Özel Haber: Ali Vuranel

Türkiye’de 11 ili etkileyen depremin ardından Diyarbakır başta olmak üzere bölge kentlerinde kiralarda yaşanan fahiş fiyat artışları ev sahibi olmayan yurttaşları isyan ettirdi.

Diyarbakır’da 20 bin lirayı bulan ev kiraları fahiş kira artışını gözler önüne sererken, dar gelirli yurttaşlar için ev kirasını 8-10 bin lira ödemek geçim derdini daha da derinleştiriyor.

Ev sahibi olmayan yurttaşlar açısından fahiş kira fiyatlarının önüne geçilmesi ciddi önem taşırken, kira artışlarındaki denetimsizlik ise fırsatçılığın önünü açıyor. Fahiş kira artışına karşı Meclisten bir yasa beklentisi içinde olduklarını dile getiren yurttaşlara, bir emlakçı ise meslektaşlarına “Fahiş kiraları müşterilere sunmasınlar” çağrısıyla destek veriyor.

TOKİ’nin ise depremzedeler için Diyarbakır'da yapacağı dairlerin bir an önce bitmesi fırsatçılığın önüne geçilmesi anlamında ciddi önem arz ediyor. Bunun yanı sıra Valiliğin fahiş kira artışlarına ilişkin daha önceden nakliye sorununda yaşanan fırsatçılığa gösterdiği refleksin bir benzerinin kira fırsatçılığına karşı da göstermesi önem taşıyor.

Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda; “Kıymetli Hemşehrilerim, ilimizde ev taşıma ücretleri, şehir içi azami 5 bin 100, ilçeler arasında azami 8 bin, şehirlerarası 5 bin 100 lira (25 kilometreyi aşan kısım için kilometre başı 8.50?) asansör bedeli 900 lira. Ayrıca; 1+1 daire ev taşıma ücreti, 4 bin lira, 2+1 daire ev taşıma ücreti 4 bin 250 lira, 3+1 daire ev taşıma ücreti 4 bin 750 lira, 4+1 daire ev taşıma ücreti (en yüksek) 5 bin 100 lira olarak belirlenmiştir. Bu düzenleme dışına çıkan firmalara gerekli işlemler uygulanacaktır” ifadelerine yer vermişti.

Öte yandan Diyarbakır Bağlar’da yıkım bekleyen birçok bina madde bağımlılarının mekanı haline gelirken, yurttaşlar ise varolan durumdan ciddi rahatsızlık duyuyor.

Yine Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu'nun kiralarda yaşanan fırsatçılığa tepkisini içeren açıklamalarının yanısıra, depremzedelerin CİMER’e yazdığı çok sayıda şikayet mevcut.

Söz konusu şikayetlerden bazıları şöyle:

“-2. Senemi doldurduğum kiram 3000 TL son kiramı ödedim aralık 16'da yıllık sözleşme bitiyor yeni sözleşmede ev sahibi 9000 TL yapmak istiyor.

- İş yeri olarak tuttuğum yerde daha bir yıl yeni dolmuşken iş yeri sahibi kirayı 100 / 200 artırmak istiyor. 3250 TL kira öderken şimdi 9500 kira istiyor.

- 8000 TL olan kiramı 45.000 TL istiyorlar. Ne yapmam gerekiyor? İki çocuğum var ve gelirim 15.400 TL. Nereyi aramam gerekiyor?

- 8 senedir buradayız, gurbetçiyiz. Geçen yıl 1000 TL'den 3000 TL yaptılar, bir şey diyemedik. Bu sene de 3000 TL'den 7000 TL yaptılar. Allah'tan reva mı bu?”

‘Nerede kaldı vicdan?’

Ev sahiplerinin çok acımasız olduğunu ifade eden kadın bir yurttaş şöyle konuştu: “Depremden sonra evleri biraz daha uyguna vermeleri gerekirken, kiraları daha da arttırmışlar. İçi harabe en dandik bir evi bile 10-15 bin liradan aşağı vermiyorlar. Nerede kaldı vicdan? Hangi ev sahibi evini pahalıya veriyorsa şikayet edin diyorlar, kimi kime şikayet edelim?”

