Gündem

Diyarbakır Barosu'na 6 yılda 7 soruşturma, 3 dava

Diyarbakır Barosu'na TCK 301’den 6 yılda, 7 soruşturma, 3 dava açıldı. Bakanlık soruşturma izni verdiği açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini ise sansürledi.

Adalet Bakanlığı, 24 Nisan Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü’nün yıldönümü olan 2022’de yapılan açıklama nedeniyle Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ile 10 Yönetim Kurulu üyesi hakkında, TCK’nin 301. maddeden soruşturma izni verdi. Bakanlık “soruşturmayı gerektirir nitelikte” olduğunu söylediği açıklamada yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini ise sansürledi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ihlal kararı, yerel mahkemelerin verdiği beraat kararlarına rağmen Ermeni soykırımının başladığı gün kabul edilen 24 Nisan 1915'in yıldönümünde anma ve yüzleşme temalı açıklamalar yapan Diyarbakır Barosu hakkında TCK 301. maddede düzenlenen soruşturma ve davalar açılmaya devam ediyor. 

MLSA’dan Deniz Tekin’in haberine göre, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 24 Nisan 2022’de baronun web sitesinde yayınlanan “Yüzleşme ve Helalleşme 24 Nisan 1915 Tarihinden Başlamalıdır” başlıklı açıklamayla ilgili bir avukatın yaptığı suç duyurusu üzerine Diyarbakır Barosu yöneticileri hakkında inceleme başlattı.

TCK 301. maddede yar alan “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçu yönünden soruşturma açılması Adalet Bakanlığı iznine bağlı.

Savcılık, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ile Yönetim Kurulu üyeleri Zuhal Işık, Serdar Özer, Seyit Rıza Karakaş, Mehmet Erdem, Ali İsmet Girgin, Diyar Ruknedin Çetedir, Mehdi Özdemir, Öykü Çakmak, Hatice Demir ve Atilla Berk hakkında soruşturma izni verilmesi talebiyle hazırladığı fezlekeyi 2022’de Adalet Bakanlığına gönderdi.

İttihat Terakki’yi suçlamak suç sayıldı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Baro’nun 24 Nisan’da yaptığı açıklamanın TCK 301. maddesi yönünden “soruşturmayı gerektirir nitelikte” olduğu gerekçesiyle soruşturma izni verdi. Bakanlığın, soruşturmayı yürüten savcıya gönderdiği yazıda, Baro’nun yaptığı açıklamanın içeriği yer aldı. Açıklamada yer alan şu sözlerin soruşturmayı gerektirir nitelikte olduğunu savundu: “24 Nisan, yeryüzünün dört bir yanına 'savrulmuş' Ermeni ulusunun tarihindeki en kara günlerden biridir… Yüzbinlerce Ermeni, bu topraklardan zorla koparılmış tehcir yolunda İttihat ve Terakki yönetiminin desteği ve kontrolü altında öldürülmüş yahut ölüme terkedilmiştir… Geçmişle yüzleşmede ve helalleşmede ‘Ermeni Hakikati’ en hayati kavşaklardan biridir. Bu kavşağı karanlıkta bıraktıkça onun ürkütücü gölgesi bizlerin ve kurbanların ruhuna azap vermeye devam edecektir… Bugün bize düşen karanlığa ışık tutmak, acı da olsa gerçekle yüzleşmek ve 24 Nisan 1915’te başlayan süreçte yaşamını yitirenlerin ruhuna bir nebze olsun huzur sağlamaktır… Diyarbakır Barosu da devletin hakikatle kavgasından her yıl payına düşeni soruşturma tehditleri ve yargılanmalarla almaktadır…”

Bakanlık, Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini sansürledi

Ancak, Adalet Bakanlığı soruşturmayı gerektirir nitelikte olduğunu belirttiği Baro’nun açıklamasında yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 24 Nisan’a ilişkin sözlerine yer vermedi. Erdoğan’ın 2014’te 24 Nisan’ın yıldönümünde söylediği ve Baro’nun açıklamasında yer alan sözleri şöyle: “…Nitekim 2014 yılının 24 Nisan günü Sayın Recep Tayip Erdoğan ‘20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz’ demiş. 1915 olaylarını ‘gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadise’ olarak değerlendirerek bu karanlık tarih ile yüzleşme açısından önemli bir açıklama olmuştur.”

Bakanlığın soruşturma izni vermesi üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, sözlü veya yazılı savunma yapmaları için tebligat gönderdi. Ancak, Baro yöneticileri, yaptıkları açıklamanın ifade özgürlüğü kapsamında olduğu gerekçesiyle savcılığa ifade vermeyi reddetti.

Bundan sonra ne olacak?

Avukatlık Kanu’na göre, avukatların görevleri nedeniyle işlediği iddia edilen suçlarla ilgili davalar, ikamet ettikleri adrese en yakın ildeki ağır ceza mahkemesinin kararıyla açılıyor. Baro yöneticilerinin ifadeleri alındıktan sonra hazırlanması beklenen fezleke, Diyarbakır’a en yakın il olan Batman’daki ağır ceza mahkemesine gönderilecek. Mahkemenin son soruşturma izni vermesi durumunda avukatlar hakkında dava açılacak. Ardından dava dosyası Diyarbakır’a gönderilerek. 

‘Hakikatle yüzleşmedikçe, gerçek bir adaletten bahsedilemeyecektir’

Bakanlığın soruşturma iznini değerlendiren Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı avukat Mehdi Özdemir, Türkiye’de resmi ideolojiden farklı düşüncesini ifade edenlerin TCK 301. maddesi üzerinden yargı tehdidine maruz bırakıldığını söyledi. Özdemir, “1915 Ermeni Soykırımı ile başlayan ve 1937-38 Dersim Katliamı ile devam eden zorla kaybettirme uygulamaları, Türkiye’nin yüzleşmesi gereken bir gerçeklik olarak görmekteyiz. Bu ülkede, hakikatle yüzleşmedikçe, gerçek bir adaletten bahsedilemeyecektir. Değerlerimize yakışır şekilde yürüttüğümüz hak mücadelesini, yine aynı tarihsel değerlere yakışır şekilde savunmaya devam edeceğiz” dedi.

Özdemir, Baro’nun 2017 ile 2023 yılları arasında yaptığı 7 ayrı 24 Nisan açıklamasına soruşturma açıldığının bilgisini verdi. Özdemir, Adalet Bakanlığı’nın, Diyarbakır Barosu’nun mevcut başkanı ve önceki dönem başkanları ile yönetim kurulu üyeleri hakkında TCK 301. maddeden bugüne kadar 6 defa soruşturma izni verdiğini kaydetti. Bakanlığın izin verdiği 4 soruşturmanın davaya dönüştüğünü, bunlardan ikisinin beraatla sonuçlandığını aktaran Özdemir, 1 dava ve 2 soruşturmanın ise devam ettiğini söyledi. 2023 yılında yaptıkları 24 Nisan açıklamasının soruşturma izni verilmesi için Adalet Bakanlığına gönderildiğini açıkladı.