Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ile beraberindeki heyet deprem bölgelerindeki incelemelerini sürdürüyor. Şuana kadar, Adana, Hatay, Antep, Maraş, Adıyaman’ın il ve ilçe merkezlerini incelemelerde bulunan heyet, bugün de Diyarbakır’daydı.

Kente dair incelemelerde bulunan TMMOB heyeti Diyarbakır’da TMMOB İKK ile yaklaşık bir saatlik toplantı yaptı. Toplantı sonrası deprem bölgelerindeki yapılan incelemelere dair basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, deprem bölgelerinde barınma ve hijyen sorunlarının devam edildiğine dikkat çekildi. TMMOB Başkanı Emin Koramaz, İktidarın TMMOB’un uyarılarına kulak verilmediğini ve çalışmalara dahil edilmeyerek dışlandığını dikkat çekti ve deprem nedeniyle alelacele inşaat yapımına başlanmasının yanlış bir adım olduğunu söyledi.

Diyarbakır’da 27 konut açıklaması

Geçtiğimiz gün Diyarbakır Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Başkanlığı’nda yapılan bir açıklamada konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Diyarbakır’da konut yapımı için “Toplamda 27 bin 253 konutun sahada fiilen yapımına başlamış olduk” dedi. Koramaz ise bu adımın yanlış olduğunu değerlendirdi ve iktidar tarafından yapılması söylenen 200 bin konutun bir yıl içinde tamamlanmasının mümkün olmadığını aktardı. Elazığ ve İzmir depremleri sonrası yapılması planlanan konutlara atıfta bulunan Koramaz, “Bu konutlar bile henüz tam olarak bitmiş değil. Depremin üzerinden bir ay geçti henüz geçici barınma alanı sorunu çözülmüş değil. Kaldı ki bu yerlerde yapılacak yapılara dair jeolojik incelemeler ve etüt tespitleri gibi bulgular neticesinde yapıların yapımına başlanmalı. Belirtilen süre olsa olsa 14 Mayıs seçimlerine yönelik bir hamle olarak değerlendirilebilir. Biz defalarca kez uyardık. Şimdi de uyarıyoruz bu adım yanlış adım” dedi.

“Yıkımın bu denli büyük olmasının pek çok nedeni var”

Koramaz, deprem bölgesinde yaptıkları incelemeler hakkında yaptığı açıklamasının satırbaşları şöyle:

“Henüz kayıplarımıza ve yıkımın boyutlarına ilişkin gerçek rakamlar açıklanabilmiş değil.Kayıpların sayısının ve yıkımın bu denli büyük olmasının pek çok nedeni var. İlki ve en büyük nedeni ne yazık ki ülkemizin, şehirlerimizin, binalarımızın hatta halkımızın depreme hazırlıklı olmaması gerçeğidir. Bizler TMMOB olarak çok uzun yıllardan bu yana ülke coğrafyamızın depremselliği, ülkemizdeki yapı stokunun depreme dayanıksızlığı, yapı denetim sistemimizin işleyişi mantığındaki çarpıklıkları ve ülke çapında afet-acil durum ve risk yönetimi konusundaki yetersizlikleri gibi çok hayati konuları ısrarla dile getiriyoruz.

“TMMOB’yi mesleki denetim süreçlerinden dışladılar”

Ülkeyi yönetenlerse bu sözlerimize kulak vermek yerine yıllarca sorunu daha da büyütecek adımlar attılar. Deprem vergilerini bütçe açıklarını kapatmak için kullandılar. Kentsel dönüşüm deprem riski yüksek alanları yenilemek yerine yeni rant alanları yaratmak için kullandılar. Şehirlerdeki acil durum toplanma alanlarını ve yeşil alanları imara açtılar. TMMOB’yi mesleki denetim süreçlerinden dışladılar. Yapı Denetim sistemini tamamen şirketlerin insafına terk ettiler. Mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı eğitimini kabul edilemez bir hale getirdiler.

AFAD’ın yetersizliğine ve beceriksizliğine, bir yardım kuruluşu olmaktan çıkartılarak bir şirket haline dönüştürülen Kızılay’ın skandalları eklendi. Depremzedeler haftalarca çadır beklerken, Kızılay’ın elindeki çadırları şirketlere ve yardım kuruluşlarına pazarladığı ortaya çıktı.

“Sorumluluğu başkalarına yıkmaya çalıştılar”

Deprem sonrasında dünya tarihinde eşine az rastlanır bir yardımlaşma ve dayanışma seferberliği yaşanırken, iktidar partileri ve yandaş gazeteler yardım sağlayan gönüllü kuruluşları, belediyeleri, sivil toplum örgütlerini hatta tribün gruplarını hedef aldılar. Yaşanan felaketin sorumluluğunu kabul etmek ve yanlıştan dönmek yerine türlü yalanlarla sorumluluğu başkalarına yıkmaya çalıştılar.

TMMOB’yi de karalamaya çalıştılar. Önce çürük binalara TMMOB ve Odaların göz yumduğu yalanını servis ettiler. TMMOB’nin mesleki denetim yapmasının bizzat iktidar tarafından yasalarla engellendiği ortaya çıkınca bunun yerine TMMOB’nin kentsel dönüşüm uygulamalarına engel olduğu yalanına sarıldılar.

“Hazırlıklar yapılmadan atılacak her adım felakete neden olur”

Enkazlar bile kaldırılmadan 200 bin konutun inşası için sözleşmelerin yapıldığı ilan edildi. 126 No’lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile afet bölgesindeki iskan alanlarının belirlenmesinde, imar planlarının hazırlanmasında ve her türlü yapının inşasında tüm yetkilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredildi. Henüz jeolojik inceleme ve etütler bile yapılmadan yeni yerleşim yerlerinin temel atma törenlerinin yapılacağı duyuruldu.

Yapılmak istenen şey halkın barınma sorununun çözümü değil, bir seçim propagandası olduğu çok açıktır. Gerekli inceleme ve hazırlıklar yapılmadan atılacak her adım, yapılacak her konut yeni felaketlere davet çıkarmak anlamına gelmektedir. İnsanların çaresizliğinin bir seçim malzemesine dönüştürülmesine izin veremeyiz. Depremin yıktığı binlerce yıllık kadim kentlerimizin tarihsel, kültürel, demografik, sosyal yapısının alelacele verilen kararlarla yok edilmesine sessiz kalamayız

İktidara çağrı: Geçici barınma alanları tamamlanmalı

Bir çağrı da siyasi iktidara yapmak istiyorum. Bölge halkının en önemli sorunu barınma. Gezdiğimiz yerleşimlerde geçici barınma alanlarının henüz tamamlanmadığını gördük. İktidar derhal bu soruna çözüm bulmalı, depremzedelerin insani koşullarda barınmaları için geçici barınma alanlarını tamamlamalıdır.”

Bugün Malatya’ya giden heyet Ankara’ya dönecek ve depreme dair geniş kapsamlı bir rapor hazırlayacak.

Editör: Ali Abbas Yılmaz