SUR AJANS/DİYARBAKIR

Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile HEDEP, Diyarbakır'da kayyımlara dair rüşvet ve yolsuzluk olaylarına ilişkin 'Kayyım Yolsuzlukları' başlıklı basın toplantısı düzenledi. Sur ilçesinde bulunan bir otelde düzenlenen toplantıya, yerlerine kayyım atanan belediye eşbaşkanları ve belediye meclis üyeleri ile siyasiler katıldı. Toplantıya ise Ergani Belediye Eşbaşkanı Ahmet Kaya ile Batman Belediye Eşbaşkanı Mehmet Demir'in açıklamaları damga vurdu. 

Diyarbakır'da yapılan bu toplantı yerel seçimlerin startı olarak değerlendiriliyor. Yani HEDEP Diyarbakır'dan bugün yerel seçim çalışmalarının startını vermiş oldu. 

Toplantıda ilk sözü alan DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Mervan Yıldız,  kayyumla iki dönemdir yönetilen süreci, “kayyum yolsuzlukları” olarak nitelendirdi ve kayyumların belediyelerin kaynaklarını yandaşa aktardığını söyledi.

Yerel seçimlere doğru giderken, bölgede kayyumlu belediyelerin yaptığı yolsuzlukların gündemde olduğunu Bağlar ile Kayapınar belediyelerini örnek gösteren Yıldız. “Artık iktidar bile kendi yaptığı bu yolsuzluğu gizleyememektedir” dedi.

“Yolsuzluğu bulamayanlar geldikten sonra yolsuzluğu normalleştirdi”

Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Cumhurbaşkanımız beni çağırdı. 'Süleyman, ben bu Güneydoğu'daki HDP'nin, PKK'nın belediyelerinden rahatsızım. Bunları derhal görevden alacaksın' dedi. Benim istediğim bir göz, Tayyip Erdoğan verdi iki göz. İki gün geçti, hepsini görevden aldık” şeklindeki ifadelerine atıfta bulunan Yıldız şöyle dedi:

“Bu ifade aslında kayyum atamalarının ne kadar keyfi ne kadar hukuksuz olduğunu göstermektedir. Şunu gören bir iktidar ile karşı karşıyayız. Kürtlerin kendi kendilerini yönetme talebini görmeyen ve sürekli Kürtlerin iradesini gasp etmeye çalışan bir iktidar var. Kayyumu bir rejim haline getirmek isteyen bir iktidar ile karşı karşıyayız. 2016 yılında Van’da müfettişler 24 saat kamp kurum bir yolsuzluk bulmak için çalışıyorlardı ama bulamamışlardı. Yolsuzluk bulamadığı belediyelere şimdi gelip yolsuzluğu çok normal bir hale getirmeye çalıştılar. Kayyumlu belediyeleri tekrardan geri alacağımızı bilen iktidar şimdiden tehdit etmeye başladı. Daha önce yaptığımız gibi yerel seçim süreci boyunca biz her gün bu yolsuzlukları teşhir etmeye devam edeceğiz”

Yıldız'ın ardından söz alan, yerine kayyım atanan Batman Belediye Eşbaşkanı Mehmet Demir ise, Bağlar ve Kayapınar belediyelerine atanan kayyımların ihale ve çalışmalarını mercek altına aldıklarını söyledi. Kayyumlu diğer illerin belediyelerine değinen Demir, "Mardin’de 352 milyonluk yol ihalesi yapılıyor. Hiç yol yapılmadan 100 milyon lira da üzerine artış yapılıyor ve 452 milyon lira ödeme yapılıyor. Ama ne yazık ki hiç yol yapılmıyor" diyerek kayyumlu belediyelerin ihale ile kamuyu büyük zararlara uğrattığına vurgu yaptı. 

“Kayyumlu belediyelerin dışında hiçbir belediye bu şekilde ihale yapmıyor”

Demir, toplantıda Kamu İhale Kanunu’nun 21’inci Maddesi’nin ‘b’ ve ‘c’ bentlerine dikkat çekti.

Demir’in dikkat çektiği kanunun ‘b’ bendi kapsamında yapılan bir ihale için “Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde ve yahut idare tarafından öncede nöngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması” şeklindeki haller şart koşuluyor.

Aynı durum ‘c’ bendinde ise “Savunma ve güvenlikle ilgili özel durumların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması” şeklindeki şart bulunuyor.

Demir, kayyumlu belediyelerin dışında Türkiye’de hiçbir belediyenin Kamu İhale Kanunu’nun 21’inci maddenin ‘c’ bendiyle böyle iş yapmadığını aktardı.

