Maraş merkezli depremlerden sonra afet bölgesi ilan edilen 11 ilden biri olan Diyarbakır’da, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü hasar tespit raporuna göre kent merkezinde 159 bin 832 bina incelendi. Yapılan incelemelerde 22 binanın yıkıldığı, 66 binanın acil yıkılması gerektiği, 3 bin 252 binanın ağır hasarlı, 2 bin 828’nin orta hasarlı, 32 bin 652 binanın ise az hasarlı olduğu kaydedildi.

Depremin üzerinden iki ay geçmesine rağmen ağır hasarlı ve acilen yıkılması gereken birçok bina tahliye edildikten sonra, hiçbir önlem alınmadan kaderine terk edildi. Bağlar ilçesi Mevlana Halit Mahallesindeki Çevikler Apartmanı ağır hasarlı olmasına rağmen yıkılmadığı için çevrede yaşayanların hayatını tehlikeye sokuyor.

‘Sesimizi duyan yok’

Yıkım kararı verilen apartmanın bitişiğindeki binada yaşayan Fatma Aydın (32), şöyle konuştu: “Binanın tehlikesini bildirmek için gelen polis bile yanına yaklaşmıyor. Onların güvenip giremediği sokakta biz yaşamak zorunda kalıyoruz. Geceleri uyuyamıyoruz, iki aydır gelemediğim evime 3 gün önce dönmek zorunda kaldım. Çocuklarım yine deprem olacak mı diye soruyor. Bize ve çocuklarımıza bu korkuyu yaşatmaya hakları yok. Sesimizi duyurmaya çalıştık ama duyan olmadı. Çevre Şehircik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne gidiyoruz, polise yönlendiriyor, polis ise yapacağı bir şeyin olmadığını söylüyor. AFAD’a gidiyoruz, Çevre Şehircilik, İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne yönlendiriyorlar. Nereye gideceğimizi şaşırdık. Bize bir çözüm bulsunlar. Boş binaya hırsız giriyor, içerden sesler geliyor. Çatırtılar bizi tedirgin ediyor. Can güvenliğimiz yok, kendimden geçtim, çocukları düşünüyorum.”

Önünde otobüs durağı var

Ağır hasarlı binanın hemen dibinde otobüs durağı olduğu ve yolun da trafiğe açık olduğuna dikkat çeken Aydın, “Buradan otobüsler geçiyor, kaç kişinin hayatı tehlikede düşüne biliyor musunuz? Ablam her sabah bu yoldan araçla geçerken korkuyor. Bu binada kalmak istemiyoruz ama mecburuz, nereye gidelim? Ne zamana kadar başkalarının evinde kalayım, misafirlik bir yere kadar. Hepimizin canı tehlikede ama önemseyen yok. Onların canı güvende, millet umurlarında değil” diye konuştu.

‘Vebalini kim ödeyecek?’

Yan binanın hasarlı olmasından kaynaklı kendi evlerine girmekten korktuğunu ancak buna mecbur kaldıklarını dile getiren Murat Aydın (33), “Kaymakamlığa gidiyoruz Çevre İl Müdürlüğü’ne yönlendiriyor, onlar başka yere gönderiyor. Sonuç sıfır! Binada bulunan dokuz dairede yaşayan insanlar nereye gitsin? Binamız hasarsız ama yan tarafımızdaki ağır hasarlı bina yüzünden tedirginiz. Maddi ve manevi hiçbir şekilde yardımda bulunulmuyor. Bize bir şey olursa bunun vebalini kim ödeyecek?” diye sordu. 

Çocuklar için nöbet tutuyor

Sokakta oynayan torunları hasarlı binaya girmesin diye akşama kadar nöbet tuttuğunu belirten Dilber Zorlu (52), “Gündüz çocuklar oyun oynuyor diye korkuyoruz, gece uyurken ayrı korkuyoruz. Bir an önce bu binanın yıkılmasını istiyoruz” diye konuştu. 

‘Herkes köşesine çekildi’

Yan binanın tehlikesini 24 saat yaşadığını dile getiren Gurbet Balık (33) da “Gece geç saatlere kadar dışarıda bekliyoruz. Kimi aradıysak sonuç alamadık. Herkes evine çekildi, kendi köşesinde oturuyor. Burada çocuklarımızla birlikte resmen ölümü bekliyoruz. Bu ağır hasarlı binayı yıkıp buradan kaldırın ya da bize kalabileceğimiz sağlam bir yer bulun. Artık sesimizi duysunlar” diye belirtti.

Binlerce kişi önünden geçiyor

Tehlike arz eden binanın bir geçiş güzergahı olduğuna dikkati çeken Rukiye Bakkış ise, şunları söyledi: “Hasar tespiti yapıldığı ilk gün etrafına şerit çekildi ama geçiş güzergahında olduğu için millet şeridi kopardı. Şimdi bu şekil duruyor, ilgilenen kimse yok. Etrafında çocuklar 24 saat oyun oynuyor. Günde binlerce insan geçiyor. Buraya bakmaları için illa birilerinin altında kalması mı gerekiyor? İşin tuhaf yanı bütün mahalle buradan gelip, geçiyor. Yetkililer buna bir çözüm bulmalı. Binalar birbirine çok yakın, yıkılırsa domino gibi bitişiğindekilerin hepsi yıkılabilir. Bundan korkuyoruz. İlk gün polis gelip binanın etrafını sardı gitti, gidiş o gidiş. Binanın yıkılmasını istiyoruz.”

Editör: Ali Abbas Yılmaz