Ali Abbas Yılmaz/ÖZEL HABER

Maraş'ın Pazarcık ile Elbistan merkezli depremlerden etkilenen ve aralarında Diyarbakır’ın da bulunduğu 11 ilde resmi verilere göre 50 bini aşkın kişi yaşamını yitirdi.

Dönemin İçişleri Bakanı, depremin üzerinden 2 ay geçtikten sonra 50 bini aşkın kişinin enkazında kaldığı 57 bin 29 binadan 40 bin 969'undaki enkaz kaldırma çalışmalarının tamamlandığını ileri sürmüştü.

Yine dönemin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Mart ayında deprem nedeniyle hasar alan ve yıkılacak bina sayısının 298 bin 448 olduğunu açıklamıştı.

Ancak Maraş, Hatay, Antep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Urfa, Adıyaman, Osmaniye, Adana ve Elazığ’da depremde hasar alan yapıların yıkımı bilinmezliğini koruyor.

Diyarbakır’da bünyesinde 90’ı aşkın sivil meslek ve emek örgütünü barındıran Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu (DKKDP) 20 Mart’ta yaptığı bir açıklamada kent genelindeki deprem bilançosunu açıklamıştı.

DKKDP açıklamasında kent genelinde 3 bin 428 yapının orta, 4 bin 612 yapının ise ağır hasarlı olduğunu duyurmuş ve 64 binanın da acil yıkılması gerektiğini belirtmişti.

Diyarbakır’daki kamu kurumlarının yaptığı açıklamalara göre de depremin ardından yaklaşık 5 geçmişken DKKP’nin paylaştığı henüz acil yıkılması belirtilen 64 binadan 57’sinde çalışmalarının tamamlanmış.

Yine resmi verilere göre Diyarbakır’ın merkez Kayapınar, Yenişehir, Bağlar ve Sur ilçelerindeki 1277 ağır hasarlı yapı bulunuyor ve bunların 877’sinde ise itiraz süreci devam ediyor.

Öte taraftan depremden sonra paylaşılan 4 bin 612 ağrı hasarlı yapı sayısı ise itirazlar gerekçe gösterilerek orta hasarlıya dönüştürüldü ve bu durum da ağır hasarlı yapı sayısının azalmasına neden oldu.

İtiraz sürecinde olmayan 400 binanın yıkımında ise iddialara göre yandaşa ihale nedeniyle ağır işlediğinden dolayı yıkım çalışmaları Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’na (YİKOB) devredildiği belirtiliyor.

Depremden etkilenen illerde ayakta kalan ve hasar alan yapılara dair ise henüz net bir çalışma yapılmamışken, şehir arasında bulunan hasarlı yapılar gün geçtikte endişelere neden oluyor.

İMO'nun sürece dahil çalışması merak ediliyor

Ağır hasarlı yapıların orta hasarlı yapılara çevrilmesi kent genelinde bir tedirginlik yaratmış durumda. Deprem nedeniyle 6 binanın yıkıldığı Diyarbakır'da, 411 kişi yaşamını yitirdi. Depremden sonra hasar alan yapılara dair daha önce çalışmalarını sürdüren Diyarbakır İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), geride kalan 5 ayda ağır hasarlı yapılara dair atılan ve atılması gereken adımlara dair henüz bir rapor açıklamadı. 

Diyarbakır'da halk günlük konuşmalarda hasar tespiti çalışmalarına karşı güven duymadığını çevresindeki örnekler üzerinden dile getiriyor. Depremden sonra oluşan aykırıklıklardan dolayı biriken soru işaretlerinin sağlık bir şekilde cevap bulması ise Diyarbakırlıların tek beklentsi olarak ön plana çıkıyor. 

diyarbakir-agir-hasar-yapilar-yikim-sorumlu-kim

“Birçok yere başvurduk ama bir sonuç çıkmadı”

Deprem 5’nci ayına girerken şehir içinde yıkımı bekleyen binalardan dolayı endişelerini Sur Ajans'a anlatan Diyarbakırlılar, “Binalar tehlike arz ediyor, bakan yok, gelen yok, kimse sormuyor. Birçok yere başvurduk ama bir sonuç çıkmadı. Bu binalar uyuşturucu ve fuhuş mekanı oldu” diyor.  