"Kayyum sistemi 21’inci yüzyılın en büyük modern şehir soygunudur"

3 Kasım’da Diyarbakır'da Bağlar Belediyesi'nde görevli F.K., bir iş insanından aldığı rüşvet parasını aracına koyarken suçüstü yakalanması ve başlatılan soruşturma kapsamında Belediye Başkan Yardımcısı S.A. da gözaltına alınması ile 2 tutuklama sonrası müfettişlerin incelemelerini hatırlatan Demir, şöyle devam etti:

"Kayyum sistemi 21’inci yüzyılın en büyük modern şehir soygunudur. Kayyum Belediyeleri kanundan arındırılmış alanlardır. Her türlü hukuksuzluğun yapıldığı yerelden merkeze kadar kurulmuş bir yolsuzluk hırsızlık, hukuksuzluk sistemidir. HDP belediyelerini talan eden bir saadet zinciridir. Her ne kadar Bağlara bir kaymakam, bir vali yardımcısı atanmamış olsa da Bağlar Belediyesi %70 oyu almış HDP Belediye Başkanı Zeyyat Ceyalan'ın mazbatası vermeyip , %25 oy almış AKP adayına vermesi bir kayyum atamasıdır. Hatta Kayyumlardan daha beter yolsuzluk ve hırsızlık ve hukuksuzluk yapılmaktadır. Geçenlerde İmar alanında yapılan rüşvet operasyonunda Bağlar Belediyesinin İmar Müdürünün ve Belediye başkan yardımcısının tutuklandığı bilinmektedir."

Hakkari madene karşı eylemde: Bize destek olun Hakkari madene karşı eylemde: Bize destek olun

37 olan Bağlar Belediye Meclis Üye sayısının 30'u HDP'li, 7'si ise AKP'den oluşuyordu. YSK atması sonrası HDP’nın 13 meclis üyesinin yerine kayyum atandı. HDP'li meclis üyelerinin yerine 17 meclis üyesi atandı. Mahkeme kararı sonrası göreve iade edilen meclis üyeleriyle birlikte  meclis çoğunluğu 20'ye 17 ile AKP'ye geçti.

"Bağlardaki imar yolsuzluğu boyutunu ortaya çıkarmak için bizim meclis üyelerimizin ret oyu verdikleri 40 revize imar plan değişikliğini inceledik. İmar Müdürünün suçüstü rüşvet paraları ile yakalandığını göz önünde bulundurarak İmar mevzuatına aykırı neden olan bu değişiklikleri yaptığı anlaşılmaktadır" diyen Demir, bu kararların tümünde HDP'li meclis üylerinin yerine atanan 13 kayyum meclis üyesinin desteğinin olduğunu söyledi.

"Bu bir kente yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir"

20 Şubat 2020 tarihinde yeni bir imar mevzuatı getirildiğini, mevzuat gereği parsel bazlı imar değişikliklerinin belediyelerce yapılamayacağı, ada bazlı imar değişikliklerinin yapılabileceğinin kararının verildiğini hatırlatan Demir. fakat kayyım belediyelerinin buna uymadığını ifade etti.

40 revize imar planı değişikliğini mercek altına aldıklarını kaydeden Demir, yapılan usulsüzlükleri şöyle sıraladı:

"1.Ticaret alanlarında parsel bazlı emsal artışları yapılmıştır. İmar mevzuatına göre parsel bazlı İmar değişikliği yapma yetkisi belediyelerden alınmıştır. İmar planı ile parsel bazlı emsal ve yoğunluk artışı yapılmış olması imar mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.

2.Fonksiyon değişiklikleri ile emsal artışları yapılmıştır. Akaryakıt alanından merkezi iş alanına çevrilmiştir. Fonksiyon değişiklikleri çevre yapılaşmalar göz önünde bulundurularak yapılması gerekirken göz önünde bulundurulmadan kişiye özgü yapılmıştır.

3.Park alanı ve sosyal tesis alanları kaldırılmış ve yerleri değiştirilmiştir. Bu yerler konut artı ticari alanlara dönüştürülmüştür. Bu bir kente yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir. Bu tür değişiklikler kent suçları kapsamındadır. Bu tür fonksiyon değişiklikleri ve takaslarla birilerine çok büyük rantlar sağlanmıştır.

4.Fonksiyon değişiklikleri ile gizli yoğunluk artışları yapılmıştır. Ticaret alanlarına imar plan notu ile konut alanlarının yapılabilmesi sağlanmıştır. Gizli yoğunluk artışları yapılmaması gerekiyor.  Yapılan nüfus yoğunluk artışı oranında sosyal donatı alanlarının sağlanması gerekir. Bu tür kararlar ayrıcalıklı imar kararlarıdır. Çünkü bu tür değişikliler imar planının standartları azaltmış olmaktadır.

5.Emsal değerleri korunarak kat yüksekleri arttırılmıştır. Kat yükseklikleri mevcut ve çevre yapılaşma dokusu göz önünde bulundurulması gerekirken göz önünde bulundurulmadan yapılmıştır.