‘Düşene el atacağımıza, yerdekine bir tekme de biz vuruyoruz’

“Vicdan, merhamet kalmamış” diyerek fahiş kira artışına tepki gösteren başka bir yurttaş ise sözlerini şöyle sürdürdü: “Herkes fırsat kolluyor. Böyle olunca ülke de vatandaş da zarar görüyor. Önce birbirimize sahip çıkmamız, destek olmamız lazım. Düşene el atacağımıza, yerdekine bir tekme de biz vuruyoruz. Önce kalbinizde merhamet olacak, insanları kandırmayacaksınız. Devletin de buna bir çözüm bulması lazım. Başka ülkelerde Mecliste kanun çıkarılıyor kiralar kontrol altına alınıyor ama Türkiye’de kimin canı ne isterse onu yapıyor.”

Kira artışlarının denetlenmediğinden yakınan bir yurttaş fırsatçılığa vurgu yaparken, serbest piyasa koşulları altında fahiş fiyat artışının önüne geçilemeyeceği görüşünü dile getirdi.

‘İnsan olarak yaşam kaynağımız sıfırlanmış’

Hazine 31.6 milyar lira borçlandı Hazine 31.6 milyar lira borçlandı

Yurttaşlar Diyarbakır koşullarında 8 bin ila 20 bin TL arasında değişen ev kirası fiyatları olduğunu ifade ederken, yüksek kiralardan kaynaklı geçim sıkıntısına isyan ise şu sözlerle dışa vuruyor: “ İnsan olarak yaşam kaynağımız sıfırlanmıştır. Kimse halkın sorunlarıyla, sıkıntılarıyla uğraşmıyor, kendi işine, gücüne, cebine bakıyor. Yetkililerin bu durumu gözden geçirerek yerel seçimlere yönelik bir çalışma yapmaları lazım.”

‘Emlakçılar fahiş kiraları müşterilere sunmasınlar’

Bir yurttaş ev fiyatlarındaki yükselişin inşaat girdi maliyetlerindeki artışın çok üzerinde olduğunu dile getirirken, emlakçılar ise piyasanın kilitlendiğine vurgu yapıyor. Kiraların denetlenmediğinden yakınan bir emlakçı sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kiralar başını almış gidiyor. Memurlar dahi kirasını veremiyor. Depremden önce kiralar uygundu ve kiralık ev bulunabiliyordu. En yüksek kira fiyatları 5-6 bin lirayı bulmazken, depremden sonra fırsatçılık aldı başını gitti. Şuan 2+1 dairelere 10 ila 13 bin TL kira istiyorlar. Kira artışlarında belli bir oran yok. Ev sahipleri evini 2 bin liradan 10 bin liraya çıkartabiliyor. Mülk sahiplerinden ricamız biraz insaflı, vicdanlı olun. Hak neyse onu uygulayın ama hakkı uygulayan yok. Devletin koyduğu yüzde 25 kira artışına kimse uymuyor. Mülk sahipleriyle kiracılar arasında yüksek kiralardan kaynaklı anlaşmazlıklar oluyor. Ölümle sonuçlanan kavgalara şahit olmuşum. Devletin fahiş kira artışlarının önüne Mecliste bir yasa ile geçmesi lazım. Yüksek kira isteyen mülk sahipleri teşhir edilmeli ve gereken ceza verilmeli. Emlakçı arkadaşlarıma şunu söylüyorum: Madem devlet bunun önüne geçemiyor, bir nebze de olsa biz geçebiliriz. Emlakçılar fahiş kiraları müşterilere sunmasınlar.”

‘200 bin 250 ağır hasarlı binanın yüzde 65’i yıkılıp enkazı kaldırıldı’

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın, deprem bölgesindeki son duruma ilişkin paylaştığı veriler ise şöyle:

“Deprem bölgesinde acil yıkılacak ve yıkık 60 bin 421 bina enkazının tamamı 68 günde kaldırıldı. 200 bin 250 ağır hasarlı binanın yüzde 65’i yıkılıp enkazı kaldırıldı. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında 645 bin kurulu çadırda 2,5 milyon depremzedemiz kaldı. 20 Eylül itibarıyla çadırda kalan vatandaşımız bulunmuyor.”

Editör: Ali Abbas Yılmaz