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Özel yetkili kapatılması ardından dava Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Aralarında Nadir Yıldırım, Alican Önlü, Besime Konca, Dirayet Taşdemir, Selma Irmak’ın bulunduğu 103 tutuklu sanık 2014 tarihinde tahliye edildi.

Milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının 2016 yılında kaldırılması ardından 6 milletvekili hakkında davalar açıldı.

Yaklaşık 7 yıl süren “KCK Ana Davası”nda ise 28 Mart 2017’de karar çıktı. Mahkeme, 16 kişiye 21’er yıl, 95 kişiye 1 yıl 2 aydan 18 yıla kadar hapis cezası verdi. Davada 43 sanık ise beraat etti.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, 38 sanığa verilen hapis cezalarını bozmuş, diğerlerin cezasını onadı.

Editör: Ali Abbas Yılmaz