6.Çekme mesafeleri azaltılmıştır. Çekme mesafeleri değişikliklerinde mevcut hiza göz önünde bulundurularak yapılması gerekirken göz önünde bulundurulmadan yapılmıştır.

7.Kullanım amaçları akaryakıt alanından ticaret alanına, turizm alanından ticaret alanına konut ticaret alanına çevrilerek emsal artışı yapılmıştır. Artırılan emsal değerleri ve yoğunluk artışı oranında sosyal donatı alanları yaratılmamıştır. Fonksiyon değişiklikleri ihtiyaçlara göre yapıla bilinir. Fakat bu değişiklikler yapılırken emsal ve yoğunluk artışları yapılmamalıdır.

8. Değer artış payları alınmamıştır. Kurum ciddi anlamda zarara uğratılmıştır.

9. Değer artış payları alınmadığı halde ruhsatlar verilmiştir. Bu da imar mevzuatının ihlalidir. Bunun para karşılığında yapıldığı görülmektedir. Bu sebepten dolayı cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyoruz."

'180 milyon 405 bin liralık ihalenin yaklaşık 170 milyonu pazarlık usülüyle yapıldı'

İmar alanlarına dair yapılan usulsüzlükerli sıralayan Demir, "Bağlardaki yolsuzluklar bununla sınırlı değildir" dedi ve 2019 ile 2021 yıllarına dair rakamlarla konuştu.

"Bağlar Belediyesinin yolsuzluk icraatları saymakla bitmez. Bir basın toplantısının boyutunu aşan düzeydedir. Ama ne yazık ki ne Sayıştay raporlarına nede mülkiye müfettişlerin raporlarına yansımaktadır. 

2021'in 5'nci ayına kadar Bağlar Belediyesinde toplam da sözleşme bedeli 180.405.834 TL’den ihale yapılmıştır. Bunun 169.165.901 TL’si pazarlık usulüyle yapılmıştır. Yani parasal olarak %93.76 oranında pazarlık usulüne başvurmuştur. Bu da doğrudan teminler dâhil pazarlık usulüyle tanınan maksimal oran olan %10’un çok çok üzerinde olduğu görülmektedir. Buda AKP ve kayyum zihniyetinin belediyecilik anlayışını en iyi gösteren pratiklerdendir.

3 aylık kiralık makineye verilen para ile kaliteli 3 makine alınabilirdi

Yine 20.09.2019 tarihinde 21 B ile 88.776.000,00 iş makinesi ve ekipmanların kiralanması yani üç yıllık asfalt plent kiralaması yapılmıştır. Bu günün rakamları ile Alman marka ful sistem en büyük asfalt plentin satın alma fiyatı ile 25 milyon TL’dir. İkinci el asfalt plent ise güncel satın alma fiyatı ile 15 milyon TL’dir. Bağlar Belediyesi 2019 tarihinde böyle uçuk bir rakamla sadece kiralamıştır."

"Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyoruz"

Bağlar Belediyesi'ne dair usülsüzlüklere değinen Demir, "Bağlar Belediyesindeki yolsuzluk ve usulsüzlüklerle ilgili suç duyurumuzdur" sözleriyle Cumhuriyet savcılarını göreve çağırdı.

Ergani Belediye Eşbaşkanı Kaya'dan dikkat çekici açıklamalar

Yine toplantıda konuşan Ergani Belediyesi Eşbaşanı Ahmet Kaya, beraat kararı almasına rağman yaşadığı sürece dikkat çekti. 

"İstinaf Mahkemesi iyi bir direniş gösterdi"

“İki ayda bir kayyum uzatma kararları bize bildiriliyor. Şimdiye kadar her uzatma kararında bir gerekçe vardı. Örneğin bizim 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde davamız görülüyordu. O zamanlar ‘9’uncu Ağır Ceza’da görülen davadan dolayı’ şeklinde gerekçe sunuluyordu. Bu durum bittikten sonra yani ‘istinaf yolu kapalı’ olarak beraat edildik. İtiraz süresi bittikten sonra itiraz edilmişti beraat kararına. Yani ikinci kez hukuksuzluk yapılmıştı. O dönem de bize ‘istinaftan dolayı uzatma’ kararı bize bildiriliyordu. İstinaf da beraat kararını onaylayıp ‘Yargıtay yolu kapalı’ kararını verince o Yargıtay yolunu da açmaya çalıştılar. Yani İstinaftaki hukuksuzluğu Yargıtay’a taşıma noktasında da yapmak istediler ama İstinaf Mahkemesi iyi bir direniş gösterdi. Çünkü gerekçesi şuydu; ‘Siz bana bu dosyayı usulsüz getirdiniz, ben usulsüz gelen bir dosyayı ikinci bir usulsüzlük yaparak bir üst mahkemeye taşıyamam’ dedi. Dolayısıyla dava orada bitti.

