SUR AJANS- Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi'nin (İHD) 31 Ocak 2009'da başlattığı "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemi, 800'üncü haftasında. Kayıp yakınlarının 15 yıldır kesintisiz sürdürdüğü eylem için Bağlar ilçesindeki Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde toplanan kayıp yakınları ve hak savunucuları, kaybedilen yakınlarının akıbetini, katledilenlerin de faillerini sordu.
Bu haftaki eylemde 1 Haziran 1994’te Diyarbakır’ın Kulp İlçesine bağlı Comar kırsal mahallesinde gözaltına alınarak, helikopterle götürülen ve bir daha kendisinden haber alınamayan Vasıf Öztürk’ün hikayesi okundu.
Bu hafta 800’üncüsü yapılan eyleme çok sayıda kurum ve kuruluş üyeleri katıldı. Burada konuşan İHD Şube Başkanı Ercan Yılmaz, “Bu organize suçu işleyenlerden hesap sorulsun. Bu fotoğraflarını taşıdıklarımız devlet organizesinde öldürüldü. Bunu göstermelik de olsa yargılama dosyalarında gördük. Gerçek anlamda yüzleşme ortaya konulmadığı için bu davalar cezasızlıkla sonuçlandı. Her koşulda bu mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
‘Nerde olduklarını biliyorlar’
Faili meçhule giden Mehmet ve gözaltında kaybettirilen Ali Tekdağ’ın kardeşi İffet Tekdağ , “Biliyorsunuz kardeşim yıllardır kayıp. Mezarı bile yok başına gidelim. Ben onları sonuna kadar arayacağım. Kardeşlerimin kemiklerini arayacağım. Silvan yolunda ne zaman gitsem, başımı pencereden çıkarıp, ‘Ali Ali sen bizi görüyordun biz seni görmüyorduk’ diyorum. Devlet nerede olduğunu biliyor. Ama bize mezarı göstermiyor” diye konuştu.
Ali Tekdağ’ın eşi Hatice Tekdağ, eşine iğne ve köpekle işkence edildiğini söyledi. Tekdağ, “Ali 19 kez gözaltına alındı, 20’nci de kaybedildi. Biz cenazemizi, kemiğimizi istiyoruz. Bugün ne olursa olsun ben ve çocuğumun gördüğü işkenceyi kimse görmedi. Beni de Xana Axpar (Çınar) sınırına götürdüler, bir dere kenarında bana da işkence yaptılar. ‘Neden Ali Tekdağ’ı televizyonlarda soruyorsun’ dediler. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Biz kemikleri, mezarları istiyoruz. Nereye koyduysanız ortaya çıkarın” diye seslendi.
Hikayesi okunacak Vasıf Öztürk’ün eşi Lahiya Öztürk ise, “O günden buyana kemiklerini aradık. Bir kemiği bir mezarı olsun istiyoruz. 30 yıldır davamızın peşindeyiz” dedi.
Kuzenleri bırakılır Öztürk gözaltında kalır
Öztürk’ün hikayesi İHD Amed Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Berfin Elçi tarafından okundu. Öztürk’ün kaybedilme hikayesi şöyle: “Evli ve 7 çocuk babası olan Vasıf Öztürk Amed’in Pasur ilçesine bağlı Cumar köyünde ikamet ediyordu. 1 Haziran 1994 tarihinde Bolu Tugayına bağlı operasyon yürüten askerler Salkım mezrasında bulunan Vasıf Öztürk, Cembeli Tuncer ve Efendi Şen isimli köylüler gözaltına aldı. Aynı gün civardaki birkaç köye daha askerler tarafından baskın yapılır. O gün gözaltına alınanlar bir gece köyün okulunda tutulur. Vasıf Öztürk'ün teyzesinin oğlu Cembeli Tuncer ve Efendi Şen, sabah serbest bırakılır fakat Vasıf Öztürk ise elleri ve gözleri bağlanarak, askeri helikoptere bindirilerek Pasur'a götürüleceğini söylenir. Daha sonra aynı dönemde gözaltında tutulan bazı görgü tanıkları Vasıf Öztürk'ün Lice Jandarma Karakolu’nda olduğunu ve kendisine işkence edildiği belirtilir. Yine görgü tanıklarının beyanına göre Lice Jandarma Komutanlığı’nda 25 gün gözaltında tutulur. O tarihten bugüne Vasıf Öztürk'ten bir daha haber alınamaz.
Gözaltı inkar edilir
Ailesi olaydan sonra Kulp Jandarma Komutanlığı, Lice Jandarma Komutanlığı, Diyarbakır Merkez Jandarma Komutanlığı, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi, Diyarbakır Valiliği ve OHAL Bölge Valiliği'ne başvuruda bulunarak Vasıf Öztürk'ün akıbetini sorar. Ancak ailenin yaptığı tüm girişimler sonuçsuz kalır. Diyarbakır Valiliğine bağlı OHAL bürosu, ailenin başvurusuna 14 Ekim1994 tarihinde yanıt olarak; ‘Olağanüstü Hal Bölge Valiliğine vermiş olduğunuz ve Valiliğ’imize intikan eden, 26.09.1994 tarihli dilekçenizde Vasıf Öztürk'ün Kulp ilçesi Uzunova köyünde bir arkadaşıyla Jandarmaca gözaltına alındığı ve kendilerinden bir daha haber alamadınızdan bahisle, konu ile ilgili olarak yaptırılan tahkikat neticesinde; Oğlunuz Vasıf Öztürk'ün herhangi bir nedenle gözaltına alınmadığı, aranan şahıslardan olmadığı anlaşılmıştır’ der.”
Eylem oturma eylemi ardından sona erdi.