SUR AJANS- Eğitim Sen İstanbul Şubeleri, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptığı açıklamada MEB’in yeni müfredatına tepki göstererek, laik ve bilimsel eğitimin geri plana itildiğini, dini vakıf ve cemaatlerin eğitim sistemini kuşattığını vurguladı.
Yapılan açıklamada, “İktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz” denildi.
Eğitim Sen İstanbul Şubeleri “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” karşı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği(PSAKD) Genel Başkan Yardımcısı Gülsev Kaya, Alevi Bektaşi Federasyonu(ABF) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya, Veli-Der ve Proje Okulları Velileri de katıldı.
Basın metnini İstanbul 3’Nolu Eğitim Sen Şube Başkanı Hüseyin Tosu okudu.
‘Müfredat değişiklikleri tüm toplumu ilgilendiren düzenlemelerdir’
Tosu, müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’in merkeze alındığının görüldüğüne dikkat çekti.
Laik ve bilimsel eğitimin geri plana itildiği, dini vakıf ve cemaatlerin eğitim sistemini kuşattığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), daha önce 2006 ve 2017 yıllarında iki kez değiştirilen eğitim müfredatına ilişkin yeni değişiklikleri taslak haline geçtiğimiz Cuma günü yayınlamıştır. Kamuoyunda bir haftadır müfredat değişiklikleri ders kitaplarındaki tekil örnekler tartışılırken, müfredat değişikliklerinin siyasal ve ideolojik yönünün geri planda kalması önemli bir eksikliktir. Müfredat değişiklikleri okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede işlenecek derslerin içeriği ve bunlarla ilgili önemli ve tüm toplumu ilgilendiren düzenlemelerdir.
‘Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilmekte’
Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’in merkeze alındığı görülmektedir. Milli ve Manevi değerler vurgusu yaratılan tüm eşitsizliklerin üzerini örtmek için kullanılmaktadır. MEB’in öncelikli hedefi eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden iktidarın siyasal ideolojisinin açık ve gizli (örtük) olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağının başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olması bu tespitimizi doğrulamaktadır.
‘Dini vakıf ve cemaatler bütün eğitim sistemini kuşatmış durumda’
Müfredat taslağında Türkiye’de yaşayan farklı kimlikler, inançlar ve kültürler genellikle ya hiç görünmez kılınmış ya da ‘karşı tarafta’ gösterilmiştir. Eğitim müfredatında 12 Eylül darbecilerinin izinden gidilerek Türk-İslam sentezinin benimsenmiş olması ve ‘tek din, tek mezhep’ yaklaşımının daha da belirgin hale getirilmiş olması dikkat çekicidir. MEB’in ÇEDES ve benzeri projeler ve protokoller üzerinden eğitim sistemi içine faaliyet alanı açtığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanı sıra iktidarla ekonomik ve siyasal bağları olan dini vakıf ve cemaatler tarafından okullar, yurtlar, kurslar vb üzerinden doğrudan iktidar desteği ile tıpkı bir örümcek ağı gibi bütün eğitim sistemini kuşatmış durumdadır. Yeni müfredat değişiklikleri okullar başta olmak üzere eğitim sisteminde yaşanan dinselleşme kuşatmasının en son ve en tehlikeli aşamasını oluşturmaktadır.
‘Laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz!’
MEB’in ‘yeni müfredatı’, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta özenle ‘sadeleştirme’ ya da ‘ayıklamaya’ tabi tutulurken, tek adam rejiminin bütün hedeflerini açık ve gizli (örtük) amaç ve değerler üzerinden ders kitaplarına yerleştirerek kendilerince ‘dini’ ve ‘milli’ bir müfredat oluşturulmak istendiği anlaşılmaktadır. AKP’nin toplum tahayyülünde istediği insan modelinin nedenli çağın gerisinde ve bilimsel gerçeklerle örtüşmediğini de eğitim alanında sicilinin ne denli bozuk olduğunu da 4+4+4 sürecinden biliyoruz. Dolayısıyla çocuklarımızın eğitiminde telafisi güç olumsuzluklar yaratacak bu müfredat değişikliği kabul edilemez. Eğitim Sen olarak eğitim müfredatı olmaktan çok siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz.
‘Yeni eğitim müfredatın çocuklarımıza verebileceği hiçbir şey yoktur’
Bireycilikle, milliyetçilikle, dini ve milli değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik açıdan sığ, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı yeni eğitim müfredatının çocuklarımıza/öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim müfredatı, öğrencilere yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedefleyen, çocuk ve gençlerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren laik ve bilimsel bir içerikte olmak zorundadır.”