'Ergani de şuan 'görülen lüzum üzerine' kayyum duruyormuş'

Bunun karşısında alelacele bir soruşturma açıklarını söylemişlerdi. O soruşturmanın ne olduğunu avukatımla sorduk. Önce ‘başvuru yapın size söyleyeceğiz’ dediler. Müracat yaptıktan sonra ‘gizlilik kararı var’ dediler. Gizlilik kararının neticesinde ne olacağını bekledik. Gizlik de şimdi kayba uğradı. O soruşturma yok. Yani ne e devlette, ne de onlarda kayıt yok. Bunun üzerine son gelecek olan uzatma yazısını merak ettim. Gittim aldım bu kez gerekçe yok. Bu seferki uzatma kararında ‘görülen lüzum üzerine uygun görüşmüştür’ gibi herhangi bir gerekçe yok. Dolayısıyla Ergani de şuanda dosyası tamamen kapanmış ve ‘görülen lüzum üzerine’ uzatılma sürecini yaşıyoruz.”

Dönemin Adalet Bakanı Gül ile eski AKP’li Yeneroğlu’nun arasındaki kayyum görüşmesi

Geçtiğimiz haftalarda Meclis’te Deva Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu ile yaptığı görüşmeyi anlatan Kaya, Yeneroğlu’nun dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’le kayyumlar üzerindeki diyaloğunu şu sözler anlattı:

‘Gül bir hafta içinde bana dönün’ dedi

“Yeneroğlu ile bir görüşme yaptım. Genel anlamda kayyum politikasıyla ilgili çok çarpıcı bir cümle söyledi bana. Dedi ki kayyumlar atanınca Abdülhamit Gül’ün kendisi bana kayyum atanan 3 büyükşehrin dosyasını gönderdi ve dedi ki ‘Bu kadar eleştiriyorsun bari bunlar bak gör. En azından kayyum politikası ile ilgili üzerimize gelme. Lütfen bir hafta içinde de bana dönüş yapın’

‘Ne oldu? Niye dönüş yapmadınız?’ diye sordu

Dosyaları gönderdi ben dosyalara baktım ve inceledim. Gördüm ki dosyalar bomboş. Hukuki olarak bunlara kayyum atamanın imkanı yok. Bunun üzerine ben Abdülhamit’e dönmedim. Sonra kendisi beni aradı ‘Ne oldu? Niye dönüş yapmadınız?’ diye sordu.

Kendisine 'bunun bedelini ilerde AİHM'de çok yüksek ödersiniz' dedim

Kendisine bu yaptığınız kayyum atamaları hukuksuzdur. Bunların bedelini ilerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) çok yüksek ödersiniz. Bunu söyleyince bana ‘ne yapalım?’ diye sordu. Dedim ki eğer siz bir şey yapmak istiyorsanız o bütün savcıları görevden almanız lazım. Yapacağınız tek iş bu.”

"Şuanda DBB'de müfettişler var, genel sekreter görevden alınabilir"

Bağlar Belediyesi'ndeki müfettiş incelemesine atıfta bulunan Kaya, “Şuan da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde de müfettişler var. Yakın zamanda belki genel sekreter görevden de alınabilir” bilgisini paylaştı.

"İBB'de de ciddi bir teftiş var"

"Geçen hafta İstanbul’daydım. Oradaki bir belediye yetkilisi ile de bir görüşmem oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) de ciddi bir teftiş var ve Genel Sekreter Yardımcısı sessiz sedasız istifa etti. Bunu sanırım kamuoyu bilmiyor. Ben de ondan öğrendim.

Bunun nedeni de deprem sırasında depremzedelere yapılacak yardımlarla ilgili yapılan alımlardaki yolsuzluktur. Faturalar kesilmiş, tahsilatı yapılmış ama mal alınmamış. Bunu ciddi anlamda da tespit etmişler.

İktidarın Diyarbakır hamlesi bir ‘samimi ve ciddi’ gösterme operasyonu

Şimdi iktidarın Bağlar’daki tasarrufu ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ndeki muhtemel tasarrufu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde açığa çıkaracağı yolsuzluklarla beraber kendisini bu konuda ne kadar ‘samimi ve ciddi’ gösterme operasyonu olarak görüyorum.

"İBB'ye karşılık DBB ile Bağlar'ın patlatılması söz konusu"

Yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne karşılık Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile Bağlar Belediyesi’nin patlatılması söz konusu olabilir. Eğer Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de bu konuda genel sekterin görevden alınmasına kadar giderse benim açımdan bu düşüncem biraz daha pekişecek. Dolayısıyla önümüzdeki süreçler yolsuzluk dosyalarının havada uçuşacağı bir süreç olacak."

Editör: Arif Bulut