Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gençlik Meclisi’nin 24 Aralık’ta gerçekleştirilen 1’inci Olağan Kongresi sonrası yapılan gözaltılara ilişkin hak ihlalleri raporunu açıkladı. Raporda, DEM Parti Gençlik Meclisi 1’inci Olağan Kongresi için Diyarbakır Geterler Düğün Salonu’nda bir araya gelen yurttaşlar, kongre sonrası dağıldıkları sırada, gözaltına alındıkları esnada ve sonrasında ayrımcı ve cinsiyetçi saldırılara, işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığına dikkat çekildi.

Gözaltı sırasındaki hukuksuzluklar

Kongre sonrası 5'i çocuk, 15'i kadın toplam 52 kişinin hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alındığının aktarıldığı raporda, ÖHD’li avukatların gözaltılar sırasındaki gözlemleri şöyle aktarıldı:

* “Hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alınan M.Ş. adlı vatandaş gözaltına alındığı sırada darp edilerek işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığı gözlemlenmiştir. Üç kolluk kuvvetince yakalanan M.Ş.’ye ters kelepçe uygulandığı, gözaltı aracına götürülene kadar saçlarından tutulduğu, ensesine bastırıldığı, yüzü gözaltı otobüsüne süründürülerek götürüldüğü ve darp edildiği gözlemlenmiştir.

* Vatandaşlardan birinin gözaltına alındığı sırada telefonunun kırıldığı gözlemlenmiştir.

* Gözaltı işlemine tepki gösteren yurttaşlara kolluk tarafından hakaret edilip kötü muamele uygulandığı tarafımızca gözlemlenmiştir.

* Bu gözaltı esnasında gözaltına alınan vatandaşlar saatlerce araçta kelepçeli bir şekilde bekletilip onur kırıcı muameleye maruz bırakılmışlardır. Gün boyunca gözaltına alma işlemlerinin mütemadiyen sürdürüldüğü, bir kısım yurttaşın kongre bittikten ve kongrenin gerçekleştirildiği yerden oldukça uzaklaşmalarına rağmen keyfi bir şekilde gözaltına alındı.

* Gözaltına alınan yurttaşların hastane işlemlerinden sonra TEM şubede nezarethanesinde günlerce gayri insani koşullarda bekletildiğini, nezarethanedeyken kolluk kuvvetlerince sözlü hakaret ve tehditlere maruz bırakıldıkları öğrenilmiştir. Bunun yanında gözaltına alınan vatandaşların avukatlarıyla yaptıkları görüşmede, talep etmelerine rağmen uzunca bir süre tuvalete götürülmedikleri belirtilmiştir. Hatta gözaltına alınan yurttaşlardan birinin tuvalete götürülmemesi sebebiyle oldukça zorlandığından yanında bulunan pet şişe aracılığıyla ihtiyacını giderdiği öğrenilmiştir.”

 Raporda, gözaltına alınan yurttaşlara, söz konusu etkinliği nereden öğrendiği, etkinliğe ne gibi bir katkıda bulunduğu, neden halay çektiği sorularak bir siyasi partinin gençlik meclisinin olağan bir kongresinin “kriminalize” edildiğinin gözlemlendiği belirtilirken, gözaltı işlemlerinin 24 Aralık’ta 23.00 sıralarında başlayıp, 25 Aralık’ta 03.30 sıralarında bittiği aktarıldı. Raporda, yurttaşların ifade işlemlerinin bitmesine rağmen gözaltı sürelerinin bir gün uzatıldığına da yer verilerek, bir kişinin “Görevi yaptırmamak için direnme” iddiasıyla tutuklandığı hatırlatıldı.

Belediyeye gelen ödenek maaşlara yetmedi Belediyeye gelen ödenek maaşlara yetmedi

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz’

Raporun devamında şu ifadelere yer verildi: “Anayasanın 17/3. maddesi gereğince, ‘Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.’ Mensubu oldukları siyasi partinin gençlik meclisi kongresine katılım göstermek isteyen yurttaşların yargılanma tehdidi şeklinde gerçekleşen caydırıcı etkiye maruz bırakıldıkları gözlemlenmiştir.”

 ‘Cinsiyetçi ve ayrımcı saldırılar’

Gözaltına alındığı sırada kadın yurttaşların cinsiyetçi ve ayrımcı saldırılara maruz bırakıldığının aktarıldığı raporda, “Kadınların kitlesel katıldığı bütün eylem ve etkinliklerde olduğu gibi; kolluğun kadınlara, özellikle Kürt kadınlara yönelik bu ayrımcı ve cinsiyetçi saldırıların münferit değil sistematik saldırı olduğu tarafımızca gözlemlenmiştir” diye belirtildi.

Öneriler

Raporda son olarak şu önerilere yer verildi: “Barışçıl toplanma hakkı kapsamında, bir siyasi partinin gençlik meclisinin olağan kongresine katılım gerekçe gösterilerek yapılan hukuk dışı alıkonulma, yurttaşların yargılanma tehdidi altında bırakılmaları, temel haklarını ihlal edici nitelikte olup, keyfi bir şekilde ortaya çıkan sınırlandırmalardan ivedilikle vazgeçilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, suç şüphesi olmaksızın yurttaşların temel haklarını kullanmasını engelleyici şekilde yargı tehdidi oluşturulması nedeniyle, görevinin gereklerine aykırı hareket eden ilgili savcı hakkında, HSK (Hakimler ve Savcılar Kurulu) tarafından derhal soruşturma başlatılmalıdır.

‘Etkili bir adli soruşturmalar yürütülmelidir’

İşkence ve kötü muamele, kasten yaralama, kasten insan öldürmeye teşebbüs, görevi kötüye kullanma, yağma, hakaret ve tehdit suçlarının işlenmiş olması ihtimaline binaen re ’sen soruşturma başlatılmalıdır.  Maddi gerçeğin açığa çıkarılması ve faillerin tespiti açısından etkili bir adli soruşturmalar yürütülmelidir. Maddi gerçeğin çıkarılması öncelikli olarak mağdurlara ait kamera görüntülerinin tespit edilmesi, keşif yapılması ve tüm delillerin toplanması, İşkencede kullanılan suç aletlerinin toplanıp muhafaza altına alınması, parmak izi araştırmasının yapılması ve olay yerine yakın tüm polis ve jandarmanın kimliğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

Kadın yurttaşların ayrımcı ve cinsiyetçi saldırılara maruz bırakılmaları, bu kapsamda adli soruşturmanın bu husus da gözetilerek etkin bir şekilde yürütülmesi gerekir.  Gözaltı işlemi sırasında ve sonrasında, kolluk görevlilerince ters kelepçe, tehdit, hakaret ve işkence ve kötü muamele eylemlerine maruz bırakıldığı hususu tespit edilmiş olup; gözaltı sürecinde yaşatılan kötü muamele teşkil eden eylemlere dair adli ve idari yönden tahkikatın yürütülmesi gerekir.”

Kaynak: MA