Ağır hasarlı ve yıkım bekleyen bir binanın karşısında esnaflık yapan yurttaş, yıkılmayan binaların hem mahalleli için can güvenliği açısında risk oluşturduğunu hem de civarda kendisi gibi esnaf olan yurttaşların işlerinde düşüş yaşanmasına neden olduğunu belirtiyor.

“Birçok yere başvurduk ama bir sonuç çıkmadı, ne zaman yıkılacağı da belli değil. Binanın biran önce yıkılması gerekiyor. Bu böyle devam ederse tinerciler, uyuşturucu kullananlar binaya geliyor. İnşallah burası sağlıklı bir şekilde yıkılır”

“Binalar tehlike arz ediyor, gelen yok, soran yok”

Yolda geçen bir mahalle sakini ise kapsı ve penceresi olmayan ağır hasarlı yapıları gösteriyor ve şöyle ekliyor, “Diyarbakır'da darbe yemeyen bina yok. Kimse gelip bakmıyor. Millet perişan olmuş, hep dışarıdadır, köylere gitmiş. Binalar tehlike arz ediyor, bakan yok, gelen yok, kimse sormuyor. Buradan gidenler yarın öbür gün tekrar bu ağır hasarlı yapılara gelip mecburen oturacak. Bir şey olduğunda bunun cevabını kim verecek”

“Yıkılmayı bekleyen çok bina var”

Başka bir mahalleli ise yıkımın yavaş işlediğini söylüyor. Etrafındaki binaları gösteren yurttaş kamu kurumlarına durumu anlatmalarına rağmen bir belirsizliğin sürdüğünü aktarıyor.

“Binalar tehlike arz ediyor ama çocuklar gidip altında oynuyor. Bayramdan sonra yıkımlar olacak diyorlar. Bu çevrede yıkılmayı bekleyen 27 bina var. Tabii yıkım yavaş gidiyor ve yıkılmayı bekleyen çok bina var.”

“Gençler giriyor, içeride ne yaptıklarını bilmiyoruz”

Yıkımı bekleyen yapılar sadece güvenlik riskini oluşturmuyor, aynı zamanda bir halk sağlı sorununa da kapı aralamış bulunuyor.

Çekimlerimizi gören bir yurttaş bize doğru geliyor ve şurayı çekin diyerek biriktirdiği kelimelerle şu cümleleri kuruyor:

“Bu bina niye yıkılmıyor? Geceleri sesten dolayı yatamıyoruz. Gençler giriyor, içeride ne yaptıklarını bilmiyoruz. Ayrıca buralardaki çöpün haline bakın, hiç mi belediye yok? Buradaki durumun sorumlusu kimdir? Burada bir sürü insan geçiyor, yukarıdan tuğla düşüyor. Çocuklar burada top oynuyor. Arayan yok soran yok”

“Bu binalara gelip uyuşturucu kullanıyorlar”

Yıkımı beklenen ağır hasarlı binaların metruk yapılar haline geldiğini ve madde bağımlılarının mekanına dönüştüğünü belirten mahalle sakini bir genç ise yaşanan soruna ilişkin şunları söyledi: 

“Bu binaların yıkılması için biran önce harekete geçmeleri gerekiyor. Bu binalarda kristal ve eroin gibi uyuşturucu maddeler kullanılıyor. Biz de bu uyuşturucuya karşı olduğumuz için müdahale ediyoruz. Müdahale edince de olay çıkıyor. Bu binalar yıkılsa bu olaylar çıkmaz”

“Bugün yarın yıkılacak diyorlar ama yok yıkılmadı”

Yine oturduğu binasının karşısında bulunan ve yıkımı bekleyen binaları gösteren başka bir yurttaş, boşaltılan binanın madde bağımlılarının mekanı olmasından ciddi rahatsızlık duyduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

“Diyarbakır’da ne hırsızlık, pislik varsa bu binadadır. Ben karşıda oturuyorum, rahatsız oluyorum. Gece gündüz yatma yok. Burası yıkılmazsa şikayet edeceğim. Kimse ilgilenmiyor. Şimdi gitseniz en az 10 kişi bu binanın içerisindedir. Bugün yarın yıkılacak diyorlar ama yok yıkılmadı. Kaymakamlığa gittim, yarın yıkım başlıyor dediler ama başlamadı. Bizi rahatsız ediyorlar, perişanız. Ailemizin karşısında sabah akşam pislik yapıyorlar. Hırsızlar, madde kullananlar hepsi buralara toplanıyor. Binalar genel ev olmuş”

Editör: Ali Abbas Yılmaz