Sur Ajans yazarı Seçil Duyan, “Bulutlaraltı Caddesi” ilk kitabının yazım aşaması ve yazma serüveni üzerine yaptığı değerlendirmede, “İlk romanım olduğu için yaşadığım bu duygusal geçişler şaşkına çevirdi beni. Yazar ne isterse o olur, nereye isterse oraya götürür sanıyordum. Öyle olmadığını anlayınca ambale oldum, uzun aralar verdim” dedi. Özel Haber: Ali Abbas Yılmaz Sur Ajans yazarı Seçil Duyan, ilk kitabı “Bulutlaraltı Caddesi” üzerine yaptığı değerlendirmede, yazım aşamasında zorlu bir süreci geride bıraktığını ifade ederek, “Karakterler bir süre sonra senden kopmaya, başına buyruk hareket etmeye başlıyor. Hatta bazen kafa tutuyor sana. Zaman zaman keşke şöyle yapsaydı dediğim de oldu ama biliyorsunuz güçlü karakterler sadece kendi bildiğini okur. Yazarın doğruları, yanlışları buharlaşır. Parçalara ayrılmış bir aynayı tekrar bir bütün haline getirip aynaya baktığında gördüğün sensindir. Bu karakterler de senin parçalanmış halin” diye belirtiyor. seçil duyan bulutlar altı caddesi Sur Ajans yazarı Seçil Duyan, yeni kitabı “Bulutlaraltı Caddesi” üzerine sorularımızı yanıtladı. ‘Karakterler bir süre sonra kendi yollarını çizmek istiyorlar’ Kitap dosyanızı ne kadar zamanda oluşturdunuz? Seçil Duyan: Uzun bir sürece yayıldı. Başlangıçta haftanın bir günü yorgun düşene kadar yazıyordum. Hikâye derinleştikçe daha sık yazmaya başladım. İlk önceleri aralıklı yazmak çok iyi geldi; kalan günlerde hikâyeyi kafamda yaşıyor, pazartesi günü de aktarıyordum. Sonrasında da daha sık yazmaya başladım. Bazen de uzun aralar veriyordum. Zorlu bir süreçti. Karakterler bir süre sonra senden kopmaya, başına buyruk hareket etmeye başlıyor. Hatta bazen kafa tutuyor sana. Zaman zaman keşke şöyle yapsaydı dediğim de oldu ama biliyorsunuz güçlü karakterler sadece kendi bildiğini okur. Yazarın doğruları, yanlışları buharlaşır. Parçalara ayrılmış bir aynayı tekrar bir bütün haline getirip aynaya baktığında gördüğün sensindir. Bu karakterler de senin parçalanmış halin. Yok saydığın, üstünde durmadığın, önemsemediğin ya da başının üstünde tuttuğun... Paralel evrende farklı hayatlar süren. Tabii sokaktaki insanlar, haberlerdeki figürler vesaire de var. Karakterler bir süre sonra kendi yollarını çizmek istiyorlar. Senden bağımsız hareket etmeye başlıyorlar. Yazar sen olsan da kendi yollarında gidiyorlar. Yaşadıkları hayat kırıklarını enteresan bir şekilde ben de yaşıyordum artık. Çatıştıklarında ya da dayak yediklerinde bir köşeden endişeyle izliyordum. Orada bir hayalettim. Sonu nereye varacak diye merak ve kaygı içinde. Hastalıklı bir düşünce gibi geliyor böyle söyleyince. Belki de öyledir bilemiyorum. İlk romanım olduğu için yaşadığım bu duygusal geçişler şaşkına çevirdi beni. Yazar ne isterse o olur, nereye isterse oraya götürür sanıyordum. Öyle olmadığını anlayınca ambale oldum, uzun aralar verdim. Araları, aralardan çıkarıp yazdığım vakitleri hesapladığımda üç ayda yazmışım. Sonrasında düzeltmelerim oldu tabii. seçil duyan Seçil Duyan'ın ilk kitabı “Bulutaraltı Caddesi” çıktı ‘2 yıl bilgisayarda bekledi’ 2- Kitabınızın yayımlanma sürecini özetler misiniz? Seçil Duyan: Kitabın yayımlanma süreci çok daha uzun sürdü. Deftere yazmam sonrasında büyük bir sıkıntı oldu. Bir romanı bilgisayar ortamına aktarmak düşüncesi beni altı ay kadar düşündürdü. Sonra Bekir Kurtay’ın yardımıyla çözdük. Bir altı aylık beklemeden sonra redaksiyon işine girdik. Sonrasında yine bir sebepsiz bekleme süreci ardından birkaç yayınevine yolladım. Yanıt gelmeyince küstüm. Bu arada düşüncesine değer verdiğim yakınlarım okuyup olumlu dönüşler yapıyorlardı. Yine de peşinden koşmadım. İki yıl bilgisayarın klasöründe bekledi. Sonra sevgili arkadaşım Veysel Acar’ın ısrarıyla tekrar harekete geçtik. Bu arada Gani Türk ile tanıştık. Onun gibi değerli bir kalem ve donanımlı bir insanın ilgilenmesi, kitap ile ilgili olumlu dönüşler yapması beni ayrıca onore etti. Ardından kitabı yayımlamak için harekete geçtik. Sizin aracılığınızla buradan ona da teşekkür etmek istiyorum.
Editör: Haber Merkezi