Diyarbakır’da Kobani Davası'nda siyasetçilere verilen cezaları protesto etmek için yürüyüş yapılıyor. Aralarında HDP’nin eski Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu siyasetçilere verilen yüksek hapis cezalarına tepki dinmiyor.
Geçtiğimiz 15 Mayıs’ta karar duruşması yapılan ve kamuoyunda Kobani Davası olarak bilenen davada HDP'nin eski Eş Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş’a toplamda 42 yıl, Figen Yüksekdağ ise 30 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Aynı davada tutuklu yargılanan Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Ayla Akat, Ayşe Yağcı ve Meryem Adıbelli'nin ise tahliyesine karar verildi.
Yine aynı davada 18'i tutuklu olmak üzere toplam 108 kişinin yargılandığı davada mahkeme, 36 sanık hakkında beraat kararı verdi. 24 sanık hakkında farklı suçlamalarda toplamda 408 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Davadan çıkan hapis cezalarına dair ilk tepki karar duruşmasının yapıldığı 15 Mayıs’ta verildi. 16-17 Mayıs’ta ise ülkenin farklı yerlerinde verilen hapis cezaları yapılan çeşitli eylem ve etkinliklerle protesto edildi.
Bugün de aynı protestolara devam edildi. Ankara’da DEM Parti milletvekilleri Kobani davası kararlarına karşı Adalet Bakanlığı’na yürüdü. Burada yapılan açıklamada, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin ‘HDP ve devamı kapatılmalı’ şeklindeki açıklamalarına tepki gösterildi ve Kobani Davasında çıkan kararların siyasi olduğu ifade edildi.
Diyarbakır’da da DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ile DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır’ın aralarında bulunduğu siyasetçiler ve yurttaşlar, Kobani Davası’nda çıkan kararlara karşı protesto yürüyüşü gerçekleştirdi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önünde bir araya kitle, buradan İstasyon’a kadar yürüyüş gerçekleştirdi ve ardınan burada açıklama yaptı.
DEM Parti, Diyarbakır'ın ardından bir çok ilde eylem yapacak
Polis ablukasında bekletilen kitle, yürüyüşünü sonlandırdığı İstasyon Meydanı'nda açıklama yaptı.
Burada konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 7 Haziran Genel Seçimleri öncesi 5 kişinin ölümüne ve 400 kişinin yaşamını yitiren 5 Haziran 2015’te IŞİD’in saldırısına atıfa bulundu. Hatimoğluları, Diyarbakır’da başlatılan yürüyüş ve protesto eylemini Suruç, Ankara gibi bombalı saldırıların olduğu yerlere taşınacağını söyledi.
Saat 12.00’da başlaması gereken programlarının polis engeline takıldığını ve yürüyüş esnasında 10’larca kez durdurulduğunu belirten Hatimoğulları, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu karar hukuki değil siyasi karardır. Erdoğan, saray ve küçük ortağının genel merkezlerinde yazdıkları iddianamelerle yazılmış bir davadır Kobanê Kumpas Davası. HDP’den, ezilenlerden, Kürt halkından intikam alma davasıdır. Bu dava düzmece davasıdır. AKP-MHP, bizlere böyle diz çöktüreceklerini sandı. HDP ve Türkiye demokrasi güçleri diz çökmedi. Bizler devrimci, sosyalist, demokrat, aydınlar olarak bir kez daha Amed’in göbeğinde sözümüz olsun ki yürüttüğümüz mücadeleden bir adım geri atmayacağız. Kürt halkının mücadelesini omuz vermekten bir adım geri adım atmayacağız.
Onlar kadınların ve yaşam hakkını savundular. Onlar kuru ekmeğe muhtaç olan işçinin, emekçinin ve yoksulun hakkını savundular. Öyle bir savunma yapıtlar ki 100 sonra hukuk fakültelerinde ders olabilecek nitelikte.
'Arkadaşlarımız, bizler dimdik direniyoruz. Sizler de dışarıda dimdik direnin' diye mesaj verdi. Bizler bir kampanya süreci başlattık.
Bir yandan Kürt siyaseti ve siyasetçileri hedeflenirken, diğer yandan da Türkiye’nin sol ve sosyalistleri cezalandırıldı. Bu karar hukuki değil, siyasi bir karardır. Yürüttüğümüz mücadeleden bir adım geri atmayacağız.
Bizler niçin bu alandayız. Bu alanın bizlere bıraktığı derin acılar var. Bizler de tam da bombaların patlatıldığı bu alandan sesleniyoruz. Bu alanda 2015’te HDP mitingi düzenlenirken, IŞİD’in önü açıldı ve bu alanda bombalar patladı. Tam bu noktada IŞİD’in Türkiye’de ve Ortadoğu’da önünü açanlar yargılanacaklar. IŞİD’e karşı verdiğimiz mücadelenin onurunu taşıdığımızı belirtiyoruz. IŞİD’e Kobanê direnişlerinde geçit verdirmedik, şimdi de vermeyeceğiz.
Açıklama yapmak için buraya geldiğimizde 10’larca kez durdurulduk. "Kuş uçurmam’ diyen MİT ve başındaki siyasi irade, İŞİD’in katliamları yapmasını izledi, elini kolunu sallayarak buraya gelmesine izin verdi.
Bizler bu kampanyayı buradan İstasyon Meydan’ında başlatıyoruz ve katliamların yapıldığı diğer illerde kampanyamızı sürdürüleceğiz. O yerlerin hepsine gideceğiz.
Tıpkı siz tutsak arkadaşlarımızın dik duruşu gibi bizler de dik duracağız. Kampanyamız onlar özgürleşene kadar sürecek”
